*Batman Barajı altındaki tarihi köprü günümüzde her ne kadar ‘Malabadi’ diye biliniyorsa; bu köprünün adı ‘Batman’dır. Ve petrol şehrinin isim babası da Dicle’nin kolu olan bu akarsudan geliyor. Kemeri Ayasofya’nın kubbesi sığacak genişlikteki bu köprü, Ilısu Baraj gölü altında kalan Hasankeyf köprüsünün bir benzeridir…

*Ortaçağ’da İpekyolu güzergahına komşu olan Batman bu özelliğiyle bir yollar, köprüler ve kaleler bölgesiydi. Yakın bir tarihe rağmen Cumhuriyet’in ilk yıllarında Batman Çayı’nın haritadan sildiği Elmedina’nın eski yerleşim alanında arkeolojik kazının yapılmaması ciddi bir eksiklik…

BATMAN, KÖPRÜLER VE YOLLAR BÖLGESİYDİ
Batman Çayı’nın batısında Kocalar köyüne komşu olan Demirköy’ün dünyanın ilk yerleşim birimi olduğunu ABD Deleware Üniversitesi’nin ünlü arkeologu Dr. Michael Rosenberg kanıtlayıp, tarihi yeniden yazdırmıştı.

1990 Yılı öncesindeki o kazılarda Batman ve bölge tarihi için aydınlatıcı bulgular gün yüzüne çıkarılmıştı.

Bu coğrafyanın Şanlıurfa-Göbeklitepe’den de daha eski olduğuna dair buluntular ‘Hallan Çemi Höyüğü’nde elde edilmişti.

Kozluk ilçesinin Sason sınırındaki Kaletepe köyünde, şimdilerde su altında kalan Hallen Çemi Höyüğü’nde 12 bin yıl öncesine ait kadın süs eşyaları, taştan yapılmış hayvan figürleri ve taş silahları keşfeden arkeolog Rosenberg, önemli bir ayrıntıya da dikkat çekmişti;

“İnsanların ilk defa tarımla uğraştığı ve yabani tohum ekerek mercimek ve bezelye elde ettikleri bölge burasıdır.”

NEOLOTİK DÖNEMDE BATMAN

Batman’da ilk arkeolojik verilerin ‘Neolotik’ döneme ait olduğunu da yine ünlü arkeolog Rosenberg açıklamıştı.

Neolotik sonrası Batman bölgesiyle ilgili bilgiler karışık ama yeni Babil Krallığı döneminde ‘Mesopotamia’ adı verilen Dicle-Fırat nehirleri arasında yer alan ve Batman’ın da içinde bulunduğu bölgeye ‘Sabura’ adı verildiğini, bu kez Batman’da 2002 ila 2007 yılına kadar Sinan köyü yakınlarında kazı yapan Prof. Dr. Vecihi Özkaya’dan öğrenmiştik.

Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi eski Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Özkaya, Batman-Sinan arasında ‘Körtik Tepe’de sürdürdüğü kazılarda önemli bulgular tespit etmişti.

Evet, Ortaçağ’da İpekyolu güzergahındaki Batman, bir zamanlar yollar, köprüler ve kaleler bölgesiydi.

MALABADİ DEĞİL, BATMAN KÖPRÜSÜ

Ilısu Baraj gölü altında kalan Hasankeyf’in tarihi köprüsünü anlamak için, benzeri olan Batman (Malabadi) köprüsünü bilmek gerekiyor.

Eski Batman-Silvan-Diyarbakır karayolunda, Batman Barajı altındaki köprü 1147’de Artuklular tarafından yapılmış.

150 Metre uzunluğunda, 7 metre genişliğinde.

Dünyanın en geniş kemerli taş köprüsü.

Seyyah Evliya Çelebi, seyahatnamesinde bu tarihi köprü için; “Kemeri Ayasofya’nın kubbesi sığacak genişlikte” diyor.

Batman’ın adını aldığı bu akarsudan da bu tarihi köprünün isim babası da ‘Batman Çayı’dır.

Birkaç kez restorasyon gören köprünün dış yüzeyi eski özelliğini çoktan kaybetmiş.

Kemer bölümüyle, ayakları farklı taş dokusuna sahip.

Her iki yanında yaklaşık 20’şer metrelik birer han odası bulunan köprünün pencerelerinden kilometrelerce uzanan Batman çayı görülebiliyor.

Bugün ki yazımı da yıllar öncesinde Batman (Malabadi) köprüsü üzerinde yaşanan bir öyküyle bitiriyorum;
“Karar hakkı tarihi köprü yakınındaki bir ileri gelendeydi. Fatma’nın babası da katı ve insafsızdı. Bu aşkın karşısında kararlıydı o insafsız onları öldürmeye. Yine bir seher vakti, pusu kurdu köprüye. Silahlar patladı. Sevgililer susmuştu, tarihi köprü aşka mezar olmuştu.”

Sağlıkla kalın…