*Hafta sonu Batman’ın ‘Toprak Dedesi’ olarak bilinen ‘Toprak ve Ekolojik Hayatı Koruma Derneği’ Başkanı Bedrettin Nasıroğlu, Kıra Dağı eteğindeki yemyeşil tarım arazilerini hızla betonlaşmaya doğru gittiğini üzülerek, hayıflanarak anlatıp durdu. Kıra Dağı eteğinden Batman Ovası’na bakınca binalar bir ele dönüştü ve yüreğimi sıkıştırdı. Şehir hızla Kuzey’e doğru ilerliyor. Kıra Dağına yakın tepelikler neredeyse çok katlı blokların merkezine dönüştü…

*Kıra Dağı eteğinden ovaya doğru gidince yine durduk ve yüzyıllar önce ‘İpekyolu’nun geçtiği güzergahlarda bulunan kaynak suları da ekolojik kırımdan nasip almış ve kurumaya yüz tutmuştu. Batman’ın ilk yerleşim birimlerinde ‘Kentsel Dönüşüm’ün yapılmaması ne yazık ki verimli ovayı yavaş yavaş yeni yerleşim alanlarına dönüştürmüş. Oysa basit bir hesapla Kentsel Dönüşüm yapılacak alanların, kaç hektar tarım arazisini kuracağı görülür. Bu çarpık yapılaşma böyle giderse birkaç yıl sonra Kıra Dağı ile Batman birleşmiş olacak. Kıra Dağı zirvesinde de sayısız villalar yükseliyor…

UMUTLANIYORUZ AMA…

Yemyeşil tarım arazilerini görünce umutlanıyoruz ama başımızı diğer yana çevirdiğimizde umudumuz çok katlı blokların gölgesinde kalıyor.

Havalar ısınınca Batmanlıları hafta sonları yerinde tutamazsınız.

Cumartesi ve Pazar günleri şehrin çevresindeki yeşil alanlar dolup taşıyor.

Esentepe çevresindeki Millet Bahçesi… Batman Çayı’na komşu İstiklal Kent Parkı… tarihi Malabadi Köprüsü dibindeki Doğa Parkı…

Artık ziyaretçi trafiğini kaldırmıyor.

Yukarıda adını söz ettiğimiz mekanlarda yer bulamayanlar, Kıra Dağı’nın yolunu tutuyor.

BU YETERİ KADAR UYARICI DEĞİL Mİ?

Tarım şehrinin yeşile özlem duyup, ilk fırsatta yeşil alanlara kaçan insanların betonlar arasında boğulduklarına işarettir.

Bu yeteri kadar uyarıcı değil mi?

Nefes alınacak yerlerin gitgide uzaklaşması, Kentsel Dönüşüm’ün bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine en büyük işarettir.

Batman’ın ‘Toprak Dede’si olarak bilinen ‘Toprak ve Ekolojik Hayatı Koruma Derneği’ Başkanı Bedrettin Nasıroğlu, aynı zamanda bölgenin tanınan kanaat önderlerinden.

Her zaman Batman Ovası’nın ne kadar değerli olduğunu bize anlatanlardan biri de Nasıroğlu’dur.

Kıra Dağı’na yakın birinci derece SİT alanındaki arazilerin korunamamasından yakınan Nasıroğlu, yemyeşil olan araziyi bize gösterince içim bir kez daha acıdı.

Kıra Dağı’nın çevresindeki tertemiz havasıyla, eşsiz görünümüyle bu güzel verimli ova hızla yok oluyor…

Bu bölge birkaç yıl sonra beton yığınlarıyla dolacak.

Toprak Reform Kurulu’nu göreve davet eden Bedrettin Nasıroğlu, Batman’ın üzerinde durması gereken ‘Yerinde Kentsel Dönüşüm’ projesinin bir an önce göz önüne alınması gerektiğini de hatırlatıyordu;

“Batman’ı var eden İluh, Çarşı, Kısmet, Meydan, Şirinevler, Cumhuriyet, Sağlık ve Aydınlıkevler gibi mahallelerde ‘Kentsel Dönüşüm’ uygulanmadığı sürece bu arazileri korumamız imkansız. Gördüğümüz gibi dünyanın en verimli tarım arazilerini betonlaştırıyoruz. Oysa biz bu şehrin eski mahallelerini Kentsel Dönüşüm kapsamına almış olsaydık, Konya Ovası kadar büyük bir alanı daha tarıma kazandırırdık.”

