Geçtiğimiz hafta içerisinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Derya Yanık, evde bakım maaşı alan engelliler için önemli bir açıklama yapmış, evde bakım maaşının Şubat ayından itibaren 2 bin 300 TL olacağını ifade etmişti.

Sosyal meselelere duyarlı bir gazeteci olarak Bakan Yanık’ın yaptığı açıklama üzerine bir değerlendirme yapma gereği duymuştum.

Önceki gün Cumartesi günü evde yatağa mahkum felçli bir vatandaşın yardım talebi ile karşılaşmam üzerini soluğu Petrolkent mahallesinde alacaktım.

70 yaşında tahmin ettiğim amcanın yara bere içerisindeki vücut görüntüleri üzerine gidip insani yardımlar ulaştırdığımda, raporunda ‘ağır engelli’ sayılmadığı için kendisine evde bakım maaşının verilmediğini, karı kocaya 500 TL verildiğini öğrendiğimde üzüntüden sinir katsayılarım tavan yaptı…

Ak Parti iktidarında engellilerin gözetilmeye başlandığı zamandan bu yana defalarca konuyla ilgili yorumlar yapan biriyim.

Burada devleti suçlamıyorum, suç uygulayıcılarda…

Bahse konu amca örneğinde iyi gözlem yaptım.

Suç; konuşamayan, yatakta yan dönemediği için vücudu yara beri içerisinde kalan, eşinin yardımıyla yemek yiyebilen, altı temizlenen ve beze bağlanan, banyo için komşuların yardım ettiği 70 yaşındaki felçli hastaya ağır engelli raporu vermeyen vicdansız kimi hekimler ve doktorlardadır…

**

**

Evet, suç uygulayıcılarda, buna daha önce de bu köşede şöyle dikkat çekmiştim: ‘Mevcut siyasi iktidar döneminde sosyal devletin gereği çok olumlu adımlar atılmış, ağır hastalara ve bakıcılarına maaş ödemeleri yapılmaya devam etmektedir.

Ancak yatalak duruma düşmüş insanlarımız uygulamada birilerinin insaflarına terk edilmektedir.

Açıkça ifade edeyim; en saygı gösterdiklerim hekimlerdir. Ancak bir vatandaş eğer hasta bezi takıyor, aile fertlerinin yardımlarıyla hayatını devam ettirebiliyorsa, bu vatandaşı devletin kendilerine sağladığı Evde Bakım Hizmetinden yararlandıracak bir sağlık kurulu raporuna onay vermeyen hekimler varsa, onları eleştirmekten, insafa çağırmaktan çekinmem…

Hayır hayır bu konuda devleti eleştirmeyeceğim, suçlamayacağım.

Çünkü bütün yasalar hasta ve mağdurlardan yana.

Suç uygulayıcılarda…’

**

**

Evet, geçen yıl yine bir engelli üzerinden evde bakım hizmetleri ve heyet raporları üzerine iki günlük yazı yazmış, eleştirilerde bulunmuştum.

Bu yıl çok sayıda mağdur ile karşılaştım.

Ağır engelli olmalarına rağmen raporları yok sayılan ve maaşları kesilenler olduğu gibi, bütün amelleri altlarında olmasına karşın evde bakım maaşı alamayan mahrumlar gerçeğine seyirci kalmayacağım…

Değerli Okurlar, çok uzun yıllardır sessiz sedasız olarak kentimizde çok zor durumda olan insanlara çeşitli şekilde yardım ediyorum.

2013 yılından beri kentimize sığınan Suriyeliler, Afganlar, Ezidilere yardımlar ulaştırıyorum. Şırnak, Cizre ve Nusaybin gibi yerleşim yerlerinden iç göç sebebiyle kentimize sığınan yüzlerce aileyi de yıllarca gözettim.

Ayrıca Batmanlı yüzlerce yetim, ciddi hastalıklarla boğuşan, çok yoksul, yardıma muhtaç ailelere de iyilikseverlerin yardımlarını ulaştırıyorum.

Batman’da, kentin önde gelen varlıklı kimi hayırsever ailelerinin insani yardımlarını, zekatlarını onlarla birlikte ve vekaleten ulaştırdığım gibi, nice vicdanlı insanlarımızla ev ziyaretleri yaparak dini ve insani görevlerimizi yapıyoruz.

İnsani yardım dağıtmanın ne kadar zor olduğuna dair üç günlük makale yazabilirim. Çünkü herkes seni arayıp, yardım istiyor.

“Bütün Batman’a dağıttın, sadece bize vermedin, gel evimize bak, sen neredeysen biz sana gelelim, çok zor durumda olmasaydım aramazdım, istediğine veriyorsun, sen zengine veriyorsun, fakirlere vermiyorsun” diyen nicelerine bir melek olmadığımı, yarım saat içerisinde 50 mahalleden yardım için arandığımı ifade edip, elimden geldiği kadar en muhtaca gittiğimi ifade ediyorum.

Vicdanen rahat olduğum için rahatım. Eğer Rabbimin bana ihsan ettiği bilinç ve kuvvetli inancımdan olmasaydı, yıllar öncesinden bu yana evimde oturup kimseye karışmayacaktım. Ancak inançlı biriyim, vicdanlı biriyim, sorumluluğumu biliyorum. Belki yüzlerce evden tanık olduğum dramlar nedeniyle ağlayarak çıkmışımdır. Ancak çok zor durumda olan insanlara yardımlar ulaştırdığımda dünyanın en mutlu insanı olduğumdan zorluğuna rağmen alanda kalmaya devam edeceğim inşallah.

Evet, en zor durumda olanlar ağır hasta ve engellilerdir. Cumartesi günü Petrolkent mahallesi 2808 sokak 23 nolu evde ziyaret ettiğim yatağa mahkum amcanın eşi, kendilerine hasta bezi verilmediğini söyleyince büyük üzüntü yaşamıştım.

Onun gibi nice yatağa mahkum zihinsel ve bedensel engelliler hasta bezine muhtaç iken, kendilerine ağır engelli raporu vermeyen bazı vicdansız doktorlar yüzünden yardım prosedürleri işlememektedir.

Bu mesele çok önemli, inşallah yarınki yazımda kimlerin evde bakım maaşına müstehak olduğu gerçeğine dikkat çekeceğim.

Devamı yarın