Petrolün başkentinin doğasına, yeşiline ve sosyal hayatına, ‘Bu şehir hepimizindir’ diyerek sahip çıkıyoruz. Zaman zaman nostaljiye sığınarak, eski günleri özlemle anıyoruz. Bazen de Batman’da, şehre dair aidiyet duygusunun neden gelişmediğinden yakınıp duruyoruz. Elbette Batman, 2000’li yılların şehri değil artık. Şehir merkezi nüfusu neredeyse yarım milyonu geçti…

Bu şehrin daha iyi bir yerde olması için sesimizi yükselterek mücadele ediyoruz hep. Batman gibi yarım milyonluk bir şehrin uçak seferlerinin Elazığ’ın gerisinde olması, bizi fazlasıyla üzdüğü gibi 7 yıldır hala İzmir-Batman direkt seferler yapılamıyor olmasına anlam veremiyoruz ve mantıklı bir cevapta bulamıyoruz. Sürekli ‘Bu şehir hepimizin’ diyoruz ama toplumu ilgilendiren acil sorunları çözme konusunda hep yerinde sayan bir şehir olduk…

BATMAN ÇOK DAHA İYİ BİR YERDE OLMALIYDI
Batman’a 1960’lı ve 70’li yıllarda film çekimi için gelen Fikret Hakan’dan Belgin Doruk’a… Fatma Girik’ten Hakan Balamir’e… Tarık Akan’dan Kadir İnanır’a varana kadar birçok sanatçının tarihe not düştüğü "Batman Doğu’nun Paris’i…” sözleri, sayfalarımızda duruyor;

Aslında petrolün başkenti Batman, Türkiye’nin Paris’idir.

Hatta vaktiyle, Paris’te olmayan yaşam standarttı vardı Batman’da.

Ama gelin görün ki; son yıllarda sorunlar yumağına düğümlenen bir şehre dönmüş Batman.

En modern tarıma uygun ovamız hızla betona dönüşmekte.

Yanı başındaki akarsuları, eskisi gibi berrak akmayan bir şehir oldu.

Evet, Batman’ın doğasının da akarsularının da çevre bilincinin geliştirilerek korunması herkesin görevi.

Hep yazıyoruz, çiziyoruz yeri geldiğinde de dillendiriyoruz;

Şehri ikiye bölen İluh Deresi, keşke 30-40 yıl öncesinden ıslah edilebilseydi.

Batman, birçok alanda yerinde saymış.

Türkiye’nin sanayileşmede belki de ilk adresi bu şehirdi ama sanayi yıllar içerisinde cılız kalmış.

Ülkenin ilk rafinerisine hiçbir şey ilave yapılmamış.

2007’de de Ali Koç, Batman Rafinerisi’nin patronu oldu

Gönül arzu ederdi ki Koç, Tüpraş-Batman Rafinerisi’ni daha da büyütsün.

Ekonomik olanakları sayesinde büyütebilirdi de ama nedense yatırım yaparak geliştirmek yerine, mevcut durumla idare etme yolunu seçti.

Bazı değişikliklerin yapıldığını biliyoruz.

Lakin bu yatırımdan Batman hiçbir şekilde payını almadı.

Koç, yıllar öncesinden ilk kez bir otomobil mağazasının açılışı için Batman’a gelebilmişti.

Patronu olduğu rafineriye bugüne kadar ayak basmadı.

Ne yazık ki rafineri, asfalt üretimi dışındaki yatırımlarla buluşmadı.

Batman Rafinerisi’nde istihdam da sınırlı sayıda.

Tekstil sektöründe çalışanların sayısı sadece petrol sektöründe değil, petrol sektörlerinin kuruluşlarının tümünü kat kat geçmiş

1960-70’li Yıllarda 10 bini aşkın kişinin çalıştığı TPAO, TÜPRAŞ ve BOTAŞ’ta çalışan sayı 2 bin 500 ile 3000 aralığında.

Ne hazin bir sonuç değil mi!

UÇAK SEFERLERİNİ BİR TÜRLÜ
ARTTIRAMAYAN ŞEHİR

Evet, Batman’ın bazı alanlarda ne kadar geride kaldığını uçak sefer sayıları gösteriyor.

Galiba 7 yıl öncesiydi.

Komşu Mardin, İzmir-Batman direkt seferlerini petrolün başkentinden öyle ya da böyle almıştı.

Dönemin etki sahibi yetkilileri, ‘Bu sorunu çözeriz’ demişlerdi.

Aradan tam 7 yıl geçmesine rağmen o “çözeriz” denilen seferlere halen ulaşılamadı.

Dönemin yöneticileri verdikleri vaatlerin arkasında durmamışlardı maalesef.

Batman’da uçak sefer ve hat talebinde bulunmak üzere Ankara’ya giden heyettekilere, uçak seferleri yerine maket uçak armağan eden Türk Hava Yolları başta olmak üzere havayolları şirketlerinin başındaki Genel Müdürler, sadece günü geçiştirmişlerdi.

Dilimizde tüy kalmadı;

Hava ulaşımı yolcu kapasitesine sahip belki de en yoğun şehirlerden biriyiz.

Ne Türk Hava Yolları yetkilileri ne de diğer özel hava yolları şirketleri, Batman’ın haklı talebine, birçok yazımıza ve sorduğumuz sorumuza cevap verme gereği bile duymadılar.

Onların bu duyarsız ve umursamaz tavırları gerçekten üzücü, hatta yaralayıcı olmaya başladı.

Her zaman diyoruz ki; yanı başımızdaki Diyarbakır Havalimanı’nda yolcuların yarısını Batmanlılar oluşturuyor.

Hava yoluyla seyahat etmek isteyenlerin Diyarbakır çilesi bitmek bilmiyor.

Ara ara bu konuyu yazıyoruz.

Ve bu ulaşım konusunu da bu şehirde dert edinen yok gibi!

Umarız yukarıdaki sözlerimizi duyarlar da bugünden sonra etkili adımlar atarlar.

Neden yarım milyonluk şehirde İzmir ve Antalya’ya direkt seferler yok?

Ne yazık ki bu sorunun yanıtını bugüne kadar havayolları şirketlerinden almış değiliz.

Önümüzdeki aylarda kış tarifesi son bulacak.

Turizm sezonu olan bahar ve yaz tarifesinde bu şehrin haklı olarak talepte bulunduğu İzmir ve Antalya direkt seferlerinin yapılması için şimdiden ilgililerin harekete geçmesi gerekiyor.

Kim ne derse desin; Batman’ın İzmir ve Antalya’ya direkt uçak seferlerine ihtiyacı var.

Bu şehrin uluslararası ölçekteki havalimanı, sadece İstanbul ve Ankara direkt seferleri için yapılmadı elbette.

Bu şehir hepimizin!

O halde bu şehrin ulaşım sorununu çözmek de hepimizin asıl görevi olmalı.

Sağlıkla kalın…