*6 Şubat depreminden sonra herkes oturduğu evin, oturduğu semtinin deprem güvenliği açısından riskini araştırıyor. Merak edilen konulardan biri de evinin yakınından fay hattının geçip geçmediği…

*Batman’ın ikinci deprem kuşağında olduğu herkes tarafından biliniyor. Tarım ovasına kurulan petrol kentinin, faylara ne kadar yakın olduğunu da çoğumuz bilmiyor. Fakat bunu bilen uzmanlar da var…

BATMAN’IN ZEMİNİ NASIL?
Yurtdışında yaşayan Batmanlı Jeoloji Mühendisi Burhan Değer,  Batman’ın risk taşıyan bazı bölgelerine de dikkat çekiyor.

Aslında Batman’ın bir bütün olarak depreme hazırlanması gerekiyor.

Jeoloji mühendisi Değer, Batman’ın zeminini bakın nasıl anlatıyor;

“Batman ili yerleşim merkezi Şelmo formasyonu olarak adlandırılmış birimler üzerine yapılaşmalar gelişmiştir. Şelmo birimi kiltaşı, kumtaşı, çakıl taşı tabakalarından oluşmuştur. Birim diyajeneze uğramıştır. Tabakalanma girift bir yapı sunmaktadır. Kalınlık olarak açılmış su sondajlarında 350 metre olduğu görülmüştür. Şelmo formasyonu katı ve sert zemin sınıfındadır. Yer altı suyu bakımından gözenek prozitesine sahip olup fakirdir. Aynı zamanda sondajlarda 90 metrede suyun olmadığı görülmüştür. Birimde oluşmuş topoğrafik eğim 35 dereceyi geçmemektedir. Heyelan oluşması beklenilmemelidir.”

TURGUT ÖZAL BULVARI VE BATMAN ÇAYI ARASI
“Turgut Özal Bulvarı ile Batman Çayı dere yatağı arasındaki birimler yerinde ayrışmış güncel birimler olup Şelmo formasyonunu diskordanslı olarak örterler” diyen Değer, bu bölgeyi de şöyle özetliyor;

“Batman deresinin güzergahı ise dere yatağı olan alüvyonlar Şelmo formasyonunu diskordanslı olarak örter. Turgut Özal Bulvarı ile Nergis caddesi arasında kalan alandan yerinde ayrışmış yamaç molozu şeklindedir. Kalınlığı 2 metreyi geçmediği yapılan temel kazılarında görülmüştür. Nergis caddesi ile Batman deresi arasında yamaç molozu kalınlığı artmaktadır. Deprem şiddetini artıran zeminler gevşek, tutturulmamış çökeller olduğu bilinmektedir. Örneğin büyük akarsu çökelleri, delta çökelleri ve bataklık alan çökelleri gibi. Batman ovası çökelleri mevcut dere yatağı haricinde böyle zeminlere sahip değildir. Sıvılaşmadan kaynaklanabilecek yıkımlar olabileceği düşünmüyorum. Temel kazılarında örtü tabakaları kaldırılarak, temellerin ana zemin üzerine inşa edilmesi ve zemin etütlerinde önerilen önlemler alınması halinde deprem şiddeti artırıcı nedenler ortadan kaldırılmış olacaktır. Temel altındaki varsa suların drenajı sağlanmalıdır. Ayrıca Konya Alaaddin cami örneğinde olduğu gibi bütün temel yükler mini kazıklar üzerine aktarılması mümkündür.

ZEMİNİ İYİ OLAN BÖLGELER
Jeoloji Mühendisi Burhan Değer, Batman’ın zemini iyi olan bölgelere de dikkat çekiyor.

“Hiç şüphe yok ki, DDY ray hattı ile Batı Raman arasında olan alanlarla Batman-Siirt çevre yolu arasında kalan alanlar yerleşim açısından en iyi zeminlerdir. Her Batmanlı birey gibi elbette ben de ovanın ‘tarım arazisi’ olarak kalmış olsaydı, çok mutlu olurdum diyorum. Ancak inşaatları tamamlanmıştır. Bu yapılar tamamen yıkılmasının mümkün olmadığına göre yapılması gereken yapıların depreme karşı kontrollerin yapılanması gerek görülmesi halinde güçlendirilmesi gerekmektedir. İluh deresi ıslahı ve Porsuk çayı gibi görüşüne katılmamak mümkün değil. Batman Depremsellik yönünden güvenilir iller arasında olduğu Prof. Dr. Ahmet Ercan da sosyal medyadaki paylaşımında söylemiştir. Sayın hocamıza katılıyorum…”

*****************

“ÇAĞDAŞ, BATMAN’IN BELLEĞİDİR”

Ankara’da bürokratımız İbrahim Halil Kırşan, “Batman Çağdaş’ın Nostalji’ köşesinin tutkunlarından. Dün elektronik postadan bize mesaj atan Kırşan, yazmış;

“Hakikaten Batman’ın hafızası sizde. İnanın bu resim bende yok. O dönemde de derneğin tanıtılması noktasında yerel basın olarak ciddi desteğiniz olmuştu. Bizi o yıllara götürdünüz. Ne yıllardı o yıllar? Ankara’nın en işlek ve merkezi yerlerinden biri olan Kızılay İzmir Caddesinde ki dernek merkezimiz Batman’dan hastalık, bürokratik vb. işleri nedeniyle gelen sadece Gercüş’lü değil, Batman’ın merkez ve bütün ilçelerinden gelen hemşerilerimizle dolar, taşardı. Derneğimiz adeta buluşma yeriydi Başkent’te. O zamanlar imkanlar bu kadar gelişmemişti. Sıcacık ortamda hemşehrilerimiz bir araya gelip sohbet ederlerdi. Hastası ve cenazesi olan hemşerilerimize de organizasyon ve taziye konularında yardımlarımız olurdu. Başkentte oturan hemşerilerimize yönelik olarak da mahalli yemek günleri düzenlerdik. Kısacası hatıralarda kalan çok güzel bir dönem yaşadık Derneğimiz çatısı altında. Bu duygu ve düşüncelerimi ifade ederken Derneğin yaşatılmasında önemli katkıları ve destekleri olan hemşerilerimiz Avukat Rifat İnal ve İş İnsanı Şemsettin Sevik’i de hayırla yad etmek lazım. Selam, sevgi ve saygılarımla.