*Batman Çağdaş’ta dün dikkat çeken bir haber vardı; “Hoşgörü, saygı ve sevgide”, “Birleştiren Acı” başlıklı haberde, hoşgörünün yoğrulduğu coğrafyamızda sevinci ve acıyı birlikte yaşamı ilkesinin bizlere ne kadar yakıştığını anlatıyordu haber. Geçmişten günümüze dil, din ve kültür farklılıklarıyla insanların hoşgörü içinde kardeşçe yaşadığı bu coğrafyanın gelenek ve göreneklerinden biri de kuşkusuz taziye ziyaretleridir. 56 yıl önce Beşiri’de Almanya’nın yolunu tutan 92 yaşındaki Fatma Ekinci, vasiyeti gereği toprağıyla buluşmuştu…
*Cenaze töreninin ardından Almanya’da yaşamını sürdüren İbrahime Yusuf ailesinin yakınları, ‘Ekinciler mezrası’ olarak bilinen ama daha çok Kürtçe ‘Enap’ olarak telaffuz edilen mezrada taziye yemeği verdi. Taziye yemeğinde kimler yoktu ki; Beşiri Kaymakamından Belediye Başkanına, bölgenin kanaat önderlerinden sade vatandaşa kadar birçok kesim hoşgörünün sofrasındaydı. Taziye nedeniyle, yıllar sonra topraklarıyla buluşan gurbetteki Ezidi’ler, uzun yıllar sonra gördükleri komşu köy sakinleriyle hasret gideriyordu…
HOŞGÖRÜ YEMEĞİ
Eskisi gibi hep birlikte olmaya duyulan hasreti Beşiri ilçesinin Ekinci-Enap mezrasında yaşadık önceki gün.
Avrupa’da neredeyse yarım asırdır yaşamını sürdüren Beşiri-Reşkotan bölgesindeki Ezidiler, son dönemlerde bir ayaklarını artık topraklarından eksik etmiyor.
Bahar ayları geldi mi gerek tatillerinin bir bölümü gerekse de büyüklerinin vasiyetini yerine getirmek için ata topraklarının yolunu tutan gurbetteki Ezidi vatandaşlar, bu coğrafyada değişim rüzgarlarını görünce seviniyor, mutlu oluyor.
Evet, farklı din, dil ve kültürlerden inançların hoşgörü içerisinde yıllarca kardeşçe yaşadığı bu coğrafya neden tekrar ‘hoşgörü’ içinde bir arada olmasın.
Bakın, 56 yıl önce Beşiri’nin Enap-Ekinci mezrasından Almanya’ya giden 92 yaşındaki Fatma Ekinci’nin cenaze töreninde; bu yörenin hem kanaat önderleri hem yöneticileri hem de Ezidi köylerine komşu olan çevredeki vatandaşların katılması ne kadar anlamlı… Anlamlı olduğu kadar, değerli olduğuna inanıyoruz.
Beşiri Kaymakamı Muhammed Yılmaz, Beşiri Belediye Başkanı Alpaslan Karabulut, bazı yöneticiler, kanaat önderleri ve eski siyasetçilerin de aynı taziye yemeğinde buluşması çok anlamlıydı.
BİRLİKTE YAŞAMA VE HOŞGÖRÜ
Hemen herkesin vurgu yaptığı bir söz var; “Diller ve dinlerin bu coğrafyada hoşgörü içerisinde bir arada yaşaması…” diye
Bu coğrafyada hoşgörü ortamının oluşması için insanların artık birbirini anlaması ve sevmesi gerekiyor çünkü hoşgörüyü besleyen empati ve sevgidir.
Sevginin olduğu yerde hoşgörü ve karşılıklı anlayış vardır, ikisinin olmadığı yerde ise huzursuzluk ve üzüntü vardır.
İslamiyet’in en güzel erdemlerden birinin “Hoşgörü” olduğu herkesin malumu.
