Ne zaman İsrail barbar yönetimi, Gazze, Kudüs veya El Aksa’ya saldırsa, Müslüman kanı dökse, hemen gündeme İsrail ürünlerini boykot konusu gelir.

Dünyadaki bütün ürünlerle ve boykotlarla ilgili bakış açımı zaman zaman açıklıyorum. İsrail’in son vahşeti ardından bazı ürünlerin boykotuyla ilgili düşüncelerimi soranlar olduğundan, bakış açımı yine arz etmek istiyorum.

Öncelikle Amerika’nın İsrail’in en büyük dost ve kollayıcısı olduğunu, ülkemizin ise ABD ile dost ve müttefikliğini sürdürdüğünü, vatandaş olarak boykot edeceğimiz bütün ürünlerin sadece birkaç uçak değerinde olmadığını belirtmek isteyerek, büyük fotoğrafı görmeyen veya görmek istemeyenlere hatırlatmada bulunayım. Bakış açım değişmez:

‘Batman’da ABD hakkında her zaman ‘En büyük Şeytan’ diye yazı yazmış herhalde tek Yazar bu satırların sahibidir. Gerek dünyanın iki kutuplu olduğu soğuk savaş, gerekse sonraki dönemde yeryüzündeki tüm fitne ve fesadın arka cephesinde olduğu açıkça görülen bu emperyalist güç ile Ortadoğu’daki ‘Piç’i olarak gördüğüm İsrail karşıtlığım çok açıktır.

Onlara karşı olmamın temel nedeni, zulüm üzerine kurulup, zulmü sürdürmeleridir. Ortadoğu’da dört ülkede Kürd meselesinden dolayı Müslüman kanları akıyorsa, bunun müsebbibi Amerika’dan başkası değildir…

Dünyayı hiçe sayarak ‘Guantanamo’da insanlık suçu işleyen Amerika ile Ortadoğu’nun mazlum halkı Filistinlilere kan kusturan İsrail gerçeği ortadadır. Bu göstergeler, iki ülkeye tepkide haklı olduğumun somut kanıtıdır…

Bu yazımı lütfen Amerika ve İsrail mallarına yönelik boykot düşüncelerinin karşıtı olarak kimse değerlendirmesin ve üzerlerine alınmasın. Bakış açımı soranlara vereceğim cevaplar ve düşüncelerimi paylaşıyorum o kadar.

**

**

BU GERÇEKLERİ YOK SAYABİLİR MİSİNİZ?..

