Dünden devam

18 Eylül Dünya Temizlik Günü nedeniyle duyarlı insanlarımızın katılımıyla toplum yararına güzel bir etkinlik, temizlik kampanyası düzenlenmişti.

“Let’s Do It”  (Haydi Yapalım) adlı oluşumun, uluslararası yapının Batman Temsilcisi Melek Işık’ın çağrısına çevreci bir aktivist ve gazeteci yazar olarak destek verdim.

Batman Barosu’nda dinlenen çevreciler, değerlendirme toplantısında söz alarak daha temiz ve yaşanabilir bir Batman ve dünya için görüş alışverişinde bulundular. Hayırlı bir çalışmaydı, katkı sunan, destek veren herkese teşekkür ediyorum.

Aslında bu tür çalışmaları 20 yıldır yapıyoruz, hem de daha geniş katılımlarla.

Geçmiş yıllarda sayısız okul öğrencileriyle, yüzlerce kişilik katılımlarla her yerde çöp toplayarak topluma kirletmeme mesajlarını verdik.

Ancak “Temizlik imandandır” sözünü söyleyen bir peygamberin öğretilerinin aksine hareket edip, çevreyi alabildiğince kirletmeye devam ediyoruz…

Ne yazık ki temizliğe önem vermeyenler her tarafı kirletmeye devam ediyor…

Eğer temizlik yapılmazsa, etrafı çok affederseniz ama b.. götürecek…

Nitekim duyarsızlığımız nedeniyle lağım sularımız bile açıkta akarak Batman Çayını ve Veysel Eroğlu Barajını kirletiyor…

Batman Yeni Hal yakınlarında açıktan akan lağımları biliyorduk da, İkiztepe dibindeki dereden Batman’ın evsel atıklarının, lağımlarının da yeniden akmaya başladığını öğrendim…

**

**

TEMİZLİK KÜLTÜRÜNÜ KAYBETTİK…

Bu topluma çevre kültürü, kirletmeme kültürünü kazandırıncaya kadar, tekrar tekrar temizliğin önemine dikkat çekmeye inşallah devam edeceğim.

Bakınız; dinimiz bize temizliği öğütlüyor. Hayatın her alanında temizlik, dinimizin temel öğretisidir…

Çocukluğumuzdan itibaren, “Temizlik İmandandır” muhteşem ifadesiyle büyütülüyoruz…

Vücut temizliği, gönül temizliği, ruh temizliği, ev temizliği, çevre temizliği konusunda sayısız dini bilgi ve belge sunabilirim.

Heyhat dini öğretilerden uzak bir yaşamımız var. Çünkü alabildiğince kirletiyoruz…

Vücut temizliğini bir yana bırakın, ruh ve gönül temizliği açısından da sıkıntılarımız var. Kendimiz için istediğimizi, başkaları için istemiyorsak, gönlümüz temiz olamaz…

Rüşvet, sahtekarlık, adam kayırma, hileler temiz insanların uğraş alanları olamaz. Toplumumuzda bunların tümü varsa, mahkemelerde yığınla temizlik karşıtı dosyalar bulunuyorsa, tüyü bitmemiş yetimlerin haklarını gözetmiyorsak, kusura bakmayın ama temiz bir toplum olduğumuzu ileri süremem…

**

**

Her tarafta çevreyi alabildiğince kirleten insanlarımız gerçeğini gözlemliyorum.

Oysa bir çevre ve temizlik kültürümüz vardı, yitirdik…

Gerçekten de yüksek sesle haykırıp sormak gerekiyor; ne oldu bize?

Dinimizden, inancımızdan, örf adet ve geleneklerimizden kaynaklanan bir kültürümüz vardı. O kültürü nasıl oldu da kaybettik, yitirdik?

Ne oldu bize?

Neden bu kadar kirlilikle kuşatıldık?

Neden sokaklarımız çöpten geçilmiyor?

Neden çöplerimizle, artıklarımızla komşularımızı rahatsız ediyoruz?

Neden kimse acı gerçekleri sorgulamıyor?

Eskiden sabah gün ağardığında annelerimiz ellerine ibrik alır, evimizin etrafını bir güzel sular, sonra temizlerdi.

İstisnasız her sabah annelerimizin yaptığı ilk iş çevre temizliğiydi.

Eskiden herkes evinin önünü, sokağını temizlerken, şimdilerde bu kültürümüzü kaybettiğimizi görüyorum.

Dinimiz, peygamberimiz (SAV) bize temizliğin imandan geldiği dersini veriyor. ‘Temizlik imandan gelir’ hadisi şerifini ilköğretimdeki çocuklarımız bile ezberliyor. Günümüz dünyasında bilim ve teknoloji temizliğin, hijyenik ortamın ne kadar önemli olduğunu bilimsel verilerle ortaya koyuyor.

Bu gerçeği öğrencilerimize güya ana okuldan üniversiteye kadar her yerde anlatıyoruz. Buna rağmen kentimizi neden kirlettiğimize, neden böyle pervasızca hareket ettiğimize bir anlam veremiyorum…

Haydi annelerimiz gibi her sabah evlerin önlerini, sokaklarımızı temizlemeyelim. Sadece şunu talep ediyorum: Ne olur çevremizi kirletmeyelim.

‘Kirletmeme Kültürü’nü edinirsek, çevreyi temizlemeye de gerek kalmayacaktır.

**

**

Dünya Temizlik Günü nedeniyle senede bir yapılan temizlik çalışmaları ile çevrecilerin verdiği mesajın yerini bulması için üç gündür değerlendirmeler yapıyorum.

En başta Müftülüğümüzü duyarlı olmaya davet ediyorum. Yazılarımı ve sosyal medya ile yerel basındaki eleştirilerimi gördükten sonra beni telefonla arayan İl Müftümüz, çevreye olan duyarlılığıma teşekkür edip, Millet Bahçesi yapılacak olan Esentepe’nin bir kısmının tahsisinin kaldırıldığını, Esentepe’nin tamamen Müftülüğe tahsisli olmadığını söyledi. Rahatsızlığı nedeniyle daha sonra gerekli bilgilendirmeyi yapacağını belirten Müftümüze geçmiş olsun dileğimi sunuyorum. Beklentim, tahsisli alanda temizlik ve ağaçların korunmasında topluma örnek olmalarıdır.

Dinimizin öğretileri hepimizin malumudur. Kıyametin kopacağını bilsek de elimizdeki fidanı dikmemizi öğütleyen, ağaçların korunmasına, doğadaki canlılara zarar verilmemesine, temizliğin imandan bir rükün olduğuna dair sayısız hutbe sunabilirim. Bu gerçekler ışığında Müftülüğü sorumluluk almaya, Esentepe’ye sahip çıkmaya davet ediyorum. Tahsisli olmayan alandan Belediye veya hangi kurum sorumluysa onları da göreve çağırıyorum.

Batman halkı olarak çevreyi kirletmeme konusunda duyarlı olmamız dileğimle.