Bütün kainatta bir yaratıcının hakimiyetini kabul eden tevhidi dinimiz gerçeği dururken, toplumumuzun yanlış mecralarda olduğunu gözlemliyorum.

İslam gerçeği ile uyuşmayan bu sahte din anlayışı konusunda halkımızın bilinçlendirilmesi ve aydınlanması için çalışmalar yapılmalıdır.

İslam’ın geliş amacına, özüne aykırı inançlar gerçekten vahim sonuçlara neden olmaktadır.

Ülkemizde ve bölgemizde Şeyhlik perdesi altında büyük servetlere konanların olduğu gerçeği aşikardır.

Ayrıca çocukluğumdan beri birilerinin din adına bu halkı sömürdüğünün tanığıyım…

Kurulu müesses bir nizam-düzen var…

Bu düzende halkımızın saf ve temiz dini duyguları ile oynanmaktadır.

Şeyhlik adına saf müritler üzerinden bir sömürü çarkı işlemektedir.

Bu gerçeği artık toplumumuzun bütün yalınlığı ile görmesi gerekmektedir…

**

**

Peygamberimizin, “Hiç kimse el emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir”sözü günümüze kadar ulaşmasına rağmen, din adına ahkam kesenlerin müritler üzerinden mal ve servet biriktirmeleri kadar vahim bir yanlış olabilir mi?

Şunları duymuş olmalısınız;

El emeği ve alın teri dökmeden müritlerin üzerinden bazı şeyh diye geçinenlerce elde edilen servetler için hatırlatayım; Şeyhin tarlası,

şeyhin değirmeni,

şeyhin davarları,

şeyhin bahçesi,

şeyhin xulamları (hizmetçileri),

şeyhin villaları…

Daha sayayım mı?

Bütün bunları dinleyerek, duyarak bugünlere geldik.

Hayır hayır buradan elde edilen servetle zor durumdaki insanlar gözetilmiyor, müritlerle dayanışmaya gidilmiyor. Bu şeyhlerin aile fertleri bununla bolluk içerisinde bir yaşam sürüyor…

**

Peygamberimizin (SAV), iki gün üst üste tok yaşadığına dair tarihi belgelere ulaşılmaz iken, O’nun adına ortaya çıkan şeyhlerin servet biriktirmesi kadar vahim bir durum olabilir mi? (Şeyh, Arapça bir kelime. ‘Yaşlı’, ‘pir’ veya ‘alim’ anlamına geliyor. Dini dünyevi çıkarlarına alet etmeyen, İslamın doğrularını topluma anlatan, mütevazi bir yaşam süren gerçek şeyhlere, yani pir’i fani alimlere saygım sonsuzdur. Onları tenzih ediyorum. Böylelerini günümüzde pek bulmasam bile, geçmişte yaşamışlarsa, hürmet ediyorum. Benim eleştirdiğim sahte şeyhlerdir.)

Ülkemizdeki bazı şeyh manzaralarından söz ediyorum. Köy sahipleri onlar değil mi?

Zavallı köylülerimiz yoksullukla boğuşurken, Şeyhin tarlasını ekip biçmediler mi, biçmiyorlar mı?

Şeyh adına koyunlar, keçiler bakılmıyor mu?

Bu şeyhler (!) servet içinde yüzüp, makam ve mevkii elde etmiyorlar mı?

Çocuklarının, torunlarının altlarında son model araçlar yok mu?

Villalarda yaşamıyorlar mı?

**

**

BİZİM İÇİN ÖRNEK KİM?..

Bir tercih etmeliyiz; Bizim için örnek insan Hz. Muhammed mi, yoksa şeyhler mi?

Peygamberimizin yaşamı ortada. Tarihi yüzlerce delil ile kendisini biliyor ve tanıyoruz.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV), Kur’ani Kerim’in yüce buyruğunda ifade ettiği gibi, “Ey Muhammed onlara de ki, ben de sizin gibi bir beşerim. (Aramızdaki tek fark) sadece bana vahyediliyor” hükmüne uyarak, “Ben kuru ekmek yiyen Kureyşli bir kadının oğluyum” demiş ve önünden ayağa kalkmasına izin vermemişken, birileri din adına ayaklarını öptürtmüyor mu?

Sürüne sürüne bir faninin ayaklarını öpmek ne demek?

Kur’ani Kerim’in açık ifadelerine göre kim çok takvalı ise, yani Allah korkusu ve sevgisi ile yaşıyor, insanlara faydalı olmaya çalışıyorsa, en hayırlısı odur. Peygamberimiz, “Müslüman olduktan sonra başı siyah üzüm tanesi gibi olan zencilerle, (kendisinin mensup olduğu) Kureyşliler arasında hiçbir fark yoktur” buyurmuşken, birilerinin Şeyhlere Xulam olmasını kabul edemiyorum…

Peygamberimiz, “Ben sizin için güzel örnek değil miyim?” diye buyurmuşken, sürüne sürüne ayak öpenler, Peygamberimizi mi örnek alıyorlar acaba?

Türbelerden medet umanlar, yaşamlarını yitirmişlerden imdat isteyenler, türbelerini kutsayanlar, taş sürtüp dilek adayanlar, yaşamlarını yitirmişlerin kabirleri üzerindeki örtüyü kutsayanlar, türbelere bez-çaput bağlayanlar, şeyhin içtiği yabancı sigaranın izmaritinden ‘teberrük’ diye nefes çekenler, şeyhin abdest suyunu şifa diye içenler-çocuklarına içirenler, seçim olduğunda, şeyhinin partisine gözü kapalı oy verenler,

şeyhin ayak izlerini buluruz diye tepeleri dolaşıp, otları kutsayanlar; ne yaptığınızı biliyor musunuz?

İslam’ın tevhit dini bu olamaz…

Yapılanlar İslama saygısızlıktır. Çünkü İslam insanları kula kulluktan kurtarmak için gelmiş bir dindir. Hz. Ömer, halifeliği döneminde Peygamberimizin vefat etmeden önce altında gölgelediği, toplumun kutsamaya çalıştığı bir ağacı kestirmiştir. Bazılarının bu yanlışa düştüğünü görünce kararında tereddüt etmemiştir.

Lütfen kendimize gelelim ve yanlışlardan vazgeçelim. Bizi din adına sömürenlere prim vermeyelim ve inancımıza halel getirmeyelim. Doğruları bulmamız dileğiyle, esen kalınız.