Geçen hafta bir zamanlar petrol şehrinin kalbinin attığı Cumhuriyet Meydanını yazmıştık. O meydanda şehirler arası otobüs firmaları vardı. Firmaların terminal görevi gören yazıhaneleri peş peşeydi. Meydanın en hakim noktasında Çabuk Apartmanın zemin katı Siirt Petrol Firması’na aitti. O firmanın bilet satış hem hareket memuru görevlerini yerine getiren Rüştü Kayapınar ağabey ile Mehmet Özdaş’tı…
Yıllarca bıkmadan, usanmadan o görevi yapan emektarlardan Rüştü Kayapınar’ı seneler önce kaybetmiştik. Hafta sonu da mesai arkadaşı Özdaş kalbine yenik düştü. Mehmet ağabey, 30 yıldır Almanya’da yaşıyordu ama memleketi Batman’a hemen hemen her yıl gelirdi. Yeğeni Özgür’ün düğün töreni için önceki pazar Batman’da olan Özdaş, gittiği Mersin’de geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda etti. Bu güne kadar bizi ya askere ya da gezmeye hep o uğurladı. Şimdi de biz onu, mekanı cennet olsun diye sonsuzluğa uğurluyoruz…
O MEYDANIN EMEKTARLARI
Bu kadar mı tesadüf olur?
Geçen hafta petrol şehrinin tarihi meydanından eski otobüs firmalarından söz etmiştik, bir de eski mekanlarından.
Meydanın belki de en eski tanıklarından biridir; Çabuk apartmanı.
Çabuk apartmanının zemin katında Siirt Petrol otobüs firması vardı.
Eski Altınbaşak oteline kadar otobüs firmalarının peş peşe bilet satış ofisleri vardı.
Kamil Koç, Oto Şark ve Batman’ın eski otobüs şirketlerine varan firmalar…
En konforlu ve havalı firmalardan biri de Siirt Petrol otobüs şirketiydi.
Batman’ın en eski firmasında çok değerli simalar çalışırdı.
Rüştü Kayapınar ve Mehmet Özdaş, bilet satış elemanlarıydılar, aynı zamanda firmanın kıdemli çalışanlarıydı.
Bir de yük-bağaj işlerine bakan Hüsnü Bingöl’dü, yolcuları kalkış saatinde uyaran ise Yusuf Göksu idi.
Yolcularla yakından ilgilenen, ciddiyetle işlerini yapan, en kaliteli hizmet vermeye çalışan, yılların otobüs firması vardı.
Bir havayolu şirketi gibi hareket eden Siirt Petrol firmasının o eski emektarları bir bir ayrıldı aramızdan…
70’li Yıllarda meydan çok hareketliydi.
O dönemler, şehrin buluşma noktası meydandı.
Her nedense, işi olsa da olmasa da Batmanlılar meydanda gezinmeyi çok severdi.
petrolcülerin iş çıkışından geçtikleri meydanın dört bir yanındaki banka şubeleri önünde oluşan sıra kuyrukları, meydandaki Belediye merkez otobüs durakları hepsi bir arada birer renk cümbüşü oluşturuyordu.
Siirt Petrol otobüs firmasının emektarlarından Rüştü Kayapınar, yolcu kapasitesinin yüksek olduğu o yıllarda ağabeyim merhum Enver Arslan’ı arardı, eski telefonlardan; ‘Yolcuya kesecek bilet kalmadı. İkinci otobüs ikindi saatlerinde kalkacak. O saate kadar yeni bilet basımını yetiştirebilir misin?’ diye sorardı.
O dönem el dizgisi ve el pedalıyla güçlükle yetiştirdiğimiz o biletlerin boyası kurumadan otobüs terminaline yetiştirirdik.
Bir süre sonra Mehmet Özdaş ağabeyimiz matbaaya gelir, sitem ederdi;
“Enver ağabey, Rüştü ağabey biletlerden şikayetçi. Bileti alan yolcu elindeki boyayı bize gösteriyor. Baskıda çabuk kuruyan boya kullanın. Müşteriye mahcup oluyoruz.”
Otobüs terminali ile matbaa arasında mesafe kısaydı.
Bu kez yolcuları kalkış saatinde uyaran Yusuf Göksu, matbaa kapısında görünürdü;
“Enver ağabey, biletlerde numara atlamamış. Aynı biletin numarası başka yolcuda da çıkınca zor durumda kaldık. Acil yeni bilet basmamız gerekiyor.”
Matbaacılığın zor olduğu o yıllarda ne sıkıntılı şartlarda çalıştığımızdan bir kaç örnek vermek istedim.
O GÜZEL İNSANLARI KAYBETTİK
Önce Rüştü Kayapınar ağabeyimizi kaybettik.
