*1974 Öncesinde Batman’ın ilk hastanesi Site Mahallesi’ndeki dispanser olarak anılsa da hastane işlevi görüyordu. 51 Yıl önce eski SSK Hastanesi açıldığında o sağlık kurumunun çevresinde mahalle yoktu. Sağlık, Ziya Gökalp ve Pınarbaşı’na küme evler deniliyordu. Yarım asırlık hastanenin etrafını yeni mahalleler sarmıştı son yıllarda…
*TPAO Batman Bölge Müdürlüğü’nün yerleşkesi sayılan Site Mahallesi’nde yabancı mühendisler çalıştığında onlar için her türlü imkan sağlanmıştı. O zamanlar farkında olmadığımız için aslında olması gereken en basit çağdaş altyapı hizmetleriydi. Sosyal hayatın yanı sıra sağlık sorunlarının çözümü için de o dönemler tam teşekküllü hastane kurulmuştu TPAO’da. Hatta 1960’ı yıllarda çevredeki 5 İl’e de sağlık hizmeti verebilmişti TPAO hastanesi…
ESKİ SSK ŞİMDİKİ İLUH HASTANESİ
1970’li Yıllarda 3 katlı bina olarak hizmete açıldığında günümüzdeki Ziya Gökalp Mahallesi’nde belki de çok katlı tek bina bu hastaneydi.
Uzun yıllar Sosyal Sigortalar Kurumu hastanesi olarak hizmet verdi.
1970’li yıllarda 7 bini aşkın petrol emekçisine bu hastane hizmet verirdi.
Eminim yeni nesil bu 7000 rakamını garipseyecek, belki de inanmayacak ama Batman’a ve çevresine hayat veren bir kuruluştu.
Günümüzde ne yazık ki can çekişen bir insan gibi çevresiyle bağını koparmış durumda.
Yarım asırlık hastanede iz bırakan Başhekimler ve hekimler vardı.
Dr. Yaşar Mete, en uzun süreyle Başhekimlik yapan hekimdi.
Dr. Rasime Barış…
Dr. İzzettin Sütçü
…Ve isimlerini hatırlayamadığımız onlarca örnek hekim o hastanede başarılı operasyonlara imza attı.
Kahramanmaraş merkezli depremin ardından o bina da sarsılmıştı ama o kadar sağlam temeller üzerine kurulmuştu ki şehirde en az hasarlı yapılardan biri de bu hastanedir.
Acil bölümünün halen hizmette olduğu eski SSK binasında şimdi de güçlendirme çalışmaları gündemde.
Umarız, yıkma yerine güçlendirerek bu eser yok olmaktan kurtulur.
Hangimizin acı ve hüzünlü bir anısı yok ki orada.
Bizi anılarımızla buluşturan her eseri korumalıyız.
Bu bir dilek değil zorunluluktur.
Batman’ın sembollerini birer birer kaybettik.
Belediye eski Hizmet binası…
Rafineri TCC kulesi ki Paris’te Eyfel Kulesi ne anlam taşıyorsa, TCC Kulesi de bizim Eyfel Kulemizdi.
TMO eski siloları…
Ve eski Batman Lisesi binası birkaç yıl içinde elimizden kayıp gitti.
DDY Gar Müdürlüğü’nün tarihi binasının ardından Batman kent merkezinde bir SSK binası kaldı, yani İluh Devlet Hastanesi.
Umarız bu hastane eski fiziki yapısıyla güçlendirilir ve hizmete devam eder.
DOKUNULMASI GEREKEN ÇOK AİLE VAR
Bu duyuruyu buradan yazmaktan canım yanıyor.
11 Ayın sultanı Ramazan ayındayız.
Şu günlerde iftar yemekleri gündemde.
Kuşkusuz Ramazan’a özgü bu geleneğin de sürdürülmesi ve olabildiğince ihtiyaç sahibi kitleye ulaşması gerekir ama sadece iftarla sınırlı olmayan ve Batman’da dokunulması gereken çok aile var.
Sahada dolaştığımızda özellikle şehrin karşı yakasında yardıma muhtaç birçok vatandaşla karşı karşıya kalıyoruz.
Her gün cadde ve sokaklarda karşılaştığımız muhtaç insanlar var.
Birçok kişi derdini hatta ihtiyacını kimseye anlatamıyor.
Ama bir el uzattığında mutu olan, size gönlünü açıyor.
Şu günlerde bilemediğimiz, farkına varamadığımız birçok kesim var.
Bunlar komşularımız olabilir, akrabamız da…
Herkes, ‘yardıma ihtiyacı olan var mı’ diye şöyle çevresine bir baksın.
Çok uzağa gitmeye gerek yok, her yerde mevcuttur bu insanlar, bizim insanımız!
Kültür ve Gültepe Mahallelerinde iftar öncesi çocuklarıyla birlikte, bir rızık bulabilme umuduyla bekleyen kadınları gördüğümde tuttuğum orucun bir illüzyon olduğu sanrısına kapıldım.
Çünkü oruç dini bir farzdır ve bu farzı yerine getirmek için aç kalıyoruz.
Ya çoğu zaman açlıkla pençeleşen insanlar?
'Akşama ne yiyeceğim? Çocuklarıma ne yedireceğim” diye çaresiz bir kaygıyla günlerini geçirmek orunda kalan insanları düşününce sizler ne hissederdiniz?
Ramazan ayı, ancak yardımlaşmayla değerli ve anlamlı olur.
Dayanışmanın ve yardımlaşmanın olduğu bu günlerde kentin gettolarına ve varoşlarına, daha önemlisi gurur surlarını yıkmayıp, yardıma muhtaç olduğunu göstermeyen insanları bulmalı ve gerçek anlamda sürdürülebilir bir şekilde yardım edilmeli.
Bu sözümüz; yetkililere, şehrimizdeki bütün kuruluşlara ve STK’lara.
Kanımca insanımıza yapılabilecek en büyük ve en ulvi görev budur.
Evet! Bu şehirde dokunulması gereken çok aile var.
Gecikmeden onları bulalım ve tüy hafifliğiyle dokunalım.