Okullar başladı, eğitim-öğretim yılı tüm öğretmen ve öğrencilere ‘hayırlı’ olsun.
*
Konu eğitimden başlamışken o’nunla devam edelim. Dönemin birinde öğretmenin biri,  sınıftaki tüm öğrencilerini bir araya toplamış. Her öğrencisine bir kümes hayvanı kesmesi için bıçak vermiş.

-Çocuklar size verdiğim hayvanları kimsenin görmeyeceği bir yerde kesin ve bana getirin demiş.

Bir saat sonra bütün öğrenciler geri dönmüş. Öğrencilerden biri kendisine verilen hayvanı kesmeden dönmüş.

Öğretmen, öğrenciye;

-Neden sen, sana verilen hayvanı kesmedin?
-Öğretmenim bana verdiğiniz hayvanı kesmek için bir çok yere gittim. Beni kimse hayvanı keserken görmesin düşüncesiyle.

-Öyle bir yer bulamadığım için hayvanı kesemedim.
-Ne demek istediğini açıklarsan, arkadaşların da anlasa daha iyi olmaz mı.
-Öğretmenim gittiğim her yerde bizi yaradan vardı. Bu yüzden kesme işlemini gerçekleştirmedim. 
*
Meseleyi anız yangınlarına getirmek için bu anlatıyı yazdım. Bir süre öncesine kadar gündüz yakılan anızlar, gecenin geç saatlerinde yakılmaya başlandı. 
"
Amaç ne olabilir sizce? Anızı yakarken kimse görmesin. Arazi sahibi olarak bana sorsalar.

-Tarlandaki anızı sen mi yaktın?
-Hayır. Ben yakmadım. 
-Kim yakmış olabilir?
-Birileri yakmıştır. Kimin yaktığını bilemem.

Demek suretiyle olaydan sıyrılmak amacı ile yapılmıştır bu uygulama.
*
Bir zamanlar çevremizde bulunan arazilerde buğday ve arpa ekilirdi. Ekinin hasat edileceği zaman yakın yolun kenarında bulunan tarlalarda yangın çıkardı. Göz açıp kapayıncaya kadar tüm ürün yanardı. 
*
Bunu yapanın araç kullanan veya araçta bulunan bir yolcunun içtiği sigarayı söndürmeden atması sonucu meydana geldiğine kanaat getirilerek olay bağlanırdı.
*
Araçlarda sigara içme yasağı olduğu için anız yangınlarının bu sebeple çıkması ihtimali yok. 
*
Tarlada bulunan mısır hasat edilmeden önce hiç bir yangına şahit olmadık şimdiye kadar. 
*
Kimse kimseyi kandırmasın, yangın bilinen şahıslar tarafından yapılmaktadır. Yörede hiç kimse gidip bir başkasının arazisindeki anızı yakmaz. 
*
Çiftçilerin anız yakma olayında halkın bu kadar tepki vermesini; "Bu arazi benim istesem yakarım, istersem yakam size ne oluyor " diyebilir veya düşünebilir.
*
Çiftçi arkadaş bu konuda yanlış düşünüyor. Çevredeki insanlar çiftçiye ekinini ekerken, gübrelerken, hasat ederken ve satarken bir itirazda bulunmuyor ? Tümünü yaparken hak iadesinde bulunmuyorsa. Neden? Anız yangının da arazi sahiplerinden şikayetçi oluyor.
*
Çünkü !
*
Anız yangını bitene kadar nefes almakta zorluk yaşıyor. Arazi senin, kimse itiraz etmiyor.

Ancak !

Gökyüzü tüm insanların.  Anız yakarak halkın nefes alma hakkına engel olamazsın. Bu hakkı sana kimse vermez.
*
Hiç düşündün mü: Anız yangının olduğu saatte uykuda bulunan bir kalp hastasını. Nefes darlığı yaşayan birinin nasıl bir sıkıntı yaşayacağını. Hamile bir kadının neler yaşayabileceğini. Yaşlı birinin ani bir rahatsızlık geçirerek, ölebileceği hiç mi aklına gelmiyor.
*
Arazini tekrar ekime hazır hale getirmen, tüm bunlardan daha mı önemli. Yanlış düşünüyor yanlış uyguluyorsun. Kul’un kul üzerinde hakkı vardır. Ben ‘yaptım’ oldu. Kimseler beni görmedi mantığıyla kendini bu dünyada kurtaracağına inanıyorsun.
*
Fakat !
*
Asıl olan ne biliyor musun?
*
Zerre-mıskal kadar günahın, zerre mıskal kadar hayrın kaybolmayacağı; hesabının sorulacağı bir ahiret var...