Çevre açısından bütün dünyayı etkileyen olumsuz gelişmeler gerçeğine duyarsız kalıyoruz. Koronavirüs salgını baş gösterince çevrenin ne kadar ihmal edildiğini herkes gördü…

Pandemi ile mücadele kapsamında süper güçler olarak bilinen devletler dahil tüm ülkelerde insanlar için getirilen kısıtlamalar, fabrikaların duruşa geçmeleri sonucu dünyadaki hava kirliliğinde büyük düşüşler yaşandı.

Daha önce kirli akan akarsular temizlendi. Bununla ilgili çok haberler okuduk.

Ülkemizde örneğin İstanbul’dan Uludağ’ın fotoğrafları çekildi.

Hava kirliliğinin azalması nedeniyle daha önce görülmeyen Uludağ görüntülendi…

Ancak pandemi tedbirleri azaltılınca dünya yine eskiye dönüşü yaşıyor…

Yine dünyamız tehdit altında ve çevre yine S.O.S. veriyor…

**

**

ÇEVRE S.O.S. VERİRKEN!..

Bu gidişe seyirci kalmamak gerekir.

Herkes kendi coğrafyasından özellikle sorumludur.

Ancak çevreciler için coğrafya bütün bir dünyadır…

Dünyanın her yerindeki çevre sorunlarının aşılması için topluma mesajlar verir, doğaya verilen zararların sınır tanımadığının altını çizerler.

Ülkemizde duyarlı kesimler çok.

Ancak toplum bunların farkında değil

Herkes evinde oturup, pandemiden korunmanın yollarını ararken, çevrecilerimiz boş durmuyorlar…

Örneğin Türkiye Çevre Platformu diye bir yapı var, duydunuz mu?

Herkes koronavirüs endişesi içinde yaşarken, Türkiye Çevre Platformu bileşenleri daha sorunsuz bir dünya ve özellikle Türkiye için mücadele veriyor sessiz sedasızca…

https://turcep.org/

TURÇEP | Türkiye Çevre Platformu

Küresel, ülkesel, bölgesel ve yerel çevre sorunlarına karşı, ekolojik dengenin korunması temelinde; tarihi, kültürel ve doğal çevre bilincini ve duyarlılığını geliştirmek, etkin kılmak, bu bilinci ve duyarlılığı yaygınlaştırmaya yönelik çalışmalar yapmak, bu sorunlara karşı ortak hareket etmek ve çevreden yana taraf olmak, kamuoyu oluşturmak, çözüm ...

turcep.org

**

**

ZOOM ÜZERİNDEN TOPLANTI…

Batman Çevre Gönüllüleri Derneği adına çevre mücadelesini verdiğim malumunuzdur. Bu derneğin toplum yararına yürüttüğü hayırlı faaliyetler bir ciltlik kitap tutar.

Geçtiğimiz hafta Türkiye Çevre Platformu gönüllüleri ile bir toplantımız oldu. Bu derneği temsilen sanal ortamda, ‘Zoom’ denilen bir programa katıldım.

Pandemi nedeniyle görsel olarak birbirimizle yüz yüze görüşmeler yaptık, ülkemiz ve dünyadaki çevre meselelerini tartıştık.

Türkiye Çevre Platformu’nun bölgesel çalışma grupları da var. Doğu Anadolu Çevre Platformu bileşenlerinin toplantısına Batman’ı da konuk olarak davet etmiştiler.

Türkiye Çevre Platformu’nun internet sitesi bulunuyor. Dilerseniz orada kendilerini nasıl ifade ediyorlar, ona bakalım:

“Küresel, ülkesel, bölgesel ve yerel çevre sorunlarına karşı, ekolojik dengenin korunması temelinde; tarihi, kültürel ve doğal çevre bilincini ve duyarlılığını geliştirmek, etkin kılmak, bu bilinci ve duyarlılığı yaygınlaştırmaya yönelik çalışmalar yapmak, bu sorunlara karşı ortak hareket etmek ve çevreden yana taraf olmak, kamuoyu oluşturmak, çözüm önerileri üretmek ve bu önerileri yaşama geçirmek amacıyla kurulmuştur.

BU AMAÇLARI GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN;

Çevre ve ekoloji ekseninde politikalar belirler.

Yerel, ulusal ve uluslararası karar mekanizmalarını etkileme girişimlerinde bulunur.

Toplumun her kesimine yönelik bilgilendirme ve eğitim çalışmaları yapar.

Görsel, işitsel ve yazılı yayınlar yapar, çağdaş iletişim olanaklarından yararlanır.

Araştırmalar yapar, projeler üretir, eylem plan ve programları yapar.

Amacı doğrultusunda kendi dışındaki ulusal ve uluslararası STK’larla ilişkiler kurar, ortaklaşılan konularda işbirliği yapar, koordine eder.”

Evet, kısa tanıtımını yaptığım Türkiye Çevre Platformu’nun hayırlı çalışmalar yaptıklarını gözlemledim.

Zoom toplantımıza bölgemizdeki duyarlı şahsiyetler katılmıştı. Türkiye Çevre Platformu Genel Sekreteri Ahmet Oktay Demirkan 87 yaşında ama zoom toplantımıza katıldı.

Van, Bingöl, Muş, Bitlis, Tatvan, Tunceli, Erzurum, Hakkari, Ağrı, Şırnak’ın duyarlı çevrecileriyle sohbetimizde çevreyi masaya yatırdık.

Bu kentlerin TEMA Vakfı ve çevre derneklerinin temsilcileriyle görüş alışverişinde bulunduk.

Çevre S.O.S. verirken evimizde oturmanın vebal olduğu noktasında ortak bir kanaatimiz oluştu. Ortak akılla çevre mücadelesinin verilmesi gerektiği noktasında uzlaştık.

Duyarlı bir toplum oluşuncaya kadar çevre mücadelesinin sürdürülmesi gerektiğine inanıyorum. Çevre mücadelesini dini ibadet gibi değerlendiren biri olarak inşallah duyarlılığım sürecektir.