*Bölgedeki taş konakların duvarlarında işlemeler genellikle bölgenin kültürel, dini ve sembolik değerlerini yansıtıyor. Dün komşu Mardin’in Savur ilçesindeki 150 ila 160 yıllık tarihi konakların birer şaheser yapıtlar olduğunu sizlerle paylaşmıştık. Bu günde halen yüreğimizin bir köşesinde kalan Ahmet Efendi’nin, 1865 yılında yaptığı konağa dikkatinizi çekmek istiyorum…

*Bey ve Efendilerin, bu unvan ayrımı, yöre insanının toprak sahiplerine duydukları bir saygının gereği olarak verdikleri unvanlardır. Bu varlıklı ailelere ait konakların ağırlıklı olduğu Savur’un az ötesinde Süryani’lerin film platosunu andıran harika köylerinden de söz etmek istiyoruz…

BEY VE EFENDİLERİN KONAKLARI

Savur Konakları'nın çoğu ‘Bey’ ve ‘Efendi’ ailelerine ait.

Bu şirin ilçenin ilk Belediye Başkanı Hamdullah Bey ve babası Abdullah Bey’in de 1.5 asırlık taş konakları var.

Bu iki konağın arasında 1865 yılında Ahmet Efendi’nin yaptığı muhteşem bir konak var.

Boran ailesine ait bu şaheser yapı bilinçli bir restorasyonla harika bir görünüme kavuşmuş. 

Şirin ilçe Savur’daki taş konakların duvarlarındaki işlemeler genellikle yörenin kültürel, tarihi, dini ve zamana ait sembolik değerleri yansıtıyor.

Hilal ve Yıldız simgeleri Osmanlı mimarisinde de sıkça kullanılmış.

Dine bağlılığı ifade eden bu işlemeler, İslamiyet’te Allah’ın kudretini, rehberliği ve kutsallığı temsil etmekte.

Diğer simgelerden biri Ahmet Efendi konağının üzerindeki, güneşin sonsuz döngüsünü temsil eden figürdür.

Bir diğer işleme ise yaşamın sürekliliği ve döngüsünü temsil eden çark figürüdür.

Restorasyonu tamamlanan bu tarihi konağın üzerinde; Arapça “Kıskananlar mutlu olmasın” yazısı dikkat çekiyor.

Savur’un ilk Belediye Başkanı  Hamdullah Bey’in adının verildiği cadde güzergahında ‘Abbara’lı / geçitli konaklar da var.

O tarih konakların arasında tek-tük beton yapılar çirkin manzara oluşturmuş…

Bu açıdan ülkenin her yerindeki imar olumsuzluğu orada o alanın nostaljik büyüsünü bozmuş.

İlçe merkezinin kalbi olan ‘Tarihi Çarşı’nın korunmuş olmasına sevindik.

Hamdullah Bey’in konağının muhteşem yapısı o kadar etkileyici ki geçmişte dizi-film yapımcılarının ilgi odağı olmuş ve çekimler bu konakta yapılmış.

Savur, bir zamanlar ‘Bey’ ve ‘Efendi’lerin kaldığı önemli bir yerleşim yeriymiş.

Mardin’e gidenler mutlaka Savur’un içinden geçermiş.

Yol güzergahı değişince; Savur’un o şaşalı dönemi yerini suskunluğa bırakmış…

AZINLIK KÖYLERİN KADERİ

Dereiçi (Kıllıt) dedikleri köyün o taş yapılı evlerinin virane hali, görenlerin içini sızlatıyor.

Batman ovasında Ezidi’lere, Mardin bölgesinde ise Süryanilere ait yapıların hali tek kelimeyle içler acısı.

Ne yazık ki oraları eski şen ve mutlu günlerine geri döndürmenin sorumluluğu hepimizindir.

Bunu içtenlikle kabul etmeliyiz.

Korumamız gereken çok değerli yapıları yıllar geçmesine rağmen ayağa kaldıramadığımız için içimiz buruktur.

Batman Ovası'nda  azınlık topluluk Ezidiler’in köy ve mezralarının viraneye dönüştüğünden yakınıp dururuz genellikle ama komşu Mardin’de de Süryani yerleşim yerlerinde de aynı manzara hakim.

1980 Darbesi'nde Batman ovasındaki Ezidiler Almanya, Mardin bölgesindeki Süryaniler’de İsveç’in yolunu tutmuştu.

İki azınlık topluluğun da kaderi hemen hemen aynı.

1980 Darbesi'nden sonra azınlık topluluklarımız yaşadıkları tedirginlikle iyice Avrupa’ya yönelmişti.

Komşu Mardin’in taş konakları, Batman ovasındaki  Ezidi köylerindeki yapılara göre mimari ve estetik bakımdan, Batman-Beşiri ovasında Ezidilerin eski konak ve yapılarından daha muhkem ve mimari özelliklere sahiptir, genelde kerpiçtendi.

Zaman zaman gittiğimiz Ezidi köylerdeki eski kerpiç yapılar kerpiçten yapıldığı için sahipsizliğe daha fazla dayanamamış ve parça parça yıkılmıştı ama komşu Mardin’de Süryanilerin taş konakları, sağlam yapılarından dolayı, daha çok sahipsizliğin üzüntüsünü yaşıyor gibidir.

Savur’a 5 kilometre uzaklıktaki Dereiçi (Kıllıt) köyünün güzelliğini görmelisiniz.

Bazı binalar çökmüş ama şimdilerde o evlerde restorasyon çalışmaları yapılıyor, bu çalışmaları görünce mutlu olduk.

İsveç’teki Süryaniler, bu köyün ayağa kalkması için dernek kurmuş.

Bir ayakları da köylerinde olan Dereiçi köylüleri, şimdi de ‘tersine göç’e hazırlanıyor.

Mardinli Süryaniler, dönüşü hızlandırmış ama Batman ovasındaki Ezidiler’in yaşadıkları bazı sıkıntılardan dolayı henüz ciddi ve büyük hazırlığa girişmemiş, belki de girişememişler.

Azınlıkların öksüz kalması topraklarını ve yapılarını görünce, hem üzülüyor hem de büyük bir istekle geri dönmelerini arzuluyoruz.

Azınlık topluluğun bize emanet ettiği eser ve yapıtları korumak öncelikli görevimiz olmalı.

Bu uğurda adım atacak her kişi ve kuruma, basın olarak desteğimizi esirgemeyeceğimizin bilinmesini isteriz.

Bize ait her değerin, bizimle yaşayacağı günler dileğiyle.

Sağlıcakla kalın.