Kayapınar ağabeyimiz, 70’li yılların sonunda kış mevsiminde meydanın dört bir yanını buz kestiğinde ve yerlerde kar olduğunda sırtında hasır, yalın ayakla terminale gelen Batman’ın filozofu Bırako’ya sabah saatlerinde sıcak bir çay ikram ederdi.
Bırako, tek bir yolcuyu rahatsız etmeden meydandan gelip geçenleri seyrederdi.
Nehir filminin çekildiği yıl, 1977 idi.
O yılın baharında Batman’a gelen ünlü sanatçılar Tarık Akan ve Müjde Ar, meydan ile terminale komşu olan eski Altınbaşak otelinde konaklamışlardı.
O dönemlerde ünlü sanatçıları görmek için birçok kişi otelin etrafını mesken tutmuştu.
Siirt Petrol firmasında görevli Yusuf Göksu da Tarık Akan’ı çok severdi.
Batman ve Hasankeyf’te Akan’ı gölge gibi izlerdi.
Sabahları erken kalkan Yusuf, Akan’ı kahvaltıya götürürdü, ağabeyim merhum Enver’i de arardı;
“Enver abi, çok gel. Tarık Akan’la kahvaltı yapıyoruz. Beni de çekin. Ben de Nehir filminde rol alacağım.”
Yusuf Göksu, hayat dolu biriydi. Tutkunu olduğu Tarık Akan’ı o film çekiminde bir an olsun, yalnız bırakmamıştı.
Amansız hastalık Yusuf ağabeyi pençesine almıştı.
Ne yazık ki uzun bir süre önce, o hastalık onu da aramızdan almıştı.
Emektar Mehmet Özdaş, 90’lı yılların baharıydı galiba.
O tarihi meydanda Batman’ın ‘İl’ şenliği vardı.
Merhum ağabeyim Enver Arslan, çok sevdiği arkadaşı, kankası Mehmet ağabeyle sohbete dalmıştı, ben de ‘İl şenliği’ haberini toparlamıştım.
O sohbetin sonunda Enver ağabeyim durgunlaşmıştı, ona sorduğumda üzüntüsünü; “Arkadaşım, canımdan çok sevdiğim Mehmet de Almanya’ya gidecek” diyerek üzüntüsünü dile getirmişti.
Mehmet ağabey, 30 yılı aşkındır Almanya’daydı.
Yıllar öncesinden bir gün cep telefonundan bana ulaşarak;
“Enver Ağabey'in vefatını çok sonradan duydum. Üzüntümü dile getirecek kelime bulamıyorum” demişti.
Mehmet Özdaş, Batman’ın çekirdek mahallesi Yeni Mahalle’dendi…
O Mahalle de çok sevdiği komşuları Nuran abla ile düğün töreni, yeryüzünün en güzel düğünlerindendi.
2.5 Yıl önce beni aradı; “Yengen vefat etti. Cenazesini Batman’a getiriyoruz.”
Asri mezarlığında toprağa verilen eşi Nuran’ın 40’ıncı gününde de mevlit ve hayrını unutmamıştı.
Belli aralıklarla gidip geldiği Batman’a özlem duyuyordu, artık toprağından ayrılmak istemiyordu Mehmet ağabey…
Önceki hafta kardeşi Yusuf’un oğlu Özgür’ün düğün töreni için Batman’a gelmişti.
Herkese veda eder gibiydi Mehmet ağabey.
Düğün sonrası bir iki günlüğüne gittiği Mersin’de kalbine yenik düştü Mehmet ağabey.
O da hiç kopmadığı eşinin yanında toprağa verildi.
Mekanı cennet olsun…
O meydandan sonsuzluğa uğurladığımız güzel insanlara bir yenisi, Mehmet ağabey de eklendi.
O meydanın o güzel esnaflarından kimi kaybetmedik ki?
Meydanda ilk Belediye’yi kuran Batman’ın ilk Belediye Başkanı Sait Ramanlı, ilk elektrikçi Musa Yerli,
Emektar kırtasiyeciler Serbest-Cesur Koyuncu, bankacılar Samet Adıyaman, Nurettin Sapan, Abdurrahman Gezer, İlk Ticaret Odası Başkanı Mahmut Ortaboy, iş insanları Yusuf Gör, Şirin Çankaya...
Kısacası çekirdek Batman’ın her alanında olan değerli insanlarımızı birer birer yitirdik.
Nur içinde yatsınlar.
Basın olarak onları unutturmayacağımıza söz veriyoruz...
Evet, o meydandan kimler geldi, kimler geçti.
Herkes bir şeyler bıraktı.
En çok da sevgi ve dostluğu serdiler o meydanın ortasına.