*Ali Kartal, 78 yaşındaydı. Yaklaşık 2 ay önce Ezidilerin bayramını kutlamak için Beşiri’nin bazı köylerinde Almanya’dan gelen bir grup dost ile kırsala gitmiş o arada Onbaşı (Şahsım)  mezrasını da programa almıştık. Sonradan rahatsızlandığını duyduğumuz Ali Kartal’ın, Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındığını duyunca, ziyareti yarıda kesip geri dönmüştük. Ancak, Yoğun bakımda olduğu için onu görememiştik ama yakınlarına ‘geçmiş olsun’ dileklerimizi iletmiştik. O günden bu güne kadar, tedavi gördüğü hastanede yaşama veda etmişti Kartal…

*Ezidi toplumunda hemen herkesin Avrupa’ya göçtüğü bir dönemde Onbaşı-Şahsımlı Ali Kartal, toprağında yaşamak istemiş ve toprağında hastalığa karşı direnmeyi kafasına koymuştu. Bazı çocukları Avrupa’nın yolunu tutmuştu ama o inadına "Bu toprakta doğdum, bu toprakta nefesimi vereceğim" demişti. Ezidilerin kanaat önderi Kartal, dediğini de yaptı. 1980’li Yıllarda tatil için gittiği Almanya dönüşünde aynen şunları söylemişti bize Kartal; “Mezramı asla Almanya’ya değişmem…”

KARTAL’IN SON KARELERİ

Ali Kartal, Batman’ın Beşiri Ovası’ndaki Ezidi topluluğun, yaşayan tarihiydi, tarihi yaşayarak öğrenen insanlarımız birer birer eksilerek tarih sayfalarını yetim bırakıyorlar.

78 Yaşındaki Ali Kartal’ın son karelerine baktığımda onunla yaptığımız söyleşiler ve haberler gözümün önünden geçti.

O’nun, toprağına ne kadar düşkün olduğunu ve burayı kolay kolay neden terk etmediğini bir kez daha anlamış oldum.

Sayısız kez sohbet ettiğimiz, haber ve yorum yaptığımız, sorunlarını manşet yaptığımız Ezidi toplumunun kanaat önderlerindendi ve üzülerek yazmalıyız ki Kartal, Ezidilerin  bu coğrafyadaki  son çınarıydı.

Son yıllarda sayıları bu coğrafyada git gide azalan Ezidi toplumunun önde gelen isimlerinden Ali Kartal, Beşiri’nin Onbaşı-Şahsım mezrasında ailesiyle yaşamını sürdürmesinden mutluydu hem de çok mutlu.

2014 Yılında Irak-Şengal Bölgesinden gelen Ezidilere mezrasının kapısını sonuna kadar açmıştı Kartal.

Oğuz-Şımız ile Onbaşı-Şahsım mezrasında terk edilen virane evleri onarıp, sığınmacılara her türlü imkanı sağlayan Kartal, o günlerde anlamlı mesajlar vermişti;

“Bu evler sizin. Bu topraklar da… lütfen atalarımızın ve büyüklerimizin terk etmediği bu topraklardan ayrılmayın.“

İç savaştan kaçıp, Beşiri ovasındaki Ezidi köylerin çoğu Suriye’den gelen Ezidi sığınmacılarla dolmuştu.

Batman, o dönemlerde anlamlı kampanyalar gerçekleştirmişti.

Sığınmacı Ezidilerin sorunlarına ortak olmuştu.

En önemlisi Kartal, onlara kapılarını açmadan önce, gönlünü açmıştı…

Ezidilerin kanaat önderi Ali Kartal, mükemmel bir ev sahipliği yapmıştı.

Özellikle Avrupa yolunu tutan Ezidilere anlamlı çağrıda bulunmuştu:

“Lütfen topraklarınızı terk etmeyin. Mümkünse yaşantınızı burada sürdürün.”

Ne yazık ki onu dinleyenlerin sayısı belki de iki elin parmak sayısı kadar yoktu.

HER GÖRÜŞE SAYGI DUYARDI

Onbaşı-Şahsımlı Ali Kartal, doğup büyüdüğü bu coğrafyanın gelenek ve göreneklerini en iyi bilenlerdendi.

Müslümanların dini bayramlarında, taziyelerinde hep olurdu.

Ezidilerin bayram ve taziyelerinde de Ali Kartal, yalnız kalmazdı.

Ramazan aylarında Batman’a geldiğinde Kartal, alışveriş yaptığı çarşıda ihtiyaç sahiplerine mutlaka yardım elini uzatırdı.

Avrupa’dan konuk olan misafirlerini Batman çarşısına getirdiğinde çok dikkat ederdi.

Kartal, misafirlerine hep hatırlatırdı;

“Müslüman kardeşlerimizin 11 ayın sultanı Ramazan ayını kutluyoruz.”

Bazı Ramazan aylarında beraberindeki konuklarla Batman’a geldiğinde ağızlarına ne bir sigara ne de bir su alan Ali Kartal, bu coğrafyanın örnek kanaat önderlerindendi; onunla her konuştuğumda, binlerce yıllık geleneğin taşıyıcısı olduğunu hissederdim hep.

Ezidilerin, Avrupa’dan gelen cenazelerinde o inançlarına göre dualarını okutur, hiçbir şey ihmal etmeden defin işlemlerini yapardı.

Herkes onun sözünü dinler ve asla sözünden çıkmazdı.

Ali Kartal’ın son fotoğrafına baktığımda “İşte toprağına bağlılığın resmi” diye düşündüm.

Bastonuna dayanmış, gözlerini toprağa dikmiş ve sanki içindekileri toprağa dökerek sohbet ediyordu.

Fotoğrafın arka fonunda Beşiri’nin uçsuz bucaksız ovası ve ardındaki dağ manzarası Alp Dağları gibi sırlanmış ve heybetli duruyordu.

Kartal, sessiz sedasız aramızdan ayrıldı ama hoşgörüsü ve her topluma, her inanca doğasından dolayı Kartal’ın yeri kolay kolay dolmayacak gibi.

Kartal, çok sevdiği toprağına, o fotoğrafta sohbet ettiği toprağına kavuştu.

Nur içinde, onun için kutsal olan ışıklar içinde yatsın.

Güle güle Ali abi, güle güle Beşiri’nin Kartal’ı…