**Petrolün başkenti Batman’ın 1200 rakımlı Raman Dağı’nda ilk petrolcülerin halen ayak izleri var. Eyüp Cevat Taşman’dan İhsan Ruhi Berent’e, Abdurrahman Durukal’dan ilk teknikerlerden Mehmet Uzuner’e kadar unutulmayan o emektar simalar, Batman’da halen hayatta olan 70-80 yaşındaki petrol emekçilerinin dilinde…

**Raman’da 25 yıldır muhtarlık yapan TPAO emeklisi Abdulsemet Gezici, dedelerinden kalan Osmanlı döneminin tapularını bizlerle paylaşıyor. Petrolün var ettiği Batman’da, bu şehrin etrafını kale gibi saran dağlarda yüzlerce petrol kuyusundan ‘kara altın’ üretimi elde ediliyor. TPAO’ya sondaj kuyularını kazan TPIC’te de maalesef iş kazalarının önüne geçilemiyor…

RAMAN’DAN ÖNEMLİ PETROLCÜLER GEÇTİ
Türkiye’nin ilk diplomalı petrolcüsü Bolulu Cevat Eyyüp Taşman, eşi Mehlika Taşman’ın ayak izlerinin olduğu 1200 rakımlı Raman Dağı’nın dili olsa da 70-80 yıl öncesini anlatabilse.

Bu tarih yazan petrol dağından kimler geldi, kimler geçti…

Amerika’da öğrenim gören ilk petrolcü Eyyüp Cevat Taşman, İsmet İnönü’nün doktorunun kızı Mehlika Taşman ile evlilik yaptığı yer de Raman Dağı’ndaki ilk baraka ev idi.

Ankaralı İhsan Ruhi Berent, Abdurrahman Durukal, Artvin-Hopa’lı Mehmet Uzuner, İstanbul’lu Suat Çalışlar’dan günümüze dek birçok ünlü petrolcü, ‘kara altın’ı ilk keşfedildiği ile yer, Batman’a 20 kilometre uzaklıktaki Raman’da buluşmuştu.

Raman Dağı, 75 yıl önce Birleşmiş Milletler gibi bir yerdi.

Raman Dağı’nın 1874 yılında Osmanlı döneminde dedelerinden kalan tapuları gösteren TPAO emeklisi muhtar Abdulsamet Gezici, anlatıyor;

“Bu gördüğünüz dağ ve çevresinde 50 Bin dönümlük alanın 36 Bin dönümüne TPAO, 300’ü aşkın petrol kuyusu açtı. Dedelerimiz, yıllar önce Türkiye’de ilk petrol aramaları yapan Maden Teknik Arama’ya her türlü imkan sağladı. Biz de sonraki kuşak olarak TPAO’ya her türlü kolaylığı sağladık. Çünkü 74 yıl önce buraya gelen Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, bizi TPAO ile ‘kardeş köy’ ilan etmişti…”

365 SEÇMENDEN 12 HANEYE DÜŞEN KÖY
Kürtçe ‘Zeva Alikan’ olarak bilinen Yakıtlı Köy muhtarı Gezici; 1968’de mezun olduğu ve şimdilerde kapalı olan köy ortasındaki tarihi okulu bize gösteriyor ve başlıyor anlatmaya;

“1997’de Maalesef bazı olaylar nedeniyle okulumuz kapandı. Çocuklarımızı taşımalı eğitim kapsamında Binatlı köyüne göndermeye başladık. 1962 Yılında ben de İsmet İnönü’nün köyümüze yaptığı ilkokulda eğitime başladım. Bu okulda 5 sınıf vardı. Yabancı mühendisler ile yerli mühendislerin çocukları ve petrol emekçileri, çocuklarını bu okula gönderirdi. Batman olmadığı dönemlerde yani 15 haneli İluh köyünde olmayan, en donanımlı eğitim yuvası köyümüzdeydi. Burada okuyan bazı öğrenciler sonradan üniversitelerde birer petrol mühendisi oldu. Biz de TPAO’da uzun yıllar çalıştık. Şimdilerde köyümüzün çevresinde 300’ü aşkın petrol kuyusu var. Günde 8 Bin petrol üretimi yapılıyor…”

