*2014 Yılının Haziran’ın ilk haftasıydı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Batman Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenledikleri “Yerel Basın Semineri”nin 71’ncisi petrolün başkentindeydi. O önemli seminere katılanlar arasında TGC’nin önceki Başkanı Orhan Erinç de vardı…

*1955 yılında üretime başlayan ülkenin ilk rafinerisi TÜPRAŞ Batman’da ilk röportaj yapan duayen gazeteci Erinç’ti. İstanbul’dan Batman’a 2 gün 2 gece süren Güney ekspresi ile yaptığı ‘Yol hikayesi’ ve Batman'ın olmadığı dönemlerde 14 haneli ‘İluh Köyü’nü o anlatmıştı bize…

“BATMAN İKİNCİ MEMLEKETİM GİBİ” DEMİŞTİ

Orhan Erinç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önceki başkanıydı.

Aslen Balıkesir’li Erinç’in, “Batman’la ilişkisi ne?” diyenlere küçük bir hatırlatma da yarar var.

Ülkenin ilk rafinerisi olan Tüpraş Batman’ın üretime başlamasıyla birlikte 1957 yılında ‘Karaltın’ın başkenti olan bu topraklara ayak basan gazetecilerden biri de duayen gazeteci Orhan Erinç'tir. 

Yine ilk gazetecilerden Niyazi Acun da petrolün öyküsüne tanıklık yapmıştır.

“Dünya Petrol Tarihi” kitabını çıkaran Acun, o zamanlar Siirt’e bağlı olan Batman ile Mardin’de keşfedilen ilk petrol sahalarına gidebilmek için başından geçen bir anıyı şöyle anlatıyor;

“Bölgede yeni petrol kuyuları açılıyordu. Siirt-Mardin sınırında ilk açılan Basbirin kuyusuna pikapla gittik ama aracımız çamura saptandı. Saatlerce yolda kaldık. Oradan tesadüfen geçen köylülerin yardımıyla petrol kulesinin olduğu bölgeye ulaşabildik. Yol yoktu. petrolcüler çok zor şartlar altında çalıyordu.”

ESKİ DUYANLERİN GÖZÜYLE; KARAALTIN

Yine eski gazetecilerden Ahmet Emin Yalman, 1929 Yılında dönemin Ekonomiden sorumlu eski İktisat Bakanı Şakir Kesebir ile sohbet ederken söz ‘Güneydoğu’daki petrol’ yataklarından açılıyor.

Yalman, Türkiye’de petrolü bulabilecek petrol mühendisinin olmadığını öğreniyor ve aklına Amerika’da okuyan Bolulu arkadaşı Cevat Eyüp Taşman geliyor.

Taşman, o yıllarda Amerika’da ‘Petrol jeoloğu’ olarak çalışan başarılı bir mühendisti.

Yalman, konuyu dönemin Başbakanı İsmet İnönü'ye anlatıyor.

İnönü'nün talimatıyla Amerika'daki Türkiye Büyük elçisi Sefir Muhtar bey, Taşman’ı Türkiye’ye gönderiyor ve ‘Kara altın’ın öyküsü de böyle başlıyor.

KÜÇÜK RAFİNERİ’DEN BÜYÜK RAFİNERİYE

1940 Yılında Hasankeyf yolu üzerindeki Meymune boğazında kurulan ve Romanya'dan getirilen küçük rafineri artan petrol üretimi karşısında ihtiyaca cevap veremiyor. Günlük 3 ton kapasitedeki ‘Küçük Tecrübe Rafinerisi’ 1947 Yılında ‘Raman 8 Kuyusu’nda çıkan rezervi yüksek petrolü işlemeyince 1953 yılında ABD'nin Los Angeles şehrinden şimdi ki rafineri 7.330. 000 dolara satın alınıyor.

1953 Yılında satın alınan ülkenin ilk rafinerisinin öyküsünü de Pazar günü kaybettiğimiz duayen gazeteci Erinç’ten öğrenmiştik.

1957 Yılında ‘Son Posta’ Gazetesi’nde görev yaparken Erinç, İstanbul-Haydarpaşa’dan bindiği Güney ekspresi ile Batman’a yaptığı yolculukta geçen 48 saati bize 9 yıl önce anlattığı anıyı dün gibi anımsıyorum.

Erinç, yazılı basında ilk kez Türkiye'ye duyurduğu Batman’daki ilk rafinerisinin öyküsünü uzun uzadıya yazmıştı. 

“BATMAN HENÜZ ‘İLÇE’ OLMAMIŞTI AMA…”

Erinç, o yılların İluh Köyünü anlatıyordu;

“Batman DDY istasyonuna indiğimde karşımda tepede duran 14 ya da 15 haneli bir köy duruyordu. İki katlı DDY Gar binası dışında beton yapı yoktu. Gar binasının hemen arkasında rafinerinin parçaları duruyordu. Yabancı ve yerli mühendisler rafineriyi üretime hazırlamak için harıl harıl çalışıyorlardı. Tren istasyonunun etrafında bir kaç dükkan vardı. O iş yerlerinde süt, yumurta, sebze ve meyve vardı. Yurt dışındaki petrol mühendislerinin buraya gelmeleriyle bir hareketlilik oluşmuştu. Batman o dönemler henüz ilçeye geçiş yapmamıştı ama ‘ilçe’ hazırlığı da yapılıyordu.”

Batman DDY Gar binasının adının da ‘İluh istasyonu’ olduğunu bize hatırlatan Erinç’in ilginç bir tespiti de şöyleydi;

 “O zamanlar MTA Enstitüsü’nün elektrikli jeneratörleri vardı, elektrik yoktu. DDY Garı’nın arkasında duvarları olmayan direkler üzerine kurulmuş üzeri sazlıklarla örtülü bir lokanta vardı, bir de kebap ocağı bulunuyordu. Trenden inenler orada mutlaka yemek yerlerdi. Sonradan köylüler köylerine, MTA ve Rafineri elemanları da gönderilen arabalara biner ve petrol kamplarına giderdi…” 

87 Yaşında kaybettiğimiz duayenimiz Orhan Erinç’in bize anlattıkları Türkiye’nin ilk rafinerisi ile ilgili anılarından bir kesit de böyle.

Mekanı cennet olsun.

TÜPRAŞ Batman Rafinerisi ve ‘Kara altın’ var oldukça; duayen gazeteciler de hiç unutulmayacak.

Sağlıkla kalın…