Dünden devam

Elazığ depremi ile acı bir gerçek yine gözler önüne serildi. Deprem değil, ihmaller, kötü yapılar ve yapılan hırsızlıklardır…

Elazığ merkezde yüzlerce devasa apartman arasında sadece bir iki binanın tamamen yıkılarak enkaza dönüşmesinin başka bir izahı yoktur…

Kamuoyuna ulaşan haberlere göre yıkılan çok katlı binaların hepsinin inşaat malzemeleri sorunu var.

Çimentodan, demirden, kumdan, zeminden kaynaklanan ciddi sorunlar, bir depremde felaketlere neden oldu…

Dünkü yazımda Japonya’dan örnekler verdim. Daha dün 7 üzeri deprem yaşandı, bir kişinin burnu bile kanamadı.

Birkaç yıl önce Elazığ kırsalında 6 küsur şiddetinde deprem yaşanmış, 50’den fazla insanımız hayatını kaybetmişti. Halbuki tam da o zaman diliminde Şili’de 8.8 şiddetinde bir deprem yaşanmış, yaygın medya bunu ‘dünyanın ekseni kaydı’ şeklinde duyurmuştu.

Elazığ kadar insan hayatını kaybetmemişti.

O zaman da şu değerlendirmeyi yapmıştım: ‘Japonya veya dünyanın büyük deprem yaşamış ülkelerinde 7 şiddetindeki depremler can almaz iken, benim köylerim yerle bir oluyor. Kim buna ‘kader’ diyebilir?..

Hayır, hayır kendimizi aldatmayalım. Deprem değildir can alan ve yıkım yaratan…

Cehalettir, geri kalmışlıktır, sorumsuzluktur, sahipsizliktir söz konusu olan!..

Elazığ köylerinden yükselen hawar ve ağıtlar yürek yaktı. Hele o görüntüleri izlerken kahroldum.

Köylerimiz gerçekten de taş devrini yaşıyor. Taş, kerpiç ve toprak damlı evler dünyanın neresinde kalmış? Elazığ depremi bu gerçeği gözler önüne serdi. Benim bölgemde insanlarım hala kerpiçten ve toprak yığma yapılardan oluşan evlerde yaşamlarını sürdürüyor. 21. yüzyıla yelken açan dünya gerçeğine aykırı bu durumu sorgulayan yok…

Şu gerçeği bilelim; deprem kader değil, önlem alınırsa canlar yitirilmeyecek. Ama taş devrini sorgulamadığımız müddetçe de her deprem sonrasında ağıtlar yakmaya devam edeceğiz…’

**

**

Değerli Okurlar, üç gündür depremle ilgili değerlendirmeler yapıyorum. Bunun temel nedeni olası bir deprem için Batman’ımızın hazır olmamasıdır…

Yıllardır zemin çöküntülerine, kentin imar durumuna dikkat çekip duruyorum. Valimiz Sayın Hulusi Şahin’in de bir kere daha dikkatini çekmek için görüşlerimi sunmak istiyorum.

Yıllar önce Batman Üniversitesi Jeoloji Bölüm Başkanlığı ile Batman Jeoloji Mühendisleri Odası’nın ortaklaşa düzenledikleri ‘Batman’ın Jeolojik Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı’ yapılmıştı. O Çalıştay sonrasında burada önemli değerlendirmeler ve uyarılar yapmıştım. Batman ve çevresinin alüvyon tabakadan oluşan zeminine dikkat çeken bilim insanları gerçeğini yok sayamayız.

Allah korusun, Batman yakınlarında, örneğin Kozluk veya Sason kırsalından geçen bir fay hattında 7 şiddetinde bir deprem yaşansa, belki de bu kent dümdüz olacak!..

Ne yazık ki tehlikenin farkında değiliz. Başka kentlerde yaşanan depremleri izlerken, ‘Batman 2. derece deprem kuşağındadır, bir şey olmaz’ diyerek kendimizi teselli ediyoruz.

Oysa ki durum bildiğiniz gibi değil. O Çalıştay’da çok net şekilde anladım ki bu kent ikinci derece deprem kuşağında olsa bile, zemini nedeniyle büyük risk altındadır. Jeoloji’nin alanına depremler, fay hatları, kırıklar, çukurlar, çöküntüler, obruklar, yeraltındaki su hareketleri ve daha sayamayacağım sayısız konu giriyor…

Saydığım bütün hususlar Batman’da mevcut… Van, Bingöl, Elazığ’daki depremlerden bile ne kadar etkilendiğimizi biliyorsunuz, biliyoruz.

Madem kentimizin altında pek çok yerde boşluklar var, bunların tespiti gerekiyor. O nedenle Batman’ın yeraltı görüntülerinin elimizde olması lazım.

Dönemin Belediye Başkan Vekili Sayın Serhat Temel’in ‘Muhatap Belediyedir’ diyerek işaret ettiği yer altı haritası için bir çalışma yapıldı mı? Kentteki zemin çöküntüleri için ne tür çalışmalar yapıldı, hangi adımlar atıldı, TPAO ve Üniversitenin jeoloji uzmanlarından destek, katkı istendi mi? Batman’ın yarınları adına bu sorulara cevap verilmesini diliyorum.

Batman’da ‘Kentsel Dönüşüm’ adına yükseltilen katların çocukların oyun alanları, araçların park sıkıntıları, trafik, ulaşım, enerji, su, kanalizasyon gibi alt ve üst yapı sorunları kendini gösterecektir. Yol yakın iken kim bu yapılara izin veriyorsa, vazgeçsin. Batman bu yükü kaldıramaz…

Öncelikle birinci sorumlu merci Belediye’dir. Yetkililer bu konularda kamuoyunu bilgilendirmeli ve çalışmalar için destek istemelidir.