Koronavirüs pandemisi nedeniyle ülke genelindeki tüm illerde bir kısıtlamaya daha gidildi. İçişleri Bakanlığı’nın son genelgesiyle kamuya açık pek çok alanda sigara içilmesi yasaklandı.

Toplum yararına olmayan bütün kısıtlama ve yasaklara karşı çıkan biri olarak İçişleri Bakanlığı’nın son kararına hiçbir itirazım olmayacak…

İçişleri Bakanlığı’nın kararına niçin karşı çıkmadığıma dair bilgi vermeden önce son genelge ile ilgili malumata bakalım:

“İçişleri Bakanlığınca yayımlanan genelgeyle tüm illerde valilik ve kaymakamlıklarca belirlenecek bazı cadde ve sokaklarla ihtiyaç duyulan meydanlar ve toplu taşıma araç durakları gibi alanlarda sigara içmek yasaklandı. Genelgenin ilk iki maddesi:

1. Daha önce valiliklere gönderilen genelge ile meskenler hariç olmak üzere tüm alanlarda (kamuya açık alanlar, cadde, sokak, park, bahçe, piknik alanı, sahiller, toplu ulaşım araçları, işyerleri, fabrikalar vb.) herhangi istisna olmaksızın maske takma zorunluluğu getirilmişti. Ancak özellikle vatandaşların kalabalık şekilde bulunduğu/bulunabileceği cadde, sokak, park ve bahçeler gibi yerlerde sigara içtiğinden bahisle bazı kişilerin maskelerini çıkardıkları, aşağıya indirdikleri, doğru şekilde kullanmadıkları görüldü. Solunum yoluyla kolayca bulaşabilen Koronavirüs salgınının yayılımının önlenmesi için maske kullanımında sürekliliğin sağlanması son derece önem taşıyor.

Bu nedenle maskenin doğru ve sürekli şekilde kullanımını temin amacıyla 12 Kasım 2020 tarihinden itibaren tüm illerde vatandaşlarımızın yoğun olarak bulunduğu/bulanabileceği cadde ve sokaklar (özellikle trafiğe kapalı olanlar), ihtiyaç duyulan meydanlar ve toplu taşıma araç durakları gibi alanlarda/bölgelerde sigara içme yasağı getirilecek.”

**

**

KISITLAMA TOPLUM YARARINA…

Genelge ile sigaraya getirilen kısıtlamaları toplum yararına buluyorum.

Neden mi?

Çünkü sigara toplumu tehdit eden en kötü ve en yaygın kötü alışkanlıktır…

Gençleri ifsat eden, çocukları özentiyle kötü alışkanlığa götüren en kötü nesnedir sigara…

O nedenle sigara kısıtlamaları toplum yararınadır.

Pandemi ile mücadele gerekçesi olarak sigaraya kısıtlama getirildi. Halbuki en kötü yaygın alışkanlık olan sigara ne kadar az içilirse, çocuklarımız o kadar güvende olacaktır…

Hayır hayır kimse yanlış anlamasın değişmiş değilim, hak ve özgürlükleri savunmaya da devam ediyorum.

Ancak sigara konusunda özel hassasiyetlerim vardır…

**

**

Bu kentte değil, ülke genelinde sigarayla mücadelede benim kadar “kişisel olarak mücadele” eden, kampanyalar yürüten bir kişiyi duymuş değilim…

Duyan, bilen varsa lütfen beni de bilgilendirsinler…

TEMA Vakfı kurucusu merhum Prof. Dr. Hayrettin Karaca ve Çevreci ünlü aktivist Prof. Dr. Orhan Kural’ın sigara karşıtlığını duymuş olmalısınız.

Belki başka ünlü simalar da sigara karşıtı açıklama yapmışlardır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sigarayı haram ilan ettiğini de duymuşsunuzdur.

Ancak benim gibi yıllarca “Zehir İkramına Son” adlı benzeri kampanya yürütüp, topluma sürekli mesajlar verenleri hiç duymadım…

Yıllar önce yerel basınımızı takip edenler benim kampanyalarımı da hatırlayacaklardır.

**

**

Özellikle 90’lı yılların sonlarına doğru ve iki binli yılların başında her iki dini bayramımızda zehir ikramına son adlı kampanyamı dillendirir, Batman’da kamuoyu oluştururdum.

Tekrar hatırlatmakta hayır vardır: ‘Zehir İkramına Son’ adını verdiğim kampanyanın üç hedefi vardı. Birincisi; Dini bayramlardaki sigara ikramı… Her iki dini bayramda, kentimizdeki bayramlaşmalarda gelen konuklara sigara ikram etmeyen ev belki de yoktu…

Unutmuş olamazsınız; kapımızı çalıp, ’idawe pirozbe’ (bayramınız kutlu olsun) diyen yüzlerce çocuğa tepsi üzerinde sigara ikram ediyorduk… Hem ikramımızda ciddi bir rekabet söz konusuydu. En yoksul vatandaş bile ‘ayıp olmasın(!) diye yabancı sigara alır ve zehir ikramında bulunurdu. Hatta bazı çocuklar almadığında bir de sanki çok iyi bir şey yapıyormuşuz gibi ‘sigara da alsana’ diye üsteliyorduk…

Biliyorsunuz, kötü alışkanlık bir sigara içimiyle başlar. Tepsi üzerindeki o kahrolası ikram ile çocuklarımızı sigara içmeye teşvik ediyorduk…

İkincisi; Batman’daki bütün taziyelerde her on dakikada bir tepsi üzerinde sigara ikramı adeti vardı… Ev ve çadır gibi kapalı ortamda taziyelere katılan herkesin sağlığı, aynı anda yakılan sigaralar nedeniyle risk altına giriyordu…

Kalp, astım, bronşit KOAH gibi hastalığı olanlarımızı da düşünen yoktu. Tepsi ile dağıtılan sigaralar anında yakılıyor, sigara içmeyenler bile ‘duman altı’ edilip, pasif içici yapılıyordu…

Üçüncüsü; herkesin birbirine sigara ikram etmesi alışkanlığıdır… Ülke genelini bilemem ama Batman’da elini cebine atıp, sigara paketini çıkarıp da çevresindekilere ‘buyur yak’ demeyen yoktu… Yanındakine sigara ikram etmek cömertliğin, etmemek ise cimriliğin göstergesiydi…

Bu gerçeklerin tanığı olarak, topluma karşı sorumluluk bilinciyle hareket eden duyarlı bir Yazar olarak ‘Zehir İkramına Son’ adı altında kampanyayı yıllarca yürüttüm ve duyarlı kamuoyunun desteğiyle başarılı oldum. Artık tepsiler üzerinde sigara ikramı tarihe karıştı Hamd olsun.

Pandemi ile mücadelede sigaraya getirilen kısıtlamalar önemli. Etkin şekilde denetimler yapılsın, iyi olacak. Ancak somut gerçeklik şudur; internetler, cafeler, kıraathaneler vs bütün kapalı mekanlarda yasak olmasına karşın sigara içiliyor ve etkili bir yaptırım yok. İçişleri Bakanlığı’nın yeni genelgesini uygularken dumansız hava sahasını işgal edenlere de dokunulsun derim.