Dünden devam

Ölümcül pandemi ile mücadelede en önemli savunma silahımız, evlerimizin, işyerlerimizin musluklarından akan sulardır…

Çünkü el hijyeni ile virüsün bulaş riski ilintilidir.

Başta Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanı açıkça el hijyenine dikkat edilmesi gerektiğine defaatle dikkat çekmiş ve halkı uyarmışlardır…

Evinizde, işyerinizde musluklardan su akmadığı zaman el hijyeni hiç mümkün olacak mı?

Evet, mesele önemli o nedenle dünkü yazımda meselenin üzerinde durdum. Vali Hulusi Şahin’in konuyla ilgili ifadelerine yer verdim.

**

**

Bugün içme suyu sıkıntısı yaşanıyorsa, herkes bilsin ki bu sadece günümüzün meselesi değildir.

Ve bu köşenin acizane yazarı olarak sadece el hijyeni ve koronayla mücadeledeki önemi nedeniyle su sıkıntısına tepkili değilim…

Batman’ın dört bir yanından akarsular, nehirler akarken, kentimizde içme suyu sıkıntısının yaşanmasını içime sindiremiyorum…

Biliyorum ki kente verilen içme ve kullanma suyu 750 bin insanın ihtiyacını karşılar.

Ancak köhnemiş içmesuyu şebekesi, abonesiz kullanıcılar gerçeğini yok sayamam…

Bir yönetim ve planlama ile de ilintilidir.

Su sıkıntısının yaşanmaması için geçmiş yıllardaki duyarlılığıma dair eski bir yazımdan alıntılar da yapmıştım.

Geçmişteki belediye yönetimlerini bu konuda eleştirmemişsem, bugünkü yönetimi eleştirme hakkım da olmaz.

Ancak objektif davranıyorum.

**

**

DENETİM VE CEZAİ YAPTIRIM ŞART…

Kaçak su kullananlarla yeterince mücadele ediliyor mu?

Şu anda abonesiz olarak bahçe sulayan ve su tüketen kaç aile var?

Geçmiş yönetimlere, “Siz istediğiniz kadar hizmet için çaba gösterin, fedakarlık yapın, denetim mekanizmasını sıkı tutmadığınız ve yaptırımda bulunmadığınız sürece bazı hizmetleri layıkıyla veremezsiniz” diye cümleler kurmuştum.

Bugün de aynı şeyleri söylüyorum.

Yaklaşık on yıl önce söylediğim şu ifadeler bugünkü yönetim için de geçerlidir diye düşünüyorum: ‘Belediye en az 500 ve belki 600 bin insanın ihtiyacını karşılayacak kadar kente su veriyor. Bu gerçeği biliyorum. Kente verilen suyun yetersiz olduğunu düşünmüyorum. Ancak çok ciddi kaçaklar söz konusu. Ve Belediye bu konuda hala ciddi yaptırımlarda bulunmuyor.

Kaçak su konusunda bence acilen ciddi yaptırım gereklidir.

Kente verilen yüz litre suyun 16 litresini tahsil ettiğini daha önce belirten bir Belediye yönetimi gerçeğini de hatırlatmak isterim.

Belediye yetkilileri ya kente verdikleri suyu kontrol altına alır, tüm semtlerdeki su kesintisine son verir, bütçelerine de katkı sunarlar, ya da bunu yapamıyorlarsa tahsilat yapmadan şehre daha fazla su vermek zorundadırlar diye düşünüyorum. Belediye yetkilileri su kesintileri konusunda halka bilgi vermelidirler. Halkın su nöbetine kaldığı bir kent ayıbına son verilmesi dileğiyle…’

Evet, düne ait bugün için de geçerli olan eleştirilerimin gereği yapılacak olursa sıkıntı biter. Bugün devasa İstanbul şehrinin üç beş ay sonrası için endişeliyim, çünkü yağış çok olmadı, barajlar dolmadı ve aşırı bir tüketim var.

Bizim Hamd olsun baraja endeksli bir su problemimiz yok.

33 metreden bol bol suyumuz var hala.

Sonuç olarak dileğim kentimizde içme ve kullanma suyu sıkıntısının yaşanmaması için gereken tedbirlerin alınmasıdır.