Dünden devam

Bugün kentimize Cumhurbaşkanlığı adına gerçekleştirilecek heyet gezisini önemsiyorum.

O nedenle yapacağım değerlendirmelerde kentimizin önemli bazı sorunlarına dikkat çekmeyi görev biliyorum.

Bilindiği gibi gazetemizde heyetle ilgili haber vardı. Ak Parti Çevre, Şehir ve Kültür’den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan ile Eski Bakan Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun yer aldığı heyete, kendi alanlarıyla ilgili bilgi sunmak istiyorum.

İl yöneticilerimizin, çevreden sorumlu bir genel başkan yardımcısına mutlaka önemli çevresel sorunları aktaracaklardır diye düşünüyorum.

Neden mi?

Çünkü heyetin ziyaret edeceği antik kent Hasankeyf ve Ilısu Barajı’nı (Bu arada heyette yer alan eski Bakan Veysel Eroğlu’nun ismi Ilısu Barajı’na verilmiş, bunu da hatırlatayım)tehdit eden önemli sorunlar vardır ki yerel yönetimin çabalarıyla üstesinden gelinemez…

Nedir o çevre sorunları?

FOSEPTİK BARAJ GÖLÜNE HAYIR…

**

**

Sayın Heyet üyelerine bu konuda acizane olarak bazı bilgiler sunmak istiyorum.

Olur ki bu yazımın yer aldığı gazete sayımız heyet üyelerinin ellerine geçer de okurlar.

Bu kentin Valisi aynı zamanda Kayyum olarak görevlendirilmiş Belediye Başkan vekilidir de. Benim meselem kentimin geleceği, insanlarımızın sağlığı.

Kentimizin atıksularının kimyasal, biyolojik ve fiziksel arıtmadan geçirilerek Baraj gölüne bırakılması gerektiğine inanıyorum. O nedenle kentimin tüm gelmiş ve geçmiş yönetimlerine bu konuda öneriler sunarak, destek vermemek istiyorum.

Mevcut Valimiz istediği kadar çabalasın, Ankara’nın desteği olmadan bahsedeceğim çevre sorunlarını çözemez diye düşünüyorum.

O nedenle de bu vesile ile heyete bilgi sunmayı Batman’ımızın güzel yarınları için görev biliyorum.

Bazı yerleşim yerlerinin evsel atıkları (Atıksular-kanalizasyon lağım suları) olduğu gibi arıtmasız şekilde Baraj gölüne akmaktadır.

Bu kabul edilebilir bir şey değildir.

**

**

Değerli Okurlarım bilirler; çok uzun yıllardır kentin atıksularının arıtılması için tüm yerel yönetimleri uyaran, eleştiren ve göreve çağıran biriyim.

Daha 90’lı yıllarda bu meseleye kafa yoruyordum.

Cumhurbaşkanlığı adına kentimizi ziyaret eden heyetin başında çevreden sorumlu bir Bayan Milletvekili, aynı zamanda iktidar partisinin genel başkan yardımcısının olması belki hayırlı bir gelişme olabilir. Kadınlar çevre konularında daha hassas ve duyarlıdırlar.

Sayın heyet üyeleri bilsinler ki; Lice, Eğil, Diyarbakır, Bismil, Batman, Sason, Kozluk, Beşiri, İkiköprü ve Hasankeyf yerleşim yerlerinin kanalizasyon lağım suları arıtma yapılmadan Dicle Nehrine bırakılıyor.

Yıllar önce Diyarbakır’da arıtma başlamıştı, ancak arıtılmayan lağım sularını bu yıl bile görüntülediğimi hatırlatayım.

Batman’da yıllar önce fiziksel arıtmaya geçildi. Ancak hala fiziksel arıtmadan geçmeden Batman Çayına akıtılan lağım sularımız gerçeği de vardır.

**

**

Düne kadar bahse konu yerleşim yerlerinin lağım suları Dicle üzerinden sınırları aşıyordu. Ancak Veysel Eroğlu Barajı su tutmaya başladığından beri bütün lağım suları göl havzasında birikmektedir.

Anlayacağınız ve vermek istediğim mesajın özü şudur;

Veysel Eroğlu Barajı şu anda devasa bir foseptiktir…

Baraj gölü havzasına lağım sularını bırakan bütün yerleşim yerlerinin arıtma sistemleri kurmaları bir zorunluluktur…

Buna yasal zorunluluk diyorum…

Çünkü nüfusu 100 bini aşan kentlerin kimyasal, fiziksel ve biyolojik arıtma zorunluluğu vardır.

Belediyeler mutlaka kaynak bulup, arıtma sistemlerini faaliyete geçirmelidirler.

Bu desteği bekliyoruz. Adı baraja verilen eski Bakanın bundan rahatsızlık duyması gerekir.

Başka çevre sorunlarımız da var, inşallah yarın ki yazımda buna da dikkat çekeceğim.

Devamı yarın