Yıllar önce bugün de güncel olan konuyla ilgili değerlendirmemi arz ediyorum: Son dönemde İsrail’in vahşette sınır tanımadığını herkes görüyor. Gazze’deki vahşetin boyutlarını herkes ibretle izliyor. Bu gelişmeler karşısında ABD ve İsrail karşıtı bazı kampanyalara tanık olmaktayız. Kampanyalardan biri de her iki ülkenin mallarının, ürettiği mamullerin (özellikle gıda ve tüketim) boykot edilme çağrısıdır. ABD ve İsrail ile göbek bağı ile bağlı olan bir ülke olduğumuz zaten açıktır. ABD’nin stratejik ortağı ve dostu, BOP NATO bağı ile kendini bağlamış bir ülkede boykotun tutmayacağı açıktır. Boykotla ilgili olarak nasıl dışa bağımlı olduğumuzu gösteren, bana gönderilmiş bir maili sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Ahmet Bey’in bir günü: Ahmet Bey, sabah saat 7.00'de ‘Casio’ masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. ‘Puffy’ yorganını kaldırdı. ‘Hugo Boss’ pijamalarını çıkarıp ‘Adidas’ terliklerini giydi. ‘WC 'ye uğradıktan sonra banyoya geçti. ‘Clear’şampuan ve ‘Protex’sabunuyla duşunu aldı. ‘Colgate’ ile dişlerini fırçaladı. ‘BRAUN’ ile saçlarını kuruttu. ‘Bill's’ gömleğini ve ‘Pierre Cardin’ takımını giydi. ‘Lipton’ çayını içti. ‘Sony’ televizyonda medya özetlerini ve ‘flash’ haberleri izledi. ‘Citizen’ kol saatine baktı. Aile fertlerine ‘'BYE' deyip ‘Hyundai’ otomobiline bindi.
‘Blaupunkt’ radyosunu açarak, ‘rock’ müziği buldu. Ağzına bir ‘Polo’şeker attı. Şehrin göbeğindeki ‘Mega Center’ 'daki ofisine varınca, ‘Toshiba’ bilgisayarını çalıştırdı. ‘Microsoft Excel'e’ girdi. ‘Ofisboy’ 'dan ‘Nescafe’ 'sini istedi. Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için ‘Grissini‘yedi. Öglen ‘Wimpy's Fast Food’ kafeteryaya gitti. Ayaküstü, ‘Coca Cola’ ve ‘hamburgeri’ mideye indirdi. ‘Camel’ sigarasını yakıp ‘Star’ gazetesini karıştırdı. Akşamüzeri iş çıkışı ‘Image Bar' a uğrayıp ‘JB' sini yudumladı, sonra köşedeki ‘Shopping Center’ 'a uğradı. Eşinin sipariş ettiği ‘Ariel’ deterjan, ‘Ace’ çamaşır suyu, ‘Palmolive’ şampuan, ‘Gala’ tuvalet kağıdı, ‘Sprite’ gazoz ve ‘Johnson’ kolonyayı alarak kasaya yanaştı. ‘Bonus’ kartıyla ödemeyi yaptı. Hafta sonu eşi Münevver'le ‘Galleria’ 'ya giden Ahmet Bey, ‘Showroom’ 'ları dolaşıp ‘Converse’ ayakkabı, ‘Lee Cooper blue jean’ satın aldı. Akşam evde bir gazetenin verdiği ‘TV Guide 'a göz atan Ahmet Bey, kanallar arasında ‘zapping’ yaparak, ‘First Class’, ‘Top Secret’, ‘Paparazzi’ gibi programlar izledi. Aynı anda ‘Outdoor’ dergisini karıştırdı. Uykusu gelen Ahmet Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti. ‘Elhamdulillah Müslümanım' diye gerindi ve uyudu. Hâlâ da uyuyor. Ne zaman uyanacağı da belli değil. "SES" çıkarın!... Ahmet Bey ve diğerleri de uyansın...”
**

**

Yazı böyle bitiyor. Bu sayılanlar hayatımıza girmiş olan yabancı menşeli malların binde biridir ancak. Eğer bu tavırda ısrar eden olursa, uçağa, gemiye, trene, bütün ulaşım araçlarına binmemelidir. Çünkü ham maddeler, teknolojilerin çoğu batı, İsrail ve ABD patentli. Eğer boykotta samimi isek, ABD ve İsrail’e uçaklar, füzeler, heronlar, mayınlar, mermiler, obüsler, tanklar, kısacası bütün silah çeşitleri için boykot kararı alalım ve radikal şekilde tepkimizi gösterelim. Çünkü ülkenin en büyük kaynağı bunlara gidiyor.
İnancımıza göre helal ve haramlar vardır. İyi kalite elbise, iyi kalite cihaz kimin olursa olsun kullanılır. ABD malıdır diye fantaya karşı Cola Türka’yı dayatmanın mantığı yoktur. Ki Cola Türka üreten sistem, zaten ABD’nin sistemidir. İlahi düzeni ret eden, Allah’a karşı harp vaziyeti alma olarak ifade edilen faizli düzen gerçeği ortada iken, bu kampanyalar bana çok komik geliyor. Eloğlu, Allah’ın kendilerine bahşettiği akıl nimetiyle çok mükemmel icatlar, harika teknolojilerle insanlığa güzel hizmetler veriyorsa, zalimlerin eline düşmüş sistem nedeniyle bu güzelliklere karşı çıkmayı mantıksız buluyorum. Bu yaklaşım doğru olursa, dünya teknolojide ileri gidemeyecektir. Çünkü arz talep meselesi ile üretim ve gelişme arasında bir ilinti vardır. Açıkça ifade edeyim; böyle kampanyalarda yokum ve benimsemiyorum. ABD’de iyi insanlar yönetime gelirse, bütün o kötülük olarak gösterilen mamuller insanlığın hizmetinde olmayacak mı? ‘Hikmet, Mü’minlerin yitik malıdır’ hadisi şerifi de gösteriyor ki, yazın serinleyebileceğim kaliteli bir buzdolabını ABD’li mühendisler üretiyorsa, bundan yararlanmakta bir sakınca yoktur diye düşünüyorum.