Dünyayı etkileyen malum korona pandemisi gerçeğini bilmeyen yok.

Pandemi, çok büyük bedeller ödetmeye devam ediyor…

Pandemi ile mücadelede bazı tedbirlerin alınması, kısıtlamalara gidilmesine kimsenin itiraz etmemesi gerekiyor.

Bütün önlemler ve tedbirlerin amacı daha fazla canın yitirilmemesidir.

Hafta sonları uygulanan sokağa çıkma yasakları, diğer normal günlerde geceleri uygulanan kısıtlamalar önemlidir.

Yine 65 yaş üstü ile 20 yaş altı insanlarımız için uzun süredir getirilen kısıtlamaları da çok önemsiyorum.

Ancak hayat devam ediyor ve ne zaman sona ereceği bilinmeyen bir salgın için uygulanan kısıtlamaların başka ağır bedellerini de düşünmeliyiz…

Hayatın pek çok alanına hitap eden işyerlerinin kapatılmasının ekonomik ve sosyal boyutlarının çok iyi düşünülmesi gerektiğine inanıyorum.

**

**

Ülkeyi idare edenler bu konuda bazı adımları atıyorlar.

Tedarik zincirinin kesilmemesi ve başka acı tabloların yaşanmaması için kısıtlama dışı bırakılan ve belli saatlerde faaliyetlerine izin verilen işyerleri gerçeğini biliyorsunuz.

Korona riskine rağmen lokantaların paket servis hizmetlerine izin verilmesi, marketlerin belli saatlerde açık tutulmalarını iyi düşünmek ve okumak gerekir.

Pek çok esnaf şu anda zor durumda, iflasa gidiyor.

Çünkü pandemi nedeniyle çalışmalarına izin verilmiyor…

Bütün kahvehaneler, kıraathaneler, cafeler, internet cafeleri vs işyerleri tamamen kapatılmış.

İflas eden, bunalım yaşayan nicelerini herkes yakın çevresinden biliyor.

Kira ödeyen bu işyerlerinin ne büyük bedeller ödediklerini bizler bilemeyiz

Devletin bunlar için gereken desteği sağlaması gerekiyor. Korona sürecinin başında toplanan paralar oldu.

Ekonomik destek devletçe sağlanamıyorsa, halktan destek istenmeli ve zor durumdaki esnafların iflasları önlenmelidir.

**

**

Zor durumdaki insanlar gözetilebilse, 14 günlük tamamen kapanma, yani iki haftalık genel sokağa çıkma yasağı uygulanabilseydi, bu çok önemli bir mücadele olacaktı.

Ancak ekonomik nedenlerle bu yapılamadığından, madem hayat devam ediyor, tümden ekonomiyi çökertecek yasaklama ve kısıtlamalara da gidilmemesi en doğrusudur.

Kim ne derse desin, alınan tedbirler yine de önemlidir.

Corona virüsü salgını nedeniyle 65 yaşın üzerindekilerin ardından, 20 yaşının altındakilere de sokağa çıkma yasağının gelmesiyle kısıtlamaya maruz kalanların sayısını biliyor muyuz?

Yaptığım araştırmaya göre 7,5 milyon insanımız 65 yaş üzeridir.

Türkiye’de 20 yaşın altında 25,5 milyon kişi yaşıyor.

Son sayıma göre Türkiye’nin nüfusu 83 milyonu aştı. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı insanlarımızın sayısı 33 milyon dolayında.

Ülkenin nüfusunun yüzde 40’ı için hafta içinde belli saatler dışında fiilen yasak ve kısıtlama var. Bunun doğal sonuçları korona verilerine olumlu yansıdı.

**

**

GELECEĞİN SAĞLIKÇILARI NASIL YETİŞİYOR?..

Madem hayat devam ediyor, pandemiyle mücadele edeyim derken başka ağır faturaların ödemememiz için de gereken tedbirler alınmalıdır.

Bu toplumun canının emanet edileceği sağlıkçılarımızın iyi yetiştirilmesi bir zorunluluktur.

Peki, bu yapılıyor mu?

Şahsi cevabım yapılmadığı yönünde.

Çünkü geleceğin sağlıkçıları doğru dürüst bir sağlık eğitimi almadan, pratik görmeden hayata hazırlanıyorlar…

Uzun süredir sadece uzaktan eğitim veriliyor. Bunun yüz yüze eğitimin yerine geçmediğini hepimiz biliyoruz.

Başka eğitim dallarını bilemem ama sağlık emekçilerinin yetişmesi için pratik görmeleri gerekiyor.

Sağlık lise ve kolejlerinin son sınıf öğrencileri özellikle hiçbir staj görmeden mezun olacaklar…

Bu yanlış görülmelidir.

Geleceğin sağlık emekçilerinin staj görmeleri için adım atılmalıdır. Lise son sınıf öğrencileri devlete ve özele ait sağlık kuruluşlarında stajyer öğrenci olarak pratik görmeleri gerekirken, bu yasaklanmıştır.

İyi de sağlık emekçilerinin pratik görmeleri gerekmez mi?

Bu konu önemli, inşallah yarın yine bu mesele hakkındaki düşüncemi ifade edeceğim.

Devamı yarın