*Evet korona virüsü nedeniyle bugünlerde bahara mesafeliyiz. Dışarı çıkıp kendimizi tabiatın kucağına atmak istiyoruz. Yeni açan çiçek ve dallarına kim dokunmak istemez. Eskiden baharın gelişini coşkuyla karşılayanlar kendilerini ovaya, bayıra atardı.

*Bu yıl baharın rengarenk gelişini, hüzün ve korona virüs endişesiyle tedbir uygulamalarından az sayıda kişi duydu. Herkes bir birine ‘Evde kal’ çağrısını yaptığı günlerdeyiz. Onun için bir birimize ve her şeye mesafeliyiz…

KENDİMİZİ DOĞAYA ATAMIYORUZ

Memlekete bahar gelmiş farkında değiliz.

Galiba çoğu insan da mevsimin değiştiğinin farkında olmadı bu yıl.

Baharın rengarenk gelişini hüzün ve endişemizden ve korona tedbiri uygulamaları nedeniyle duyamadık.

Evet, şu günlerde herkesin bir birine ‘Evde kal’ çağrısı yaptığı bir süreçteyiz. Onun için evlerimizdeyiz, bir birimize ve her şeye mesafeliyiz. Çünkü çağrıların biri de ‘Mesafeni korku’ şeklinde. Virüsün hızlı dolaşımını ancak bu şekilde yavaşlatabileceğimizi uzmanlar ısrarla söylüyor. Bir de temizlik tabii.

Korona virüsü salgınından dolayı bugünlerde bahara çok mesafeliyiz. Dışarı çıkıp kendimizi tabiatın ve doğanın kucağına atmak istiyoruz. Yeni açan gelincikler, ters laleler, çiçekler ve ağaçlara dokunmak istiyoruz ama korona denilen illetten ötürü bu yıl bahara çok mesafeliyiz.

Bir insanın hayatında yaşayabileceği kaç baharı var ki!

Etrafı akarsularla çevrili şehrimizde baharı her rengiyle yaşabileceğimiz o kadar güzel yerler varken, bahardan habersiz kalmak ne kadar kötü.

BAHAR GELİNCE…

Evet bahar gelince Batman’da akıllara nereler gelir diye düşündüm kendi kendime.

Batman Barajı havzasındaki 12 bin yıllık Hallen çemi (Dahlık) höyüğünün bulunduğu Sason çayı kıyısında gidip güneşin doğuşunun seyrine dalmak.

Yüzlerce bitkinin bir arada olduğu o çay yatağındaki tüm renk tonlarının ahengini fark etmek.

Şehre yakın ama şehir hayatından uzak kafamızı dinleyebileceğimiz, tıpkı Karadeniz köylerini andıran ‘Çilekli köy’ olarak bilinen Sason-Yeniköy’de güneşin batışının en güzel izlenildiği Sason çayı kıyısı.

Geçen hafta sonu çilek tarlalarına yol aldığımızda Batman çayı havzasında biriken muhteşem göl manzaralı ova ve yeşile bürünen doğa, etrafa tüm güzellikleri sunmuştu.

Aslında şehrimizin tamamı baharın kendisi.

Yeter ki fark edelim, yaşayalım. Şimdilerde tabiattan uzağız ama yine de doğaya kulak verelim.

O’nun ‘Ey insanoğlu! İşte benim size hayat veren, siz neredesiniz?” haykırışına yanıt verelim.

Bize insanlığı, mertliği, dürüst olmayı ve güçlü olmayı öğreten en iyi şeyden vazgeçmeyelim. Anlayım onları.

Bir yazarın dediği gibi; “Bu bahar kırlarda çiçekler bizsiz açacak…”

BGYC BAHÇESİNDE GÜLLER AÇTI

Söz bahardan açılmışken, bir bahar manzarasını da Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti’nin lokal ve bahçesinden de vermek mümkün.

2002 Yılından bu yana ne badireler atlatıp kurduğumuz BGYC lokali ve bahçesi, birçok saygın basın kuruluşu tarafından da örnek gösterilmişti.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Gazeteciler Federasyon’unun üyesi olan 23 yıllık Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti, ne zor şartlar altında Kültür İl Müdürlüğü karşısındaki alanda kurulmuştu. Toprak yığınlarından geçilmeyen, 10’a yakın ekmek tandırının bulunduğu yeri kendi imkanlarıyla küçük bir ormana dönüştüren Batman’ın ilk Gazeteciler Cemiyet’in bugün ki muhteşem yerini herkes gıptayla izliyor.

Bu şehrin geçmişini bilenler, bu saygın basın kuruluşunun yaptığı sayısız etkinliklerin de farkındadır. Batman’a ve adına yakışır etkinliklere imza atan Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti’nin bahçesinde açılan sayısız gül ve çiçekle korona virüs salgınından sonra çok önemli etkinliklere ev sahipliğini yapacağının mesajını verir gibi.

Kırmızı, pembe, beyaz güller…

Zeytin, nar ve incir…

Dut, Erik ve diğer ağaçlar Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti’ne üye olan her bir basın mensubunun alın teridir, emeğidir.

Kısacası, Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti bugünlere kolay gelmedi.