Tüm dünyayı tehdit etmeye devam eden Koronavirüs salgını, geçtiğimiz Kurban Bayramı öncesi ve sonrasındaki günlerde Batman’da çok vahim boyutlara ulaşmıştı.

Açıklanan resmi veriler olmadığından o zaman sürecinde her gün kaç kişinin covid 19’a yakalandığını öğrenemedik…

Ancak Batman’ın büyük bir pik yaşadığını rahatlıkla ifade edebilirim…

Öyle bir pik yaşadık ki böylesi görülmedi.

Batman ve ilçelerindeki kamu ve özele ait bütün hastanelerin normal servisleri ile yoğun bakımları tamamen dolmuştu.

İnsanlarımız koronaya yakalan ve ağır septomlar geçiren yakınları için torpil arayışındaydı.

Bazı hastalar diğer kentlere bile götürüldü.

Her gün çok sayıda vatandaşımızı korona nedeniyle kaybettik…

**

**

Uzun süre sıkıntılı günler yaşandı. Sonra vaka sayılarında ciddi düşüşler yaşanmaya başlandı.

Alınan tedbirler, uygulanan tedaviler vs gibi gerekçelere kesinlikle inanmıyorum.

Virüsün bulaşma yolları ile ilgili olarak bilim insanlarının yaptıkları açıklamalar eğer doğruysa, kentimizde vaka sayılarının hiç azalmaması gerekirdi.

Çünkü bir kişinin bilmem kaç kişiye virüsü bulaştırabileceğinden söz eden bilim insanları gerçeği ortada iken, büyük patlama yaşayan kentimizdeki vakaların sayılı günler zarfında hızla aşağıya çekilmesi mümkün değildi.

Bazı görüşlere göre Batmanlıların çoğu salgına yakalandığı için artık bulaşan insan sayısı azaldı.

Bazı görüşlere göre ise ‘sürü bağışıklığı’ kazanıldı…

Önemli olan vaka sayılarımızın azalmasıydı.

Bir süre önce hastaneler boşaldı, yoğun bakım servislerinde sayılı covidli hasta kaldı.

Özeldeki tüm yoğun bakımlar kapatıldı. Bu çok hayırlı bir gelişmeydi. Ancak…

**

**

İSTANBUL’DAN GELEN TEHDİT!..

Ancak son günlerde covidli hastalarımızın sayısının arttığını öğreniyoruz.

Yeniden yoğun bakımlara yatırılan hastalarımızın bilgilerini alıyoruz.

Ülkemizin batı kentlerinde, bilhassa İstanbul’da salgının büyük bir pik yaptığını duyuyor ve üzülüyoruz.

Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın önceki gün yaptığı açıklama dehşet vericiydi…

Korona tehdidinin devam ettiğini ve İstanbul’da kontrolün kaybedilmesi riskinin olduğunu Bakan Koca açıkça kamuoyuna ilan ediyorsa, oturup düşünmek gerekir…

Sağlık Bakanı Koca’nın son uyarısına bakalım: "Son 7 günde ortalama vaka artışı, geçen ayın ortalamasından yüzde 85 fazladır. Oran, 16,5 milyon nüfusla birlikte düşünüldüğünde korkutucudur. Artış, İstanbul'a günlük gidiş gelişlerin fazla olduğu şehirlerde de yüksektir. İstanbul'un yakın temaslısı diyebileceğimiz Balıkesir'de ve Tekirdağ'da yüzde 96, Bilecik ve Düzce'de yüzde 99, Edirne'de yüzde 91, Bursa’da yüzde 84, Sakarya'da yüzde 76, Kırklareli'nde yüzde 71, Kocaeli'nde yüzde 63'tür. Sadece sayılan iller değil, tüm Türkiye, İstanbul'un temaslısıdır. Gelişme, salgınla mücadelede 83 milyonu ilgilendirmektedir. İstanbul'da durumu kontrol altına alamazsak, salgın baş edilebilir olmaktan çıkacaktır."

Sağlık Bakanı açıkça uyarıyor, ancak hayat normal şekilde devam ediyor.

Bundan daha vahim açıklama mı olur?

**

**

Sayın Koca’nın İstanbul’dan gelen tehdit için tüm ülkeyi uyarması boşuna değildir.

Ekonomik kaygılar nedeniyle sokağa çıkma yasağı uygulamasına gidilmediğini hepimiz biliyoruz. Hayat normal seyrinde devam eder, bazı tedbirler alınmazsa, ülke genelinde durum daha da tehlikeli hal alacaktır.

Daha önce dillendirdiğim görüşümle yazımı bitireyim: Yüce Allah’ın iradesiyle gözle görülmeyen bir canlı organizma, bütün dünyaya ayar veriyor…

Bir metrenin milyarda birine 'Nanometre' deniliyor. Koronavirüs 125 Nanometre'ye denk geliyor. 700-400 nanometre üstü gözle görülebilir. İnsanlık gözle görülemeyen, mikroskopla gözlemlenebilinen bir virüs ile savaşıyor. İnsan bu kadar aciz ve zayıf bir varlık.

Evet, bu gerçeğin artık farkına varmalıyız.

30 yıldır elimde kalem, günlük yazılarımla silah ve savaş karşıtı olarak değerlendirmeler yaparken, insanlık ailesinin aynı gemide yaşadıklarına dikkat çekip duruyordum.

İnsan hakları savunucuları olarak yıllarca ‘Silaha değil, sağlığa bütçe’ diyerek toplumun karşısına çıktık.

Dünya bugün bu mesajı ağır bedeller ödeyerek algılamaya başlamıştır…

Amerika, Rusya ve tüm büyük güçlerin teknolojik silahları bir virüse yenik düşmüşlerdir…

Demek ki savaşa, silaha değil, sağlığa bütçe daha önem arz ediyormuş…

Gözle görülmeyen bir virüs bu dersi vermiştir.

Dünyayı idare eden güçlerin bu bedeli çok ağır olan dersi inşallah algılamışlardır.

Bu karanlık günler de elbette geçecektir. İnşallah tüm dünya devletlerinin yöneticileri bundan sonra insanlık ailesi için silahlara değil, sağlığa bütçe ayıracak, insani yardımlaşma ve dayanışma konusunda müspet davranışlar göstereceklerdir. Rabbim ne dilerse hayır vardır. Sağlıkla kalınız