Değerli Okurlar, son günlerde ülkedeki en sarsıcı gündem koronavirüsün mutasyon geçirmesidir.

Yaygın medya, İngiltere’deki mutasyon korkusunu habire büyütüyor…

Oysa ki mutasyon virüslerin doğasında var.

Bilim insanları bunu ifade ediyorlar ama medya bunu görmek bile istemiyor.

Varsa yoksa mutasyon geçiren korona…

Yaygın medya sansasyonel haberler peşinde olduğundan pireyi deve yapmakla meşguller…

Oysa ki koronavirüs mutasyonundan daha yakın bir tehlike ülkemizi sarsıyor…

Bunu görmek için sayısız işaretler gözlerimizin önünde…

Nedir o tehlike?

Tabi ki ciddi kuraklık…

**

**

Önceki gün Adana Büyükşehir belediye Başkanı’nın bir açıklaması vardı.

Başkan, üç günlük su arızası örneği ile Adana’nın kuraklıktan kaynaklı sıkıntısına dikkat çekmişti.

Kuraklık meselesi ile ilgili olarak dün kaleme aldığım yazıda yöremizdeki barajlardan söz etmiştim.

Yöremizdeki büyük barajlarda hızlı su çekilmesi yaşanıyor.

Öte yandan çekilme sonrasında barajların nasıl hızla toprakla dolduğuna tanık oluyoruz…

Barajlar su yerine toprakla, balçıkla, çamurla doluyor…

Misal Batman Barajındaki acı gerçek görüntüleniyor.

Batman Yerel basınında bu fotoğraflar farklı gazetelerde yer aldı.

Çok açık bir gerçektir; Batman Barajı hızla erozyon ve heyelanlardan kaynaklı olarak toprak, çakıl, kum, çamur, kısaca ‘Rüsübat’ denilen tortular-çöküntüler-birikintilerle dolmaya başlamıştır…

**

**

HAVZA AĞAÇLANDIRMA PROJELERİ…

Kuraklık genel bir sorun. Küresel Isınma ile ilgili büyük boyutları var.

Ancak yerel ölçekte barajların korunması şarttır.

Hidro Elektrik Santralleri’nin inşası için barajların yapılmasına karar verenler, bunların taşkınlardan korunmaları için de mevzuatlar hazırlamışlardır.

Barajların Batman örneğinde olduğu gibi hızla dolmamaları için yasalar, yönetmelikler, ilgili mevzuatlarda yığınla maddelere yer verilmiştir.

Bu koruma tedbirlerinden birisi Havza Ağaçlandırma Projeleridir…

Bu köşede basit meselelerden söz etmiyorum.

Köşemi öylesine yazılarla doldurmak gibi bir amacım hiç olmadı.

Hep kentimizin daha güzel yarınları, insan hakları, aydın bir toplum, doğa, çevre ve ekolojinin korunması amaçlı yazılarla karşınızda durdum.

Bu köşedeki yazılarımla yıllarca Batman Barajı’nın korunması için Havza Ağaçlandırma Projelerinin hayata geçirilmesi için kamuoyu oluşturmaya çalıştığım malumunuzdur.

**

**

Bu bilinç oluşuncaya kadar da inşallah yazmaya devam edeceğim.

Bilindiği gibi barajlar birçok amaç için yapılır;

Sulama, enerji, endüstriyel ihtiyaç, yerleşim yerlerinin içme ve kullanma suyunun temini ve taşkın koruma…

Madem Barajlar inşa ediyoruz, bunların korunması için gereken tedbirlerin de alınması gerekiyor.

Havza Ağaçlandırma projelerinin hayata geçirilmesi yasal zorunluluktur.

Batman Barajı’nın korunması için yıllarca uyarılarda bulundum.

Havza Ağaçlandırma projeleri konusunda edindiğim bilgileri paylaştım.

Ilısu Barajı’nın korunması için de ısrarcı olacak, yasaların gerektirdiği projelerin hayat bulması için inşallah yazmaya devam edeceğim.

Batman Barajı için; ‘Heyhat kimseler sesimizi duymadı veyahut duyması gerekenler sağır sultanı oynadılar…

Halbuki Sağır Sultan’a bile sesimi duyuracak kadar çabaladım…

Bilim insanlarının uyarıları dikkate alınmadığından barajlarımız hızla toprakla doluyor’ diyerek uyarılar yaptım.

Bunun en önemli nedeni ormanlarımıza kıyılmasıdır. Ormanlara kıyıldıkça, erozyonlar yaşanıyor, topraklarımız elden gidiyor.

Barajların yeşil kuşakla, yeşil dokuyla korunması gerekiyor. Barajların çevresindeki mevcut yeşil alanların korunması da elzemdir.

Ancak ne acıdır ki mevcut yeşil kuşağı koruyamadığımız gibi, yeni yeşil alanlar, ormanlar da oluşturamıyoruz.

Yarın ki yazımda da inşallah bu konudaki bakış açımı arz edeceğim.

Devamı yarın