Bir dönem adı ardı ardına gelen çok üzücü intihar haberleri ile anılan Batman; ne yazık ki son dönemlerde tekrar travmatik ve bir o kadar da düşündürücü intihar vakaları ile anılmaya başladı.

Peki ama neden ilimizde bu kadar çok intihar vakası oluyor?

Bu soruya cevap aramadan önce beni oldukça üzen ve öfkelendiren bir durumdan söz etmek istiyorum! Bu hafta içerisinde Batman’da ardı ardına bazı intihar vakaları yaşanmış, en son inşaattan atlama teşebbüsünde bulunan bir vatandaşın haberini alan yerel bir gazete, haber için aynen şu korkunç başlığı atmıştı: İntihar show”! İnanılması çok güç! Bu kadar sorumsuz, etik dışı, empatiden yoksun, gazetecilik ilkeleri ile bağdaşmayan bir anlayışın olmasına son derece öfkelenmiş ve çok şaşırmıştım. Tepkim üzerine başlık değiştirilse de bu anlayışın ne gibi sonuçlar doğurabileceği gerçeğini de göz ardı etmemek gerekiyor..

Dilerseniz Batman’da intiharlarla ilgili geçmişi kısaca hatırlatarak başlayalım. 1999 ile 2000 yılları arasında intihar olaylarının çarpıcı bir şekilde yaşandığı ilimizde; kadın intiharlarının erkek intiharlarının 3 katı düzeyinde seyretmesi kentimizi ne yazık ki uluslar arası gündeme taşımıştı.

Batman Valiliği tarafından intihar vakalarına ilişkin hazırlanan bir raporda 2001-2006 yılları arasında 306 kadın ve 121 erkek olmak üzere 449 kişinin intihar teşebbüsünde bunduğunu; 44 kadın ve 37 erkek olmak üzere toplam 83 kişinin hayatını ne yazık ki kaybettiği belirtilmiştir.

İlimizde gerçekleşen intihar vakalarının nedenselliğini tek bir çerçeveye indirgememiz mümkün değildir. Bireylerin iç dünyalarında tam olarak nasıl bir varoluşsal sancı çektiklerini net olarak bilmediğimiz gibi; intiharların nedenlerini de tam olarak bilmemiz ne yazık ki mümkün değildir. Ancak intihar teşebbüsünün ardından hayatta kalan bireylerle yapılan klinik görüşmeler çerçevesinde intihar nedenlerinin ne ya da neler olabileceği ile ilgili bir skala oluşturabilmemiz mümkündür.

Her birey çok özeldir, dolayısıyla da kendine ait çok özel ve derin bir iç dünyaya sahiptir. İntihar tek boyutlu bir olgu olmayıp karmaşık bazı psikolojik mekanizmaların ortak bir ürünüdür. Batman’daki intihar vakalarının altında kişisel, sosyal, ekonomik, zorunlu göç, kuşak çatışması, aile içi şiddet, kültürel ve psikolojik sebepler yatmaktadır. Özellikle çocukluk çağlarında normal sevgi ilişkilerinden yoksun kalmış kişilerin, ileri ki yaşamlarında da hiç kimse tarafından istenmedikleri ve sevilmedikleri duygusunu sürdürmeleri intihar olaylarından önemli bir etmendir. İntiharın çarpıcı nedenlerinden bir tanesi de birine ya da birilerine duyulan derin bir öfke de olabilir. Bu saydığım nedenlerin dışında çok özel kişisel nedenler de olabilir. İntihar vakalarını etiyolojisine şu an için çok detaylı girmek istemiyorum.

Kendisine ait bir “kent kültürü” olmayan Batman’da kişilerin yaşamış oldukları sorunlar daha da kompleks bir hal almaktadır. Çok hızlı ancak eksik bir şekilde büyüyen ve gelişen(?) Batman; ciddi anlamda sosyolojik ve psikolojik sorunları da beraberinde

getirmektedir. Köy iken kendilerini birden şehirleşmenin içinde bulan bireyler, toplum içinde kendilerine yer bulmakta sıkıntı yaşarlar ve dolayısıyla burada ki geleneklere olan bağlılık, bireyin kendi iç dünyasında anlam verebildiği bir bağlılık değildir. Modernleşme de en çok, ilimiz Batman’ın toplumsal dinamiklerine sahip benzer yerler üzerinde etkili olmaktadır. Geleneksel olan boyutları dışlayan modernleşme, gelişmiş olan toplumlarda insanları tatmin edici kimi olgular sunarken, geleneksel toplumlar ne yazık ki tatmini sağlayacak olguları bulamıyorlar ve neticesinde bu durum intihara da yol açan patolojiler üreten bir sürece dönüşebilmektedir.

Psikoloji disiplini açısından intihar; bireyin ruh sağlığı açısından gösterdiği uyumsuzluktan en radikal şekilde kaçınma biçimidir. Freud; önceleri depresyonu ve onu izleyen intiharı, özleştirilmiş sevgi nesnesine yöneltilmiş saldırganlık olarak yorumlamış, ancak sonradan ölüm içgüdüsünün etkinlik kazanarak intiharı kişinin kendi üzerine çevirmesi biçiminde açıklamıştır.

Bireylerin birden içine kapanması, dış dünyayla bağlantısını kesmesi, depresif belirtiler sergilemesi, zevk alarak yaptığı birçok şeyi yapmadığı gibi eskisi gibi zevk almaması, ölümü konuşması, veda konuşmaları yapması, gizemli yazılar yazması vs.. tüm bunlar intihar için bir risk ve sinyal olabilir. Ebeveynlerin bu konuda çok ama çok dikkatli olmaları gerekmektedir.

Bireylerin hayatlarına son vermeyecek türde ki intihar teşebbüsleri çoğu zaman kişilerin gösteremedikleri, söyleyemedikleri ancak kendilerine uzatılmasını bekledikleri ellere karşı derin ve sessiz bir çığlık olabilir.

Peki ama ebeveynler ne yapmalıdır?

- Sinyalleri mutlaka alın!

- Çocuğunuzla konuşmaktan asla geri durmayın, korkmayın. Çocuğumuzla şeffaf bir şekilde konuşmak intihar riskini son derece azaltacaktır.

- Evinizde asla silah! Bulundurmayın.

- Şiddeti övücü eylemlerde ya da sözlerde bulunmayın.

- Ne olursa olsun şiddet uygulamayın. Ciddi travmatik yaşantılara neden olabilir.

- Profesyonel ruh sağlığı çalışanlarına danışmaktan geri durmayın.

- Kişi intiharı ima dahi ediyorsa; asla ve asla reddetse bile yalnız bırakmayın. Bu buhrandan çıkması için tüm yolları bıkmadan ve yılmadan deneyin.

- Arkadaşlarına ulaşın, kontrol edin.

S. Quluzade: İntihar bir çözüm değil, aksine bir çözümsüzlüktür, bir sondur ve bir yenilgidir.