*1990 öncesi Batman ve Beşiri, Siirt'in ilçeleriydi. Bakan ve bürokratlar önce Batman Hava limanına gelir ardından da komşu Siirt’in yolunu tutardı. İlçe döneminde petrol kentine konuk olan Bakanları Siirt’e kadar takip ederdik. Son dakika gelişmeleri bağlı olduğumuz eski Hürriyet Haber ajansı ve Hürriyet Gazetesi’ne bildirirdik…

*7 Haziran 1987 tarihinde şimdi ki Beşiri-Uğurca (Qorik) köyündeki un fabrikasının resmi açılışına katılmıştık. O açılışta kimler yoktu ki? Dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanı Sefa Giray, Batman eski Milletvekili Aydın Baran, Beşiri eski Belediye Başkanı Ahmet Karabulut, Siirt eski Belediye Başkanı Mahmut Çalapkulu, Siirt eski Milli Eğitim Müdürü Abdulkadir Çeliktuğ ve Uğurca un fabrikası yönetim kurulu başkanı Halil Tağay o açılışa renk katan simalardı. Bu altı isim de ne yazık ki aramızda yok ama sararan arşivimizde o kareleri görünce bugünkü yazıma konu oldu…

NE RENKLİ AÇILIŞTI

Tarih 7 Haziran 1987… Batman’ın Beşiri ve İkiköprü yol güzergahında kıvrıla kıvrıla gittiğimiz Uğurca (Qorik) köyü hareketli bir güne ‘merhaba’ demişti. O köyde öyle güzel bir açılış vardı ki, sormayın gitsin. Şimdiki gibi gürültülü, patırtılı ve müzikli değildi. Her şey sade ve doğaldı. Bir açılış için günler öncesinde de hazırlık yapılmazdı. Programlar spontane gelişirdi.

1984 Yılında Almanya’daki gurbetçilerden Beşiri-Qorik köyünden Tağay ailesi ile yakınlarının birlikte hayata geçirdikleri un fabrikası ve hayvancılık kooperatifinin resmi açılışı 1987 yılındaydı.

Hiç unutmuyorum gazeteciliğimin 7. yılıydı.

1980 Darbesi ile birlikte başladığım o zorlu gazetecilikte keyif aldığımız haberler yapardık.

Şimdinin teknoloji yoktu ama o imkansızlıklar içinde halen temsilcisi olduğum Hürriyet Gazetesi’nin sürmanşetine de özel haberler yapardık. Hem de teknolojinin gelişkin olmadığı o dönemlerde.

Nereden nereye?

Şimdilerde her şey var ama özel ya da atlatma haber yok. E-maillere düşen masa başı gazetecilik ve bülten haberler revaçta.

Sahada dolaşan gazeteciler bir elin parmak sayısından az.

Sosyal medya ise yalan-yanlış haberlerle dolu.

KEYİFLİ AÇILIŞLARDI

O Dönemler Bakan ve üst düzey bürokratlar için de özel platformlar oluşturulmazdı.

Her şey doğal ortamda olurdu.

Konuklar halkla iç içe olurdu.

Alın size 36 yıl önce gittiğim ve fotoğrafları dondurduğum Beşiri-Uğurca (Qorik) köyündeki bir açılışın kare ve anekdotları.

Açılışında 250 işçinin çalıştığı zeminle birlikte 6 katlı Uğurca un fabrika binasında “Milletin efendisi hakiki müstahsil olan Türk köylüsüdür" yazılı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün dev posterinin yer aldığı o tesisin açılışında üst düzey bürokratlar vardı.

Un-mercimek fabrikasının içinde çalışanlar için mescit vardı.

O tesislerin önünden kim geçerse, yemeğini yer; yolun devam ederdi.

Ayrıca on bir ayın  sultanı Ramazan gelince, Uğurca un fabrikası iki fırınla anlaşma yapardı, günde ortalama 2000 kişiye ücretsiz ekmek dağıtırdı.

Yukarıda da değindiğim gibi eski Bakan Sefa Giray, eski Milletvekili Aydın Baran, eski Belediye Başkanları Mahmut Çalakulu, Ahmet Karabulut, Siirt eski Milli Eğitim Müdürü Abdulkadir Çeliktuğ ve Uğurca un fabrikası eski yönetim kurulu başkanı Halil Tağay, aramızda yok ama bulundukları o açılış; günlerce bölgede konuşulmuştu… Eski Bakan merhum Giray, Uğurca ve çevresindeki köylere mesaj vermişti ve gurbetçilerin topraklarında ‘yatırım’ yapmaları için çağrıda bulunmuştu.

Bir zamanlar tahıl ambarı olan Beşiri ovasında hububat bu fabrikada una dönüştürülüyordu. Un fabrikasının başlangıcı Uğurca (Qorik) köyünde hazırlanırdı, o kaliteli ürün taaa Kars’a kadar ulaştırılırdı…

EZİDİ ÜRÜNÜ ‘YENİLMEZ’ DENİLİNCE…

Acı ama gerçek.

Uğurca (Qorik) köyünde 1990’lı yıllara kadar faaliyette olan un fabrikası ve süt ürünlerinin imal edildiği hayvancılık kooperatifinin ürünleri, bölgenin dört bir yanına ulaşınca birileri, o ‘tatlı rekabet’ ortamından rahatsız olmuştu.

Uğurca’ya komşu köylerde oturan Müslüman işçilerinin çoğunun çalıştığı un fabrikası ve süt ürünleri çiftliğinde üretilen ürün, bir dönemler TPAO Batman Bölge Müdürlüğü'nün sosyal tesislerine de satılırdı.

Üretilen kaliteli un Kars’ta adeta kapışılırdı.

Gelin görün ki, bir çevre bu ürünlere fazla tahammül etmedi ve “Ezidi ürünüdür, yenilmez” deyince bir anda un ve süt ürünleri satışında üretim durma noktasına geldi.

Uğurca’daki Kooperatifin yöneticileri, çaresiz durumda kalmıştı.

Süt ürünlerinin alımını durduran dönemin kurum yöneticilerini, Uğurca’daki tesislerin yönetim kurulu Başkanı Halil Tağay, uyarmıştı;

“Evet biz Ezidiyiz ama büyükbaş hayvanlarımız Ezidi değil… Un fabrikasında ürettiğimiz unu ise Müslüman işçi kardeşlerimiz hazırlıyor. Yine tarladan sofraya ulaştırdığımız un ise makinelerde el değmeden hazırlanıyor. Lütfen bizi anlayışla karşılayın. Bu tesisler kapanırsa hepimiz kaybederiz…”

…Ve korkulan olmuştu.

O dönemlerdeki ön yargı iki güzelim tesisin kapanmasına neden olmuştu.

36 Yıl önceki köydeki bir açılış ile sonrasındaki gelişmelerin özeti bu.

Kim bilir o iki örnek tesise eğer zamanında destek verilseydi, belki de Uğurca (Qorik) köyü ile Beşiri arasında sayısız fabrikalar yapılırdı, onlarca kişiye istihdam alanı oluşurdu…

Maalesef elimizin tersiyle o güzelim tesisleri doğmadan boğduk.

Sağlıkla kalın.