Dünden devam

Üç gündür kentimize yakışmayan, can alan kentimizin karayolu girişinin artık gündemden düşürülmemesi gerektiğine inanıyorum.

Artık ihmal can almamalıdır…

Kentimize yakışmayan Batman şehir girişinin acilen programa alınması için üç gündür kaleme aldığım yazılarımı inşallah Karayolları Genel Müdürlüğü’ne de göndereceğim. Maalesef son yıllarda yaptığımız uyarılar dikkate alınmadı ve bir kez daha can kaybı ile sonuçlanan trafik kazası yaşandı.

Kazadır, yaşanabilir diyebilirsiniz. Zoruma giden, bir kamu kurumu olan Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kentler arasında bariz ayrım yapmasıdır.

Sakın sözlerimi kimse farklı yönlere çekmesin. Hangi kamu kurumu hayırlı iş yaparsa, takdir etmesini de bilirim, asla ön yargılı değilim. Ancak görünen köy kılavuz istemiyor.

Yıllardır dikkat çektiğim sorunun tüm meslektaşlarımın gündemine de girmesini istiyorum.

Karayolları Genel Müdürlüğü’nün, Batman’a üvey evlat muamelesi uyguladığına dair çok net değerlendirmelerim olmuştu.

Bir kez daha haklı olduğumu göstereceğim.

Boşuna gözlemlerimi burada paylaşmadığımı göstereceğim.

Bakınız Gaziantep’ten Batman’a gelirken hangi tespitlerde bulunmuşum ve kentimizin girişiyle ilgili hangi değerlendirmeler yapmışım, birlikte okuyalım:

**

**

ELEŞTİRİLERİMİ OKUYUN, HAKSIZ ELEŞTİRİLERİM VAR MI?

‘Şanlıurfa’dan 30 kilometre boyunca geldiğimizde yol boyunca düzenli dikilmiş büyük ağaçlar ve tertemiz orta refujlar gerçeğine tanık oldum..

Bütün kentlerin giriş ve çıkışları özel beton asfaltla mükemmel görünümde iken, Batman’a yakınlaştığımızda yolun bozukluğu hemen dikkat çekiyordu…

Diyarbakır karayolundan gelirken, Batman’ın Balpınar Beldesi yakınlarından geçen yeni kent çevre yol ayrımından sonra tek şeritli yol gerçeği ile karşılaştık… Hem yeşil dokudan tamamen yoksun, hem tek şerit, hem bozuk ve hem de karanlık kent girişine tanık olunca, sinir katsayılarım tavan yaptı…

Karayolları Genel Müdürlüğü, bu kente resmen üvey evlat muamelesi yapıyor…

Batman, bir petrol kenti ve ağırlıklı olarak siyah mahsül üreterek ülke ekonomisinin hizmetine sunuyor…

Batman’ın bütün coğrafyasında yüzlerce petrol kuyusundan elde edilen asfaltlar Karadeniz, Akdeniz, Ege, Marmara dahil bütün ülkenin otoban yollarına serilirken, Batman’ın bundan diğerlere nazaran adeta mahrum bırakılması adalet mi?

Neden bu kentin girişleri mahrumiyeti yaşıyor?

Batman Karayolu Köprüsü’nden geçen atanmış ve seçilmiş il yöneticileri, bu acı gerçeğin farkında değiller mi?’

**

**

Kent girişinin aydınlatılması, genişletilmesi için hala bir adım atılmış değil. Hala kent girişi kapkaranlık…

Büyük otogar yakınlarına kadar ışıklandırma var.

Köprü girişi, güvencede olması gereken su kuyularımızın bulunduğu yol çevresi bile kapkaranlık… (Batman-Malabadi yolunda yeşil doku ve belli oranda ışıklandırma var.)

Batman'a gelen Batman-Hasankeyf ile Batman- Beşiri yollarının şehre varan son 10 km leri tek yol ve bozuk. Son bir ayda Binatlı köyünden bu tarafa 3 trafik kazası yaşandı. Beşiri yolu sanayiden bu tarafa perişan, Diyarbakır tarafı Sinan'dan kent girişine kadar utanılacak durumda. Uzun süre kent girişlerine karanlık, yeşillik, orta refujlarin sahipsizligine dikkat çeken paylaşımlar yaptım, uyarıcı yazılar yazdım. Yeşillik cihetiyle bazı değişimlere vesile olduk. Ancak yolların bozukluğu ve kazalara davetiye çıkarması sorunu görmezden geliniyor. Batman-Diyarbakir köprü girişi ışıl ışıl olmalıydı. Kaç kere dikkat çektim ve örnek verdim, Adıyaman ve Urfa kent girişlerinden utanıyorum. Başka kentlerin 15 değil, 30. kilometresine kadar yeşillik, beton asfalt ve ışıklandırma var. "Batman Sahipsiz" dedirtmeyin lütfen.

Herkesi sorumluluk bilinciyle görevlerini yapmaya, kentimizi bu ayıptan kurtarmaya, gayretli olmaya davet ediyorum. Başta Karayolları yetkilileri olmak üzere il yöneticilerimizi, seçilmişlerimizi, parti yöneticileri ve Milletvekillerimizi ve kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyorum.

Bu kentin Valisi, Milletvekilleri, atanmış ve seçilmiş parti yöneticileri, basını ile kentimize sahip çıkalım. Başımızı önümüze eğdirecek manzaraları hak etmiyoruz, bilelim. Duyarlı olunması dileğimle.’

Evet, bu kentin çok önemli bir sorunu üzerine bir kere daha üç günlük değerlendirmelerde bulundum. Eleştirilerimde haksız isem, lütfen beni eleştirin. Haklı isem, yazımı sosyal medyada paylaşarak destek verin. Sağlıcakla kalınız.