İnsan düşünen ve unutan bir varlıktır…

Eskiler, “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” diyerek, insanoğlunun ‘unutkanlığını’ doğal bulmuşlardır…

“Bunama” (Demans)denilen hastalık da, unutkanlığın ilerlemiş halidir. Şimdiye kadar bunamanın yaşlılığın doğal sonucu olduğunu düşünüyorduk değil mi? Bu düşüncemizi hemen değiştirelim. Çünkü bilim insanları, bunamanın sadece yaşlılıkla ilgisinin olmadığını tespit etmişler…

Bu konudaki bilgileri takdirlerinize sunmadan önce “Bunama” (Demans) ile ilgili karma bilgilere bakalım:

**

**

“Bunama-Demans, kısaca beyni etkileyen bozuklukların neden olduğu bir grup etkinin bütünsel adıdır ama belirli bir hastalık değildir.

Demans çok yaşlı insanlarda yaygın olmakla birlikte, yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Bununla beraber demansın görülme sıklığı 50 yaşından sonra artar ve demans hastalığı ağır ilerleyen bir sürece sahiptir.

Bunama, bellek ve dil yetileri, soyut düşünme, yargılama gibi zihinsel işlevlerde görülen edinilmiş, süreğen bir yetersizlik durumudur. İnsan ömrü uzadıkça bunama (Demans) sıklığı artmaktadır. 60 yaş üstünde en önde gelen yeti yitimi nedenidir. 65 yaşında risk %5 iken, her 5 yılda risk ikiye katlanmaktadır, 85 yaş üzerinde %40-50’ye ulaşmaktadır. Yaşlı insanların sık sık unutkanlıktan şikayetçi olduğu bilinen bir gerçek.

Bu durum yaşlı yakınları tarafından çoğunlukla yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak değerlendirilse de yaşlılarda unutkanlığın birçok tıbbi sebebi olabilir. Demansın yaşlılığın doğal sonucu olarak görülmesi yanlış bir değerlendirmedir.

Unutkanlığın direk demans belirtisi olarak görülmesi yanlıştır, bu bilişsel kayıp başka birçok hastalığın nedeni olabilir. Ayrıca hipotiroidizm gibi tiroid fonksiyon bozuklukları, kansızlık, vitamin B12 ve folik asit eksiklikleri gibi durumlar da unutkanlığın başlıca nedenleri arasında sayılabilir. Bu nedenle hastanın ve yakınlarının büyük desteği araştırma ve teşhis noktasında büyük önem arz eder.”

**

**

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ DE UYARMIŞTI…

Değerli Okurlar, bunama ile ilgili olarak yukarıda özetlediğim bilim insanlarının görüşleri yazılı kaynaklarda geçiyor. Ancak bilim insanları boş durmuyor, bunamanın başka sebeplerini de yeni tespit etmişler…

Meğer hava kirliliği de bunamayı tetikliyormuş…

Bu konuda ulusal yaygın medyada yer alan bir haber beni epey düşündürdü.

Zira hava kirliliği konusunda kentimiz yıllarca Türkiye ve dünya derecelerini yapmıştır. Hiç de övünemeyeceğimiz derecelere sahip olduğumuz gerçeğini biliyorsunuz.

Dünya Sağlık Örgütü’nün resmi açıklamalarını duymuş olmalısınız. Geçtiğimiz Mayıs ayında iki gün süreyle o açıklamalarını değerlendirmiştim. Şu ifadelerim o yazımdan: “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ-WHO), 2010-2016 yılları arasında gerçekleştirdiği ölçümlerin sonuçlarını açıkladı. DSÖ’nün standartlarına göre Türkiye’de 81 il arasında sadece Giresun’da hava kirliliği sınırın altında verilere sahip.

Yapılan ölçüm sonuçlarına göre havası en kirli 3 şehrin ise; Batman, Hakkari ve Gaziantep olduğu görüldü. Diğer yandan verilere göre Avrupa’da havası en kirli 10 şehirden 5’i Türkiye’deyer alıyor. Avrupa’nın havası en kirli şehirleri arasında birinci sırada Sırbistan’dan Novi Sad bulunurken 4, 5 ve 6. sırada Batman, Hakkari ve Gaziantep; 9 ve 10. sırada ise Siirt ve Afyon var.”