RENKLİ TOPLULUĞU KÜSTÜRMÜŞTÜK
Geçmişte, karşıdakini anlama yoksunluğundan ve daha başka birçok olumsuz yaklaşımlardan dolayı topraklarımızın en aydınlık ve en renkli topluluğunu küstürdük.
Duygusal olarak kırdık.
Onlar da gitti.
Onların gidişiyle her geçen gün ne kadar eksildiğimizi daha iyi anladık.
Beşiri’nin uçsuz bucaksız Reşkotan Ovası’nda özellikle Garzan Çayı’na komşu olan köy ve mezralarda 50-60 yıl öncesine kadar Ezidi’ler, yaşamlarını mutlu bir şekilde sürdürürdü.
Ama ne yazık ki 12 Eylül 1980 darbesi öncesi ve sonrasında o kültürel zenginliğin bir bölümünü istemeye istemeye ata topraklarından ayrılmak zorunda kalmıştı.
COĞRAFYANIN KOPMAZ PARÇALARI
Elbette aradan uzun süre geçti.
Taziyenin hoşgörü yemeğinde bu zengin topluluğun, bu coğrafyanın kopmaz ve mutlak bir parçası olduğunu en güzel şekilde Eşref Tarhan, özetliyordu;
“-Dünya, hızla değişiyor. 15-20 yıl önce bu manzarayı göremezdiniz ama şimdi değişimin önünde hiçbir şey durmuyor. Bakın bu güzel manzaraya, herkes bir arada. Bu hoşgörü ortamından hem geçmişe hem de geleceğe dair çok önemli dersler çıkarılabilir.”
Avrupa’dan gelen Ezidi toplumun Şeyhleri, Mirleri, Pirleri ve Peş İmamları, cenaze töreninin ardından Enap mezrasında verilen yemekte konuklarını ağırlamak için misafirperverliğin en güzel örneğini sergiliyordu.
HERKESİMDEN İNSANLAR YEMEKTEYDİ
Almanya’dan gelen Ezidi komşuları ve yakınlarını en iyi şekilde ağırlamak için mezra sakinlerinden Mir Mehmet Karabulut, evinin mükemmel bahçesinde konuklarını ağırlamıştı.
Yaklaşık 1000 kişi vardı taziye yemeğinde.
Yıllar öncesinden Beşiri’nin köy ve mezralarından kopan o renkli toplum, uzun aradan sonra gördüğü komşu köy sakinlerinin koyu sohbetinden ayrılmak istemiyordu.
Kuşçukur'lu olan Cemil Ekinci de bize Almanya’dan ulaşarak dileğini duyurmak istedi.
O’nun tek isteği vardı;
İki yıl önce Garzan Çayı kenarında ‘Şeyh Evinda Ziyaretgahı'nın restorasyon projesiydi.
Batman Valiliği ile Kültür-Turizm Müdürlüğü’nün daha önce restorasyon projesini gündeme getirdiği ‘Şeyh Evinda Ziyaretgah’ restorasyonu hayata geçirilirse, gurbetteki Ezidiler, her yılın Mayıs ayında Batman’a çıkarma yapacak.
2 Yıl önce ‘Şeyh Evinda’nın bulunduğu alanda yapılan etkinlik yaygın basında da yankı uyandırmıştı.
Umarız bu projede gerçekleşmiş olur.
Özetle; arkadaşım İrfan Tapan ile Enap-Ekinciler mezrasına yol alırken, Beşiri Ovası’nın yemyeşil hububat ekili alanları, gelincik tarlaları, papatyalar ve iğde kokusu etrafı sarmıştı.
O esinti, hoşgörü yemeğine de yansımıştı.
Baharın ilk günlerinde o manzaraya eklenen hoşgörü, sevgi ve saygı Batman Ovası’nda güzel bir baharı müjdeliyordu.
Mevsim, kara kış da olsa, hoşgörüyle her zaman bahar tadında yaşanacağına inanıyoruz.
Sağlıkla kalın…