*Hükümetin örnek bir projesi var. Genelde şehir merkezinde kalan stadyumların yerine biraz şehir dışında kalan yerleri yapıyor...

*Sanırız, önce Kayseri’den başlayan bu proje Batman’ın da aralarında bulunduğu bir çok şehire yayıldı. Yeni stadların isimleri değişiyor. Eski stad arazileri ise ya TOKİ’ye devrediliyor yada yeşil alanlara dönüştürülüyor...

STADYUMLAR YAŞAM ALANINA DÖNÜŞÜYOR
Eskişehir ve Bursa gibi marka şehirlerde eski stadyumlar ‘yaşam alanları’na dönüşüyor. Örneğin Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkım çalışmaları tamamlanan Atatürk Stadyumu, ‘Atatürk Meydan’ı olarak düzenleniyor.
Yeni meydan içinde festival müzesi, bisiklet yolu, atletizm pisti, çim sahası ile ayrıcalıklı bir yaşam alanı olarak Bursa’ya kazandırılıyor.
Yeni meydanda eski stadın tribünlerinin bir bölümü yıkılmadan korunarak 16 bin kişi oturma düzeni olan amfi tiyatro şeklinde bir alan elde edilecek.
Bu proje Bursa halkı ve sivil toplum kuruluşlarından gelen talepler üzerine oluşturulmuş.
Aynı anda gerekirse 100 hatta-200 bin kişi bu alanda bir arada bulunabilecek.
Korunacak yeşil alanda çocuklar oynayabilecek, bisiklet pisti ve atletizm pistinde halk spor yapabilecek
Aydınlatma sistemi sayesinde burada geceleri de her türlü etkinlik düzenlenebilecek.

AYNI PROJE ESKİŞEHİR’DE
Benzer bir çalışma Eskişehir’de de hayata geçiriliyor.
Geçenlerde ziyaret ettiğim Batman’ın eski Valilerinden Eskişehir Valisi Azmi Çelik’ten bu projeyi dinledim.
Eskişehir Milletvekili olan Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, yıkılacak Atatürk Stadı’nın yerine ne yapılacağını halka sordurmuş.
Avcı, anket sonucu beklentilere göre hazırlanan projeyi şöyle anlatmıştı:
“Proje alanı 56 bin 400 metrekare olup 22 bin 500 metrekaresi yeşil zeminden oluşmaktadır. Peyzaj ağırlıklı bir proje olan kent meydanı projesi için 12 bin 275 metrekarelik bir alan meydana ayrılmıştır. Meydanın altındaki 15 bin metrekarelik alana 550 araç kapasiteli otopark yapılacak. Bu şekilde şehrimizin park sorununun çözümüne de önemli bir katkı sağlanmış olacaktır. Meydanın sağ tarafında belli bir hat üzerinde uzanan bin metrekarelik kapalı mekanlar mevcuttur. Bu mekanlar kütüphane, müze, spor kulübü, danışma, çok amaçlı salon, kafeler gibi Eskişehirlilerin sosyal ihtiyaçlarına cevap verecek yapılardır. 
Meydanda yer alan Millet Bahçesi ise Türk dünyasının güzelliklerini simgeleyen muhtelif çiçeklerle bezenmiş, huzurun adresi, nadide bir köşe olacaktır...”
Bakın Bursa ve Eskişehir eski stad arazilerini betonlaşmaya değil, halka açıyor.
Birer meydan olarak düzenliyor.

ESKİ STAD HALKA AÇILSIN
Batman 16 Mayıs şehir stadyum yerinin de yaşam alanına dönüştürülmesini, geri kalanın yeşil alan olarak düzenlenmesini önermiştik.
Önceki yöneticiler, ‘yaşam alanı’ önerimize sıcak bakmamış olacaklar ki, bugüne kadar bu yönde bir çalışma yapmadılar.

Bugün bir kez daha şunu diyoruz:
Bakın Bursa ve Eskişehir Atatürk Stadlarını ‘meydan’ olarak düzenliyor.
Onlar yapıyorsa biz de yapalım.
O bölgeyi betonlaşmaya değil, halka açalım...

*********************

Merhametli insan kaldı mı?

Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler. Derler ki: 
- Ey halife, bu aramızdaki kişi bizim babamızı öldürdü. Ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin. Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek: 
- Söyledikleri doğru mu diye sorar. Genç;
 
-Evet doğru, der... Hz Ömer 'anlat bakalım nasıl oldu' diye sorar.Genç anlatmaya başlar: 
- Ben bulunduğum kasabada hali vakti yerinde olan bir insanım. Ailemle beraber gezmeye çıktık, kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki dönen bir defa daha bakıyor. Hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına engel olamadım. Arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı, atım oracıkta öldü. Nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım, babası öldü. Kaçmak istedim fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret, dedi. Hz Ömer:
 
- Söyleyecek bir şey yok, bu suçun cezası idam. Madem suçunu da kabul ettin, dedi. Bu sözden sonra delikanlı söz alarak: 
- Efendim bir özrüm var, diyerek konuşmaya başladı: 

- Ben memleketinde zengin bir insanım, babam, rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı. Gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım. Şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün içinde yerime birini bulurum’ der. Hz. Ömer; 
- Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır ki? diye karşılık verir... 
Genç adam ortama bir göz atar ve - Bu zat benim yerime kalır’ der...
Gencin işaret ettiği zat Hz. Peygamber efendimizin en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelenen Amr Ibni As' dan başkası değildir. Hz. Ömer Amr'a dönerek: 
- Ey Amr, delikanlıyı duydun, der. O yüce sahabe:
- Evet, ben kefilim, der ve genç adam serbest bırakılır.Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur. Medine'nin ileri gelenleri Hz. Ömer'e çıkarak gencin gelmeyeceği, dolayısıyla Amr Ibni As'a verilecek idam yerine maktulün diyetini vermeyi teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz derler. Hz. Ömer kendinden beklenen cevabı verir: 
-Bu kefil babam olsa fark etmez cezayı infaz ederim. Hz Amr Ibni As ise tam bir teslimiyet içerisinde karşılık verir: 
-Biz de sözümüzün arkasındayız. Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür. Hz. Ömer gence dönerek;- Evladım gelmeme gibi önemli bir nedenin vardı neden geldin? diye sorar. Genç vakurla başını kaldırır: 
-'Ahde vefasızlık etti' demeyesiniz diye geldim der. Hz. Ömer başını bu defa çevirir ve Amr Ibni As'a seslenir: 
-Ey Amr, sen bu delikanlıyı tanımıyorsun, nasıl oldu onun yerine kefil oldun? Amr Ibni As, şu cevabı verir. -Bu kadar insanın içerisinden beni seçti.'İnsanlık öldü 'dedirtmemek için kabul ettim, der. Sıra gençlere gelir: 
- Biz bu davadan vazgeçiyoruz. Bu sözün üzerine Hz Ömer: - Biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz, der. Gençlerin cevabı da dehşetlidir: '- Merhametli insan kalmadı' demeyesiniz diye. (Alıntıdır)