Dünden devam

Değerli Okurlar, kısa adı TEMA olan Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nı yıllardır takip eden biriyim. Türkiye genelinde yüz binlerce gönüllüsü olan bir harekettir.

Toprak Dede olarak gönüllere yerleşen Sayın Hayrettin Karaca, doğa hayranı bir aktivisttir.

Merhum Karaca’nın binde biri kadar doğaya katkı sunmamış niceleri vardır ki Toprak Dede’yi yerden yere vuruyorlar…

Sayın Karaca’nın hataları yok mu, var. Bölgemizdeki ormanlar konusunda şahsını da eleştirmiştim. Batman’da o konuda eleştirilerle karşılaşmıştı.

Evet, 90’lı yıllarda bölgemizde yakılan ormanlar için TEMA Vakfı’nın duyarsız ve tepkisiz kalmasını yazılarımla eleştiren biriydim ki bana hak da vermişti. Ancak TEMA Vakfı’nın bu hassas konularda yapacakları çıkışların yarardan çok zarar götüreceği görüşünü savunmuştu özel sohbetimizde.

Koç Üniversitesi için İstanbul’da 160 hektar ormanlık alan için de eleştirilerim vardı…

Ancak zamanla etkili muhalefet yapma, kitlelerini sokağa indirip eylemler yapma yerine, hayırlı çalışmalar yapan bir vakıf gerçeğini gözlemledim. Böylelikle ülkeye daha çok faydası dokunan bir yapı olarak güçlenebildi.

Sayın Karaca, radikal muhalefet yapan biri değildi.

Yaptığı hizmetler o kadar fazla ki, eksiklik olarak nitelendirebileceğimize mukabil, ülke için büyük bir kayıptır…

Türkiye’nin ünlü zenginlerinin batıda büyük destek verdikleri, finanse ettikleri, emekli generallerin, askerlerin gönüllü üye oldukları bir TEMA Vakfı gerçeğini biliyordum.

Buna rağmen iki binli yılların başında TEMA Vakfı’nın Batman gönüllüsü olarak büyük fedakarlıkla çalıştım.

Zira bütün çalışmaları hayra yönelik olan bir hareket idi.

Amacım-ız TEMA Vakfı üzerinden Batman’a hayırlı katkılar sunmaktı.

O yıllarda kimsenin yapmadığını yapıyor, TEMA Vakfı tanıtım stantlarını değişik yerlerde, kentin en işlek merkezlerinde açıyor, broşürler dağıtıyor, erozyonla mücadele, toprağın korunması, çölleşme, doğamıza, ormanlarımıza sahip çıkma adına mesajlar veriyorduk…

Hiç pişmanlık duymadım. Çünkü çıkar ve menfaat yoktu.

Kimse bizi finanse etmiyordu, parasal ilişki söz konusu değildi.

Kendi öz imkanlarımızla kentimiz için çalışıyorduk.

**

**

Gönüllü arkadaşlarımızla o zaman kentin önemli merkezlerinde topluma olumlu, yapıcı mesajlar vermiştik. TEMA Vakfı üzerinden elimden geleni yaptıktan sonra yine doğa ve çevre mücadelesini halen Batman Çevre Gönüllüleri Derneği çatısı altında sürdürüyorum.

TEMA’yı da biraz tanıtayım: “TEMA kurum iletişim sayfasında yer alan bilgilere göre iki toprak sevdalısı, Toprak Dede Hayrettin Karaca ve Yaprak Dede A. Nihat Gökyiğit, tarafından 1992 yılında kuruldu. ‘Türkiye Çöl Olmasın’ sloganı toplumda büyük yankı uyandıran TEMA bugüne kadar yaptığı faaliyetleri ile Anadolu’da yaşanmakta olan erozyon ve çölleşme tehlikesine kamuoyunun dikkatini çekmesi genel bir kabul gördü. TEMA Vakfı nükleer enerji santrallerin yapımına tamamen karşıdır. Vakfın nükleer enerji santrallerine karşı olmasının temel sebebi nükleerin ‘pahalı, kirli ve tehlikeli’ olmasıdır.

TEMA’nın HES konusundaki görüşü, ‘Doğaya zarar veren tüm HES projelerinin karşısındayız.’ cümlesiyle özetlenebilir. Türkiye’nin önümüzdeki on yıllar için yapılan elektrik ihtiyacı öngörülerine göre, 2023’e kadar yapılması planlanan hidroelektrik santrallerin (HES), ihtiyacın yalnızca %5’i karşılayacağı tahmin edilmektedir.

İnşa edilecekleri bölgedeki ekosisteme olan etkileri ve yine bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın görüşleri temel alındığı sürece, hidroelektrik santrallerin ülkenin elektrik ihtiyacının karşılanması noktasında bir çözüm olabileceği düşünülebilir. Ancak mevcut uygulamalar bu durumdan son derece uzak olunduğunu göstermektedir. Yapılan HES’lerde ekosistemin yaşam hakları ihlal edilmekte, toplumsal muhalefetler görmezden gelinmektedir. TEMA Vakfı, pek tabi olarak, bu uygulamalara karşıdır. Öte yandan, ülkemizin dereleriyle ilgili herhangi bir adım atılması düşünülmeden önce katılımcı yöntemlerle hazırlanacak bütüncül havza planlarının mutlaka tamamlanması gerekmektedir. Ülkemiz yılda 743 milyon ton toprağını erozyonla kaybediyor. Oysa yaşam üreten bir cm toprağın oluşması binlerce yıl sürüyor. Toprak kaybetmeyi göze alamayacağımız kadar kıymetli bir varlık. Bize aşımızı, işimizi, sanayimize hammaddeyi toprak sağlıyor. Eğer toprağımızı kaybedersek hayatımızı da kaybederiz. TEMA'nın varoluş nedeni yaşama yani toprağa sahip çıkmak, korumaktır. Toplumsal barış, topraktan gelir”

http://tema.org.tr/web_14966-2_1/neuralnetwork.aspx?type=7

Sonuç olarak milyonlarca ağaç diken, ülkemizin çöl olmaması için toplumu aydınlatan bir harekettir TEMA Vakfı. Sayın Karaca bu hareketin mütevazi onursal başkanı ve kurucusudur. Çok zengin ve varlıklı olmasına rağmen sade giyinir, yabancı markalara karşı çıkardı. ‘Neden hep aynı kazağı giyiyor?’ sorusuna şu cevap verilmiştir: “Birkaç tane var. Artık hepsi delik deşik. Sürekli aynı şeyleri giyer. Gömleklerinin manşetlerini, yakalarını değiştirir. Ayakkabılarına pençe yaptırır. Çünkü şunu söylüyor: ‘Param var ama hakkım yok. Fazladan aldığınız her bir tüketim malzemesinin doğaya bedeli var’ diyor. Hayrettin Karaca hep söylediği gibi yaşadı. İhtiyacı olmayan hiçbir şeyi almıyor. Bir kişinin yaptığı çok önemli. Milyarlarca insanla çarpılınca doğada inanılmaz bir etki yaratıyor.”

Allah rahmet etsin. Toprak Dede unutulmayacaktır…