*Yeni yılın ilk ayını bir kaç gün sonra geride bırakacağız. Zaman durdurulamayan Quarter atıdır. Yeni yıldan elbette beklentilerimiz çok büyük. Batman’ın ilk Belediye Başkanı merhum Sait Ramanlı’nın Cumhuriyet meydanında taştan yapılı günümüzde Öncü Eczanesi’nin önünden her geçişte o çocukluğumuzun o yıllarına dalıp giderim. O eski meydanda tanıdık bir kaç esnaf dışında kimse kalmadı maalesef. Oysa bir şehrin yaşaması, o şehre hayat veren insanların, cadde ve sokaklarında dolaşmasına bağlıdır.

*Eski kuşaklar, 70’li Yılların Batman’ına ‘Paris’ gibiydi derler. Geçenlerde İstanbul’da Ahmet Güneştekin’in sergisinde buluştuğumuz yazar Şehmus Diken, bize 80 darbesi öncesinin Batman’ın da geçen o güzel günleri anlatıyordu. Gazeteci arkadaşlarımız Nizamettin Kaplan ve Ferit Aslan, o’nu pür dikkat dinliyorlardı. ‘Bunlar da Batman’da yaşandı mı’ deyip hayret ediyorlardı…

ÇOCUKLUĞUMUZUN GEÇTİĞİ O ÇARŞI

Şehirden uzun yıllar önce ayrılmış biri, birgün şehrine döndüğünde hiçbir yerde bir tanıdığını görmezse eğer, o an geçmişinin saklı olduğu şehrin öldüğünü hissedecektir.

Çünkü bir insanın şehri, birlikte yaşadığı insanların varlığıdır aynı zamanda…

Çocukluğumuzun kahramanları bu şehrin ilk duayen gazetecileri Nazım Sökmen, Haluk Yargıcı, Hüsamettin Turan ve ağabeyim Enver Arslan’dı.

Onlar, aramızdan ayrılalı yıllar oldu.

Yeni jenerasyon onları bilmez. Bizim kuşak tanır, duayenleri bilir ve her zaman saygıyla anarlar.

Bizimde görevimiz onları unutturmamak ve şehrimizin tüm değerlerini yarına taşıyarak, yeni neslin onları tanımasını sağlamaktır.

Bu tanışıklıkla, geçmişin gücü onlara yaşamlarında önemli dayanak olacaktır.

Eski Cengiz Topel ilkokulunun bulunduğu Yeni Mahalle’nin daracık sokaklarından yaz aylarına doğru komşu Midyat ilçesinden Midyat garajı ile Elma sokağına getirilen organik kavunların kokusunu içimize sindire sindire yürür, kendimizi Tosun Çay Evi’nin çıkmaz sokağında bulurduk.

Sokağın hemen girişinde Diyarbakırlı Erdoğan ağabeyin sahibi olduğu ‘Foto Site’ fotoğraf stüdyosu vardı, 60’lı yılların başında Tapan ailesi gibi fotoğrafçı aile Soran’lardı.

Bazen fotoğraf çekimi için ‘Foto Site’nin önünde uzun kuyruklar oluşurdu.

Hiç unutmuyorum, 1971-72 Cengiz Topel ilkokulundan mezun olduğumda; sıra arkadaşım Çetin ile ‘Foto Site’de mezuniyet hatırasını çekmiştik.

2’inci Cadde’de Hürmüzler pasajı ile eski Garanti Bankası şubesinin arasındaki sokak hamam yoluydu.

O güzergahta eski oteller ve hamamlar yan yanaydı.

İlkokulun son dönemleri ile şapka taktığımız ortaokul döneminde mutfağımız matbaaydı.

Okuldan kalan günümüzün büyük bölümünün zorlu işi, o zamanların el dizgisi basımın hurufat ve çizgilerini temizlemekti. Üstümüz, başımız mürekkebe bulanırdı.

Her ne kadar zorlu bir işimiz olsa da mutluyduk.

USTALARIMIZ EFSANEYDİ

70’lerin kapsayıcı Batman’ı o kadar güzeldi ki, tarifi zor.

70’lerin en iyi gazetecilerinden Haluk Yargıcı’nın bembeyaz saçları, kendine has üslubu ile konuşması hep gözlerimin önüne gelir.

Bir beyefendiydi Yargıcı.

Dönemin ilçe protokolü ve de petrolcüleri ona sonsuz saygı gösterirlerdi.

Adanalı Nazım Sökmen usta Türkiye’de ilk grevin yapıldığı Batman’da, Milliyet Gazetesi’nin birinci sayfasından yayınlatma başarısını gösteren dirayetli bir muhabirdi.

Hüsamettin Turan ise Günaydın Gazetesi’nin sürmanşetine Batman’da yaşanan ilginç bir olayı taşımıştı.

Ağabeyim Enver Arslan ise yerel basının belki de en ağır emekçilerindendi.

Duayenlerin ne zorluklarla bu mesleği sürdürdüklerine tanık olan kuşağız biz.

Geçenlerde Batmanlı sanatçı Ahmet Güneştekin’in İstanbul sergisinde karşılaştığımız yazar Şehmus Diken, stajyer Kaymakamlık yaptığı eski Batman’ı bir Avrupa şehriymiş gibi överek anlatıyordu;

“1979 Yılıydı galiba. Batman Kaymakamı Okan Eşrefoğlu idi. Musa Atik’te eski Siirt Valisiydi. İyi yöneticilerdi. Bir süre önce Fransa’da yaşamını yitiren Şuayip Adlığ’ın resim sergisine izin verilmeyince; konuyu Vali ve Kaymakam Eşrefoğlu’na anlattım, izin çıktı. Batman’ın meydanında Adlığ’ın sergisi büyük bir yankı uyandırmıştı. Adlığ, aynı zamanda Yılmaz Güney’in bazı filmlerinde rol alan sıra dışı biriydi.”

80 Darbesi öncesinde Siirt ve ilçelerinin bazı protokol mensupları, ayda bir ya da iki kez Batman’da toplanıyor, TPAO’nun orkestrası eşliğinde stres attıklarını Diken üstat anlatırken, Batman’ın eski günleri canlandı gözümüzde.

Komşu Diyarbakır’daki meslektaşlarımız Nizamettin Kaplan ve Ferit Aslan, "O yılların Batman’ına insanın inanası gelmiyor?” diyerek şaşkınlıklarını belirtiyorlardı.

Aslında bu şehrin dününe dair anlatacak çok şeyi var.

Eski duayenlerin  bu şehir için yaptıkları çok şey var.

O güzel insanları, unutmak imkansız.

Biz de elimizden geldiğince onların aziz anısını yaşatmaya çalışacağız.

Mesleğimizin ilk duayenleri haksızlıklara karşı kalemleriyle mücadele etmiş ve hiç kimse onları doğru bildikleri yoldan ayırmadı.

Biz, üstatlarımızın yazıp çizdiklerini okuyarak, bu kente dair neler yapılması gerektiğini öğrenirdik.

Özetle; onlar her yönüyle güvenilir, saygı duyulacak insanlardı.

Hepsinin gönlümüzdeki yeri farklıdır.

Onların aziz anısı önünde eğiliyoruz.

Nur içinde yatsınlar.

Sağlıkla kalın…