HOBİ EVLER VE VİLLALAR HER YERDE

‘Toprak ve Ekolojik Hayatı Koruma Derneği’ Başkanı Bedrettin Nasıroğlu, Batman Ovası’nın yeni konut siteleriyle dolduğunu da anımsatmadan edemiyordu;

“Kıra Dağı’ndan Batman’a bakın. Manzaranın nereye geldiğini varın siz yorumlayın. Haftalardır, aylardır ve yıllardır üzerinde duruyoruz ‘Batman Ovası hızla betonlaşıyor’ diye. Ne yazık ki kimsenin bu konuyla ilgilendiği yok. Kıra Dağı eteğindeki oksijen yoğunluğu ile şehir merkezini karşılaştırdığınızda arada uçurum var. Ayrıca son yıllarda Batman’da kalp krizi vakaları da arttı. Yazın beton yığınlarının bozduğu ekolojik düzenden dolayı şehir merkezinde kalınmıyor. Herkes daha serin bir bölgeye gidebilmenin telaşı içinde.”

‘Bugüne kadar olan olmuş’ diyen Nasıroğlu, önemli bir mesaj daha veriyordu:

“Bundan sonrasını korumak gerek. Eğer önlem alınmazsa Tilmerç ve Aydınkonak’tan hızla Kıra Dağı’na doğru yapılaşma devam edecek. Burada yaşayan her birey, bu verimli toprakları korumayı görev bilmeli. Biz dernek olarak kendi adımıza bu şehrin verimli tarım arazilerini beton yığınlarıyla öldürmemek için nefesimiz yettiği sürece mücadele vereceğiz.”

‘Bu Ova’nın her tarafı hobi evler ve villalara dönüşürse çiftçi ne ekecek?’ diyen ‘Toprak Dede’ lakaplı Nasıroğlu, önemli bir mesaj daha veriyordu;

“Bu topraklar hepimizindir. Özellikle verimli arazileri korumak bu şehre sevdası olduğunu iddia eden herkesin görevidir.”

KAYNAK SULARI DA KURUDU

Batman’ın verimli topraklarının son dönemlerde betona yenik düşmesi gündemde.

Yüz yıllar öncesinde ‘İpekyolu’nun geçtiği güzergahın olduğu bazı bölgeleri de gezdirdi bize Nasıroğlu.

Batman Ovasın’dan geçip Garzan Çayı’ndan Siirt’e, oradan da İran’a uzanan İpekyolu’nun geçtiği güzergahlardaki kaynak sularının da bir bir kuruduğunu anlatıyordu Nasıroğlu;

“Yüzyıllar öncesinde İpekyolu’nun geçtiği güzergahlarda birkaç kilometrede bir kaynak suyu ve ağaçlar vardı. Günümüzde şimdi ne o ağaçlar ne de o kaynak suları kaldı. Batman Ovası’ndan geçen İpekyolu, Garzan Çayı ile birleşirdi. Bizden önceki azınlıkların yaşadığı yerleşim birimlerine yakın mesafedeki su kaynakları da çoktan kurudu.”

Özet olarak, şunu söyleyebiliriz;

Bu şehrin biriken sorunlarına artık el atılmalı.

Şehrin birikmiş sorunlarına yenilerin eklenmemesi için de şimdiden harekete geçilmeli.

Koca bir ova hızla betonlaşmaya gidiyor.

Bu yok oluşa karşı alınacak en doğru karar, eski yerleşim yerlerini Kentsel Dönüşüm kapsamına almak.

Böylece gecikmiş de olsa o güzel tarım alanlarını, betonun gazabından korumuş oluruz.

Bizden söylemesi…