**

**

Görüldüğü gibi hava kirliliği açısından bu kentin durumu oldukça kritik. Şimdi bir de erken bunama durumumuz söz konusudur. İşte bilim insanlarının konu ile ilgili açıklamaları: “Hava Kirliliği Yaşlılarda Bunama Riskini Artırıyor. İngiltere'de yapılan bir araştırma, havadaki yüksek nitrojen oksidin 50 yaş üstü kişilerin bunama hastalığına yakalanma riskini artırdığını ortaya koydu. Londra Üniversitesi Halk Sağlığı Araştırma Enstitüsünün yürüttüğü çalışmada, yaşları 50 ila 79 olan 131 bin kişi 7 yıl boyunca incelendi. Bu süre sonunda bu kişilerden 2 bin 200'üne demans (bunama) teşhisi kondu. AA’nın aktardığına göre, araştırmada, havadaki yüksek nitrojen oksidin 50 yaş üstü kişilerin demans hastalığına yakalanma riskini temiz havaya sahip yerlerde yaşayanlara göre yüzde 40 artırdığı tespit edildi. Araştırmayı yürütenlerden İngiltere'deki King's College London'da çevre sağlığı uzmanı Prof. Frank Kelly, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, araştırmanın hava kirliliği ile akıl sağlığı arasında bir bağ olduğunu gösterdiğine işaret etti. Çalışmanın sonuçları ‘BMJ Open’ dergisinde yayımlandı. Çin'de hava kirliliğinin beynin sözel ve sayısal kabiliyetlerine etkisi üzerine yapılan bir araştırmada, kirli havanın zekayı gerilettiği tespit edilmişti.”

**

**

Bu haber sizleri de düşündürmez mi?

Batmanlılar veya batman’da yaşayanlar erken bunama tehdidi altında. Kirli hava zeka geriliğine de neden oluyormuş ayrıca…

Dünya Sağlık Örgütü, geçtiğimiz Ocak ayında, WHO, ilk kez, ‘hava kirliliğine bağlı dünya sigara haritası’nı çıkarmış ve bunu dünyaya ilan etmişti. O raporlarına göre, Batman’da herkes günde 3.9 sigara içmiş gibi…

Birkaç ay önce konu ile ilgili burada yaptığım değerlendirme ile yazıma son verirken, ilgilileri duyarlı olmaya davet ediyorum: “2010-2016 yılları arasında dünyada “7 milyon insanın, kirli havadaki partikülleri ciğerlerine nefes yoluyla çekmeleri sonucu, felç, kalp krizi, akciğer kanseri, kronik obstruktif akciğer hastalıkları, zatürree de dahil solunum yolu hastalıklarından yaşamını yitirdiği vurgulanıyor”, ancak en havası kirli kent olarak ilan edilen Batman’ımızda ilgili kurumlar kamuoyuna bir açıklama yapma gereği bile duymuyorlar…

Bu hastalıkların Batman’da tavan yaptığını bilmeyen yok…

Madem bu hastalıklar ve onlardan kaynaklı ölümler gerçeği açıktır, niçin mesele ile ilgili çalıştaylar düzenlemiyoruz? İnsan sağlığı için en vazgeçilmez olan şey, temiz hava, oksijendir. Eğer hava kalitemizde sorunlar yaşanıyorsa, bunun için el birliğiyle mücadele vermemiz gerekiyor.

Valimiz Sayın Ahmet Deniz, toplum sağlığı için sigara ile mücadele ederken, halkı ve STK’ları bu konuda duyarlılığa çağırırken, bu köşede kendisine açık destek vermeyi görev bildim. Hava kirliliği gibi çok önemli sorunumuz için WHO açıklama yapıyor. Sayın Valimizin bu mesele ile ilgili olarak kurumları uyarmasında yarar görüyorum. Önerim şudur; halk sağlığından sorumlu kurum ve kuruluşlar ile kurullar var. Sağlık Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, Tarım Müdürlüğü, Batman Mahalli Çevre Kurulu, Batman İl Hıfzıssıhha Kurulu, Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, çevre ve sağlıkla ilgili sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerini bir toplantıyla buluşturma konusunda adım atmasında yarar görüyorum. Hava kirliliğini tüm boyutlarıyla tartışıp, çözüm üretmemiz için bunu elzem görüyorum. Sağlıkla kalınız.” http://www.batmancagdas.com/dunya-saglik-orgutu-uyarisi-2-makale,12687.html