*Asırlar boyu kesintisiz günümüze taşınan bazı gelenekler insanların insanla, insanın doğayla bağlarını kurmaya devam ediyor. Bu bağlar günümüzde giderek dijitalleşen ve doğadan uzaklaşılan bu çağda, eski geleneklerin yaşatılıyor olması hepimize bir sevinç ve ilham kaynağı oluyor…

*Serê Gulan’ê, Zev ve Zilan türbesinde anma ve aş dökme etkinliği bu coğrafyada asırlardır süren geleneklerden… Mayıs ayının sonuna kadar süren geleneklerde etkinliklerin yapıldığı yerlerde alanlar dolup taşıyor. Böyle bir kültür zenginliği hiçbir bölgede yok…

SERÊ GULAN’Ê…

Doğası, insanı, farklı kültürleri ve dinsel farklılıklarıyla hazineler barındıran zengin topraklarımız…

Bin yıllardır insanlığa analık yapan kadim Mezopotamya’nın bize ait kısmında, bize bahşolan şansın haklı gururuyla, zenginliğimizin mutluluğunu yaşarken, kadim geleneklerin günümüze kadar taşınmış olması da ayrı bir sevinç yaşatıyor bize.

Şu günlerde Barış rüzgarlarının iyice hissedildiği bu coğrafyada; asırlar boyu süregelen bazı gelenekler var ki, yoğunluk ve süreklilik bakımından örneğine rastlamak çok zor.

Mayıs’ın ilk haftasında başlayıp, Mayıs sonuna kadar süren asırlık gelenekler, on binleri bir araya getiriyor.

Bu gelenekler aynı zamanda halkın tarihsel hafızasında kültürel bir miras olarak da yerini alıyor.

Örneğin 14 Mayıs’ta kutlanan ‘Serê Gulan’ê…’

Nesilden nesile aktarılan bu gelenekle halk doğayla buluşuyor… Ve doğanın bereketine şükrediyor.

Serê Gulan’ê etkinliği baharın artık yanı başımızda olduğunu bildiriyor.

Çeşitli efsane ve anlatılarla zenginleşmiş ‘Serê Gulan’ê’yi yöre halkı bugünü birden fazla nedenle önemli kabul eder.

Tarihte uzun süren ve bir çok insanın ölümüne neden olan bir kuraklık yaşayan yöre halkının yağmur duasına çıkması ve ardından gelen yağmurla birlikte bugünü ‘Şükür’le kutlamaya başlaması olarak da kabul edilir.

14 MAYIS’TA DÜĞÜN YAPILMAZ

Bu coğrafyada genelde 14 Mayıs’ta düğün yapılmaz.

Çünkü doğa kendi düğününü yapmakta.

Doğanın, kendi dönüşümüyle izdivacının yaşandığı o görkemli günde yöre halkı adeta bayrama hazırlanır gibi yöresel yemekler, etler ve sebzelerle doğaya çıkar…

Bu geleneksel günlerde günlük hayat durur.

Tabiri caizse şehirler boşalır.

Bugünler sadece bir kutlama, anma değil; aynı zamanda doğaya, türbe-yatırlara saygıya, tarihe bağlılığa ve toplumsal birlikteliğin sembolüdür…

ON BİNLERİN BULUŞTUĞU TÜRBE…

884 Rakımlı Beşiri-Kıra dağı eteğinde Örmegöze/ Kanireva Köyü'ne komşu Şeyh Zilan türbesinde her yıl Mayıs ayında Zilan Şeyhleri Anma ve Aş Dökme etkinliğiyle kutlanır.

Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinden insanlar gelir.

Marmara’dan Karadeniz’e… İç Anadolu’dan Doğu Anadolu’ya… Ege’den Trakya’ya… Çukurova’dan bölgemize kadar sayısız ziyaretçinin geldiği Şeyh Zilan Türbesi'nde şu günlerde yoğun bir hazırlık var.

Şeyh Halid’i Anma ve Aş Dökme etkinliği geleneği yarım asırdan fazladır sürüyor.

45 Yıllık gazetecilik mesleğinde her Mayıs ayında Zilan türbesindeki etkinlikle ilgili sayısız haber ve yorumu okurlarımızla paylaşıyoruz

Babası merhum Süleyman Bağdu’nun izinden giden şeyh Selman Bağdu, hoşgörü içerikli mesajlarla dün olduğu gibi bugün de anlamlı ifadeler veriyor.

Bu yıl 17-18 Mayıs tarihleri arasında kutlanacak Şeyh Zilan’ı Anma ve Aş Dökme etkinliği öncesinde Örmegöze köyünde bir seyyar ilçe kuruluyor neredeyse.

Yıllardır her yıl aynı coşkuyla bu etkinliklerin tekrarlanması, bu geleneğin köklerinin çok sağlam olduğunu gösteriyor.

Evet günümüzde dijitalleşerek doğaya uzaklaşılan bu çağda; yaşatılan bu gelenek ve görenekler hepimize büyük bir sevinç ve ilham kaynağı oluyor…

Bu önemli etkinlik ve özel günler yörenin ne kadar zengin olduğunu gösteriyor.

Bu önemli günlerde tüm renkler, kültürler ve farklılıkların olduğu güzel harmoni, aynı zamanda birlikte ve bir arada yaşam kıvancı veriyor bizlere.

Geleneksel köklerimize bağımızın daha çok güçlenmesi dileğimizle…

Sağlıkla kalın.