*Batman’ın efsane Belediye Başkanlarından Mustafa Ramanlı’nın petrol şehrine kazandırdığı park, 1969 yılında hizmete açılmıştı. 1970 ile 1980’li Yıllarda gençliğin konserleri dinlemeye gittiği, hafta sonları çimenlerin üzerinde oturup sohbet ettiği, daha önemlisi ailecek gidilen ve piknik yapılan tek çam ağacı gölgesi olan alan Atatürk Parkı idi. Site semti dışında petrol kentinin tek parkı Turgut Özal bulvarındaki o yeşil alandı. Bir başka yönüyle şehrimiz için çölde bir bardak su gibi ferahlatıcı alanımızdı…
*Şimdilerde şehir merkezinin ortasında kalan o park, çeyrek asırlık ağaçlarla daha gür ama zeminindeki o çimler daha seyrek. Turgut Özal bulvarında şehre belki de nefes aldıran o tek parkı, gözbebeğimiz gibi koruyamamak ve eski günlerde olduğu gibi yaşatmamak çok üzücü. Bugünkü manzarayı görmek ise içler acısı. Tek tük yaşlıların bulunduğu park, daha çok öğle sonra gruplar halinde gençlerin kavga ettiği alan halini almış…
BATMAN’IN İLK PARKI
1968-1977 Yılları arasında Belediye Başkanlığı yapan siyasetçi merhum Avukat Mustafa Ramanlı’ydı.
1970’li Yılların başında o dönemlerde petrolün başkentinin ilk harcını atan Mustafa Ramanlı, 1969 yılında kentin ihtiyaç duyduğu ilk park için şimdi ki Turgut Özal bulvarına bitişik 26 bin metrekarelik alanı özel bir alan haline getirmiş.
1955 Yılında TPAO’nun yerleşkesi içindeki Site Mahallesine alternatif olan önemli projeleri hayata geçiren Batman’ın ilk Belediye Başkanı Ramanlı olmuştu.
Bunların başında; Hal binası… Mezbahane… Esentepe havuz ve parkı… Sanayi çarşısı… Eski Stadyum… Belediye İş Hanı.. Eğlence Sitesi… Un Fabrikası… Asfalt Plenti… İtfaiye-Belediye Garajı… DDY üst geçit köprüsü… Şehirlerarası Otobüs Garajı…
Bu projelerin yerlerinde şimdi başka mekanlar var.
Yukarıda saydığımız petrol kentinin ilk projelerinden biri de 55 yıllık Atatürk Parkı’dır.
Ve şehir merkezinde hala yaşayan, eskisi gibi canlılığını korumasa da şehrin ilk parkı olan Atatürk Parkı, yıllara direniyor.
Ve ilgisizliğe karşı hala ayakta direniyor, orayı korumak hepimizin öncelikli görevi olmalı.
Buradan yetkililere de bir çağrı yapmış olalım.
O yeşil alanda nefes alanlar, Başkan merhum Ramanlı’yı rahmet ve şükranla anıyor.
Günümüzde daha gür ağaçlarıyla Turgut Özal bulvarına oksijen veren tek yeşil alanda o eski güzel günler yetim bir çocuk gibi boynu bükük öylece duruyor.
Oraya eski canlılığını katmak için el birliğiyle seferber olmalıyız çünkü orası geçmişimizi bize görünür kılan tek alan.
Bu yönüyle baktığımızda bu görevin önemi daha net anlaşılacaktır.
NEREDE GENÇLİĞİMİZDEKİ O PARK
1970 ve 1980’li Yıllarda Atatürk Parkı, petrol kentinde eğlencelerin yapıldığı ve açık hava konserlerinin verildiği ve insanların zevkle gittiği tek yerdi.
Gerek lise döneminde gerekse de muhabirliğimin ilk yıllarında Atatürk Parkı’nda eski sanatçıların verdikleri konserleri kaçırmazdım.
Batman Çağdaş’tan önce Batman Doğuş ile Yeni Zaman Gazetelerinde de muhabirlik yapardım.
Ağabeyim merhum Enver Arslan bize; “Bu akşam Atatürk Parkı’nda sahne alacak sanatçıların konserlerini kaçırmayın” derdi.
Bir öğün Batman Lisesi’nin yolunu tutardım, diğer öğün de eski Tekel Caddesi’ndeki gazetenin olduğu matbaamızın yolunu.
Gazetenin hemen karşısındaki Batman’ın saygın ailelerinden Kadak’ların elektrik malzemelerinin satıldığı mekanda rahmetli arkadaşım Cemal Kadak ile Atatürk Parkı’nda sahne alan eski sanatçıları konuşurduk.
O dönemlerde Atatürk Parkı’nda açık hava konserlerinde bölgenin tanınan sanatçıların da sahne alması açısından bile baktığımızda bu parkın önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Yılmaz Kurt’tan İsmail Badıllı’ya, Kenan Temiz’den Küçük Emrah’a dek tanınan sanatçılar, bu parkta Batmanlılarla buluşurdu.
O zamanlar halkın kültüre ve kültürel faaliyetlere ilgisi çok yoğundu.
Batman’da açık hava konserlerinde huzursuzluk yaratan hiçbir sorun yaşanmazdı.
Sanatçılara büyük değer vardı.
Ve parkın değeri çok iyi biliniyordu.
Konserlerin organizatörü, Batman’ın sevilen simalarından komşumuz, arkadaşımız Yüksel Gök’tü.
Aradan neredeyse 45-50 yıl geçti.
Batman’ın kültürel ve sanatsal aktivitelerinde öyle bir gerileme oldu ki, bu konuda ayrıca sorgulanmalı.
ŞİMDİKİ PARKIN HALİ…
Önceki gün vakit ikindiydi.
Turgut Özal bulvarında yürürken, gölgelik alan olan Atatürk Parkı’nı içinden geçtim.
TPAO’dan emekli olan iki arkadaşla henüz sohbet etmeden, gençlerden oluşan iki grup arasında dakikalarca süren kavga karşısında şok olduk.
Kalabalık sayıdaki gençleri kimse ayıramıyordu.
Bellerindeki kemerlerle… tekme tokatlarla birbirilerini darp eden o gençlerin manzarası parkta dinlenen emekli ve yaşlıları adeta dondurmuştu.
Şehrin en işlek güzergahındaki parka geç de olsa gelen Emniyet’in Yunus ekipleri, yara-bere içinde kalan birkaç gencin yardımına koşmuştu.
Tişörtleri, gömlekleri, pantolonları yırtılan o gençler de olayın şokundaydı.
Üzerlerindeki eşyaları da çalınmıştı.
Kimse ne olduğunu anlayamamıştı, herkes şaşkınlık içindeydi.
Şehrin en güvenli güzergahında olan parkın etrafında mobese kameralar olmasına rağmen ‘Madde bağımlılarının’ rahatça gezdiği bir ortama dönüşmüş olması çok acı. .
Şehrin kalbinin attığı o parkta gereken önemin bir an önce verilmesi gerekir.
Bu yazı yetkililere çağrımız olsun aynı zamanda
O manzarayı gördükten sonra, orada dinlenmeye gelipte bu üzücü kavgaya şahitlik eden arkadaşlardan ayrılırken ‘Gençlerimize çok yazık’ diyerek hayıflandım, üzüldüm.
Gazete idare bölümüne vardığımda 1970 ve 1980’li yıllardaki o eşsiz Batman’da hatta çevre İl’lerde bile olmayan parktaki eski güzel günleri düşünüp durdum.
Nereden nereye…
Sağlıkla kalın.