Değerli Okurlar, tarihi, kültürel dokusu çok zengin, doğası ise mükemmel bir coğrafyada yaşıyoruz.

Allah’ın bizlere bahşettiği bu güzelliklerin değerini bilmeli, korumalı ve gelecek nesillere miras olarak bırakmalıyız.

Maddi imkanlarım ölçüsünde ülkemizin, yakın coğrafyamızın doğa harikası yerlerini, önemli tarihi, kültürel zenginliklerini görmeye çalışırım.

Daha önce Tatvan sınırlarındaki Nemrut Dağı ve Krater Gölünü görme imkanım olmuş, izlenimlerimi burada sizlerle paylaşmıştım.

Nemrut Dağı’nı çıkış için yapılan onca harcamaya rağmen kurulan teleferiğin çalıştırılmamasını eleştirmiştim.

Bu kez başka bir Nemrut Dağı ile ilgili izlenimlerimi takdirinize sunarak, tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerimizi sahiplenmeye çalışacağım.

Adıyaman sınırları içerisindeki dünyanın 8. Harikası olan Nemrut Dağı’ndan söz ediyorum.

Geçtiğimiz günlerde Adıyaman’ın Kahta ilçesine gitmiştim.

Tarihi Nemrut Dağı’na çıkmak yıllar yılıdır içimde bir ukdeydi, amacıma ulaştım.

Yüce Allah’a hamd olsun ki Nemrut Dağı’na çıkmayı bana nasip etti.

Kadın hakları savunucusu olduğumdan, görmek istediğim tüm tarihi ve doğal güzellikleri görmenin eşimin de hakkı olduğuna inanıyorum.

O nedenle eşimle yola koyulduk.

Özel aracımız yoktu ama Van Gölü Otobüsü ile iki bilet keserek Kahta’ya vardık.

Ekmeğini zorla çıkaran benim gibi bir emekçi için Kahta Öğretmenevi güzel bir konaklama yeri idi.

50’şer TL ile iki gece konakladığımız Kahta Öğretmenevi’nin bahçesindeki aç köpek yavrularını besleme imkanımız da oldu. (Bu yazımı okuyacak Kahtalılar olursa, orada 13 yavru köpek aç diye bilgi vermek istiyorum.)

**

**

50 TL İLE 7 SAATLİK TARİH TURU…

Tanıştığımız bir dost, kişi başı 50 TL ile Nemrut seferi yapan bir turizm seyahat acentasının olduğunu söyledi, irtibat kurduk.

Bizimle birlikte sadece 9 kişinin olduğu minibüs ile önce tarih turuna çıktık.

Tarih turu diyorum ya, Kahta ilçe kırsalı tarihi ve kültürel dokusu inanılmaz zenginlikte bir coğrafya parçası.

Önce Karakuş Tümüllüsü’nü gördük. Herhangi bir çimento benzeri malzeme kullanılmadan üst üste bırakılmış tonlarca ağırlıktaki taşlarla örülen, sütunların olduğu, insan eliyle iki bin yıl önce oluşturulan yüksek tepe ile ilgili tarihi bilgilere bakalım: “Karakuş Tümülüsü Adıyaman Kahta İlçesi sınırları içinde yer alan Kommagene Krallık Ailesi'nin kadınlarına ait bir anıt mezardır. Tümülüsün üzeri çay taşlarının yığılmasıyla oluşmuştur. Yaklaşık 20 metre yüksekliğindeki tümülüsün güneyinde dikili bulunan sütun üzerindeki kartal heykelinden dolayı yöre halkı tarafından 'karakuş' olarak anılmış ve literatüre bu isimle girmiştir. Tümülüsün doğusunda iki adet yaklaşık 10 metre yüksekliğinde sütun bulunmaktadır. Bir sütun üzerinde boğa, diğer sütun üzerinde ise aslan heykeli motifi bulunmaktaydı. Ancak günümüzde sadece boğa motifi durmaktadır ve onun da baş kısmı yok olmuştur. Tümülüsün batısında ise Kommagene Kralı I. Antiochos’un (MÖ 69 – 36) oğlu Kral II. Mithridates’in (MÖ. 36-20) kız kardeşi Laodike ile tokalaşma kabartması yer alır. Sütun üzerindeki yazıttan anıt mezarın Kral Antiochos’un eşi İsias, kızı Antiochis ve torunu Aka’ya ait olduğu anlaşılmaktadır.”

**

**

MUHTEŞEM CENDERE KÖPRÜSÜ…

Evet, Kommagene Krallığı’nın hüküm sürdüğü bir coğrafyada gerçekten de inanılmaz yapıtlar geride kalmış. Nemrut Dağı’na bakan bir tepe üzerindeki Karakuş Tümülüsü’nü her gün yüzlerce turist ziyaret ediyor.

İkinci durağımız tarihi ‘Cendere Köprüsü’ olmuştu. Yaklaşık iki bin yıl önce inşa edilen

Cendere Köprüsü’nün diğer isimleri; Roma Köprüsü veya Septimius Severus Köprüsü şeklindedir. Kısa ansiklopedik bilgi vereyim: “Köprü Roma İmparatoru Septimius Severus’un (MS 193-211) emriyle o tarihte Samsat’ta (Somasata) karargâh kuran XVI. Lejyon tarafından yaptırılmıştır. Cendere Köprüsü, Antik Roma mimarisinin muhteşem bir anıtsal örneğidir. Biri ana kemer ve biri tahliye kemeri olmak üzere iki kemerden oluşan köprü her biri tonlarca ağırlıkta olan düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. 7 metre genişliğinde, 30 metre yüksekliğinde ve 120 metre uzunluğunda olan köprünün en ilginç mimari özelliği harç kullanılmadan yapılmış olmasıdır. Köprü, her iki tarafından rampa biçiminde yükselerek orta kısımda birleşmektedir. Bu özellik köprünün hem statik olarak dayanıklılığını artırmakta hem de köprüye anıtsal bir görünüm kazandırmaktadır.”

Malabadi’ye benzeyen tarihi Cendere Köprüsü’nün kurulduğu alandaki Kanyon, tek kelime ile muhteşem bir doğa harikasıydı.

Tarihi köprüyü gezdikten sonra Kahta eski kalesini görmeye gittik. Nemrut Dağı’nın nehir yatağındaki kayalıklar üzerinde inşa edilen Kahta Kalesi hakkında ansiklopedik bilgiye Google üzerinden ulaşabilirsiniz.

Bir akşamüzeri gün batımını izlemek için Kahta Kalesi önünden yola çıktık. Nemrut Dağı’nın derin vadilerinden geçirilen asfalt yoldan giderken, büyüleyici doğal güzellikleri izlemeye doyamazsınız. Mereto Dağı kadar heybetli olmayan ama zirvesindeki tarihi yapıtlarıyla dünyanın 8. Harikası olarak Dünya Ünesco Miras Listesinde yer alan Nemrut Dağı ile ilgili söyleyeceklerim olacaktır.

Devamı yarın