Batman anıldığında Ermi’ye ( Erköklü) köyü yakınlarından doğan şehrimizin 12 Mahallesi ve Gresira (Balpınar) ile Semale (Yeni köy) olarak bilinen iki köyün içinden geçerek,  Batman çayına dökülen İluh deresi akla gelmektedir.

*

Batman ‘İluh’ olarak anıldığı günden beri bu dere vardı. TPAO’nun sosyal tesisleri ve bazı atölye ve lojmanlarının bulunduğu ‘Site’ olarak bilinen sınırlandırılmış alana yakın akan dereyi, yörenin tanınan insanlarından merhum Ali Arı, yıllar önce şöyle anlatmış;

*

" 1957 yılında İluh deresinin suyu bazı kaynaklardan besleniyordu. Dereden akan su, berrak ve temizdi. Su rahatlıkla içilebilirdi. İçinde küçük balıkların yaşadığını gördüm."

*

İlerleyen yıllar ile birlikte şehir büyümüştü. İluh deresinin aktığı kanalın etrafı yerleşime açılmıştı. Derenin beslendiği su yolları binalar ve yollarla kapatılmıştı. Dereyi besleyen kaynaktan akan sular da kurumuştu. İluh deresinin suyu berrak akmıyordu artık.

*

Yerleşim alanlarında kanalizasyon sulara ve bazı küçük işletmelerin üretim sonrasındaki artıklarını dereye boşalttığına şahit olmuştuk. Bunlardan biri hayvan kesiminin yapıldığı ‘Sala-haneydi.’

*

Bahar ayları bölgede yağışın fazla olduğu zamanlardır. Günlerce yağan yağmur suları, dereden akışın sürdürürken 4 metre yüksekliğinde ve en az 15 metre genişliğindeki devasa kanal yağmur sularını bendinde tutmakta yetersiz kalıyordu.

*

Bu sebeple derenin geçtiği mahallerin bir çoğunda su baskınına sebep oluyordu. Bu durum istisnasız her yıl yaşanıyordu. Sorunun çözümü için her dönemde bazı önlem paketleri hazırlanırdı.

Ancak ! Uygulaması asla gerçekleşmezdi.

*

İluh Deresi, 6.200 metrelik kısmı açık kaplama'sız trapez kanal, 3.782 metrelik kısmı duvarlı kanal olarak projelendirilip 2003 yılında inşaatına başlanmış ve 2004 yılında da tamamlanmıştır.

*

İşlemin tamamlanmasından sonra 2006 yılında İluh deresinin taşması sonucu meydana gelen selde 8’i çocuk olmak üzere 11 kişi hayatını kaybetmiş, 35 mahalle de selden zarar görmüştü.

*

Selzedelerin bir kısmı TOKİ’nin yaptığı konutlara taşınarak yaşadıkları mahallerinden uzaklaşmışlardı.

*

O tarihten sonra benzeri bir olay yaşanmadı. Bu tekrar yaşanmayacağı anlamına gelmez. Geçen 10 yıl içinde yağmur ve akan suların doğal akış alanlarının bir kısmı daha yerleşim alanlarına açıldı. Bu da su akışının sağlandığı doğal ortamın yok olduğu anlamına gelmektedir. Aşırı yağışlarla meydana gelebilecek bir seli düşünerek, yaşanacakların vahametini tahmin edemeyecek durumdayız.

*

Derenin yaşatığı sorunu sadece sel değildir. Çevreye yaşattığı bir diğer sorunu da geçtiği bir çok mahalleden üstünün açık olarak akmasıdır.

*

Yerleşim yerlerindeki konut ve işyerlerinden dereye akıtılan kanalizasyon ve artık suları, çevreye koku ve mikrop saçmaktadır. Bu sorun dereye yakın yaşayan halkın sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir.  

*

Derenin açık olmasını fırsat bilen düşüncesiz bazı semt sakinleri, her türlü çöp ve artıkların dereye atmak suretiyle duyarsız davranışların sürdürmektedir.

*

İluh deresi şehrin içinden akıyor. Derenin kenarında yapılan yol ile mahalleye ve başka yerleşim yerlerine araçlarla ulaşılıyor.

Yol ile dere yatağı arasında bariyer olmaması bu durumu bilmeyen sürücülere uyarı amaçla tabelalar ile belirtilmemesi sürücülerin kaza yapmasına sebep olmaktadır.

*

Bazı sürücüler dalgınlık veya dikkatsizlik sebebiyle kullandıkları araçları ile birlikte dereye düşmektedir. Konan bazı bariyerlerin önlem bakımından yeterliliği yoktur.

*

Alınan önlemlerin yetersizliğini anlatmaya gerek yok. Bu tür çözümler geçici önlemlerdir.

*

Ne yazıktır ki !

*

İluh deresi 50 yıldır bu şekilde aktı. Biz de öylece baktık.

*

Ne olacak şimdi. Bakmaya devam mı edeceğiz?

*

Veyahutta.

*

Akla ve mantığa uygun köklü çözümler bularak yaşanan olumsuzlukları sonlandıracak mıyız?

*

Yaşananların tümüne bizler sebep olduk. Çözmekte bizim görevimiz.