Petrol kuyuları ile iç içe olan köyün geçmişteki kazanımlarını hatırlatıyor muhtar Gezici;
“Bakın Amerikalı mühendislerin yıllar önce içinde oturduğu taş konaklar hala ayakta. O sağlam yapılar, yıllara meydan okuyor. Taş konağın karşısında Türkiye’de belki ilk açık sinema buradaydı. Çocukluğumuzdan hatırlıyoruz; buraya o zamanlar İluh’un bağlı olduğu Beşiri Kaymakamı bile sinema günlerine gelirdi. Eski ilçe yöneticilerinden tutun da mühendislere ve petrol emekçilerine kadar çevre köylüler de açık sinema günlerini kaçırmazdı. Köyümüz bir başka güzeldi. Yıllarca Petrolle iç içe yaşadık. O nedenledir ki MTA ve TPAO, bizi hep ‘kardeş köy’ gördü ve eski aydınlatmalardan olan lüks lambalarımıza yakıt, yine köye içme suyu ve elektrik ücretsiz verilirdi.”

Raman Dağı’nda şimdilerde o eski kazanımlar bir bir ellerinden alınınca; başta köy muhtarı Gezici olmak üzere köy sakinlerini üzmüş…

Önce motorinleri, ardından da içme suları kesilmiş…

Şimdi de evlerinin elektrikleri kesiliyor.

Yakıtlı köy sakinlerine bir dokun, bir ah işit.

Gözleri gibi baktıkları petrol kuyularında bir arıza ya da olumsuz bir vaka olduğunda TPAO yöneticilerini ararlar. O kuyulara gönüllü bekçilik de yapıyorlar.

Çünkü büyüklerinden günümüze gelen kuşağa kadar TPAO’yu hep ‘kardeş kurum’ görmüşler.

PETROL SEKTÖRÜNDE İŞ KAZALARI ARTIYOR
1992 Yılından sonra küçülmeye başlayan TPAO Batman Bölge Müdürlüğü’nde, 2010’dan sonra ünitelerin çoğu kapandı.

Üretim dışında eski üniteler de kalmadı.

TPAO’ya sondaj araması yapan kurum ise TPIC…

TPIC Batman Bölge Müdürlüğü’nde 1000’i aşkın petrol emekçisi çalışıyor.

Bu iş kolunda çalışanların çoğu sendikasız.

Henüz örgütlenmenin olmadığı TPIC’te son yıllarda maalesef ‘iş’ kazalarının önüne de geçilemiyor.

Son bir yılda iş kazalarında hayatını kaybeden petrol emekçi sayısı, Petrol-İş Sendikası Şube Başkanı Veysel Kartal’ın ifadesi ile üç işçi… Son birkaç yılda ise 6 petrol emekçisi yaşamını yitirmiş.

Kartal, dün telefonun ucundaydı ve şunları aktarıyordu;

“TPIC’te ne yazık ki iş kazasında üçüncü ölümlü olayla karşılaştık. Trakya’da çalışan bir emekçi arkadaşımızı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. TPIC’te kayıtlara geçmeyen bir çok iş kazası var. Aslında biz bu kazalara ‘iş cinayetleri’ diyoruz. Uzun süreli çalışma koşulları, güvensiz çalışma ve düşük ücretle çalışma yüzünden ne yazık ki bu kazalar yaşanıyor. Aynı zamanda bu iş kazaları, diğer petrol emekçileri üzerinde de bir travma oluşturuyor. Artık bu iş kolunda bir an önce iş sağlığı ve güvenliği önlemleri artırılmalı diyoruz. Uzun çalışma süreleri düşürülmeli ve düşük ücretlerin de düzenlenmesinin kaçınılmaz olduğunu hatırlatıyoruz. Maalesef bu sorunları taşıyacak bir merci de karşımızda yok. TPIC, birçok iş kazasını gizli tutuyor. Örgütlenmenin olmadığı bu iş kolunda böyle giderse daha pek çok iş kazasıyla karşılaşacağız...”

Özetle; Petrol-İş Sendikası, sendikal örgütlenmenin olmadığı TPIC’teki iş kazalarına dikkat çekiyor. “İş kazalarından hayatını kaybeden ve yaralanan petrol emekçilerinin sorununa göz yumulmamalı” diyen Kartal’ın uyarısı çok önemli…