Ramazan ayı geride kaldı. Ancak bu ay ile ilgili tespit, eleştiri ve öneriler içeren bir değerlendirme daha yapmayı görev biliyorum.

Rahmet, bereket, bolluk, şefkat ve merhamet kavramlarının çokça dillendirildiği, gerçekten mali açıdan zor duruma düşen insanların da daha çok gözetildiği mübarek bir aydır Ramazan. Bu gerçeğe her Ramazan ayında tanıklık ediyoruz.

Her Ramazan ayında yoksullar gözetiliyor, fitreler bir nevi sosyal yardımlaşma işlevi görüyor.

Bu mübarek ayı geride bıraktıktan sonra herkesin kendince bir analizini yapması gerektiğine inanıyorum.

Müslümanların kendilerini saatlerce yemekten, içmekten alıkoymalarının gerçek hikmetini de sorgulamalıyız.

Niçin kendimizi saatlerce aç ve susuz bıraktık, hikmeti nedir düşünmeliyiz.

**

**

GÜLEREK VE EĞLENEREK SAĞLIĞIMIZLA OYNUYORUZ!..

Ben bu yazımda asıl Ramazan bittikten sonra idrak ettiğimiz bayram ile ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum.

“İd” dediğimiz bayramın sayılı günlerinde gerçekten toplumumuzun sağlığıyla oynadığı gerçeğine inanıyorum…

Tek cümleyle ifade etmek istersem, şunu söylerim;

Bir toplum ancak bu kadar rahat şekilde, gülerek ve eğlenerek sağlığıyla oynayabilir…

Evet, evet yanlış okumadınız; toplum olarak o sayılı bayram günlerinde gülerek, eğlenerek, sevinerek ve zevkle sağlığımızla oynadık…

Neden?

Çünkü inanılmaz bir şeker/tatlı tüketimini gerçekleştirdik…

Bu kentin en yoksulları bile şeker ikramı yaptı…

**

**

90’lı yıllarda her Ramazan ve Kurban bayramları öncesinde ‘Zehir İkramına Son’ başlıklı yazılar yazarak, bu sayfada kampanyalar yürütür, bayramlarda, taziyelerde, kapalı ortamlarda sigaraların tepsi üzerinde ikram edilmesine karşı çıkardım.

Bütün yerel basın ve kamuoyu o kampanyalarımı hatırlıyordur.

O kampanyalarım yıllarca sürmüştü.

İki binli yılların başında da konuyu gündemde tutmuştum.

Bir dönemin Valisi Efkan Ala, gazetemizi arayarak, Valilikteki kül tablalarını kaldırdığını, kampanyamı desteklediğini açıklamış ve haber olmuştu.

Bazıları o dönemde zehir ikramına son kampanyalarımı küçümsüyor, en kötü ve tehlikeli yaygın alışkanlık olan sigaraya karşı verdiğim mücadeleyi anlamıyordu…

**

**

Yıllar sonra Batman’da sigaraya karşı bir Çalıştay düzenlendi. Devletin Valisi (Sayın Ahmet Deniz) sigaraya karşı çalışmalarıyla dikkat çekti.

Bugün bayram şekerleri zehirine karşı toplum sağlığı için bir çığlık oluyorum.

Yıllar sonra anlaşılacağım…

Bu yazımı bir yere not ediniz lütfen…

Bir gün gelecek toplumu tehdit eden şeker/tatlı zehirine karşı da kampanyalar yürütülecektir…

Hamd olsun o çabalarım, yani sigaraya karşı verdiğim mücadele sonuç verdi, ilkel gelenek kalktı. Kimse tepsi üzerinde zehir ikram etmiyor artık.

Bundan büyük mutluluk duyuyorum. Ancak duruma bakılırsa bir kampanya daha yürütmem gerekecek!..

Sigara yerine “Şeker Zehiri”ne karşı bir kampanya yürütmek istersem, acaba kitleleri ne kadar etkileyebilirim.

Bayramlarda tükettiğimiz tatlı ve şekerlerin ‘katıksız bir zehir’ olduğunu bilim insanları açıklayıp duruyorlar…

**

**

PROF. CANAN KARATAY’A KULAK VERELİM…

Sayısız bilim insanının şeker tüketimi ile ilgili uyarıları, analizleri vardır.

İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Sayın Prof. Dr. Canan Karatay, Ramazan Bayramı öncesinde ikram edilecek tatlı ve şeker uyarısı yapmıştı.

Bazıları Sayın Karatay hakkında iyi düşüncelere sahip olmayabilir. Bence şeker konusunda onun kadar önemli tespitlerde bulunan az kişi vardır.

Prof. Dr. Canan Karatay’ın çok önemli açıklamaları olmuştu. Bu konuda ayrıca söyleyecek sözlerim bitmedi. İnşallah yarın ki yazımda da Şeker İkramını değerlendireceğim.

Devamı yarın