Değerli okurlar, yıllardır bu köşede kentimizin çok önemli sorunlarını gündeme taşıyıp, karınca kararınca çözümüne katkı sağlamaya çalışıyorum. Kentimizin temel sorunlarının hepsine vakıf biriyim.
Gündeme taşıdığım önemli bazı sorunların üniversite öğretim görevlilerinin akademik çalışmalarına konu olmasından mutluluk duyuyorum.
Batman Üniversitesi Kozluk Meslek Yüksekokulu, Öğretim görevlisi sayın Hasan Dursun ile geçtiğimiz aylarda tanışmış ve kısa bir sohbet imkanımız olmuştu. Batmanlı saygıdeğer Eğitimci, Batman İslami İlimler Fakültesi Dekanı sayın Prof. Dr. Şemsettin Dursun’un oğlu olan Hasan Dursun, yıllardır mücadelesini verdiğim bazı çevresel sorunlar üzerine akademik çalışmalar yaparak, kaleme aldığı makaleyi tarafıma göndermişti.
Hem değerli bir dostumun oğlu olması, hem kentimizin sürekli üzerinde durduğum bazı sorunlarını konu aldığı ve hem de akademik çalışma olan makalesine, ‘okur mektubu’ olarak köşemde yer vermek istediğimi söyleyince kabul etti. İki gün boyunca köşemi; ‘Yoksulluk ve Çevresel Bozulma Arasındaki Etkileşim: Batman Örneği’ başlıklı makalesine bırakıyor, kendisine teşekkür ederken, başarı dileğinde bulunuyorum.
OKUR MEKTUBU (HASAN DURSUN)
“Özet; Çevre kirliliği insan oğlunun varlığı ile ortaya çıkmıştır. Fakat insanlığın çevre kirliliği üzerindeki etkisi geçmişten bugüne değin sürekli olarak artmıştır. Küreselleşme ile birlikte çevresel bozulma üst düzeylere ulaşmış ve çevrenin kendini yenileme fırsatı olmadan eski sorunlara yenileri eklenerek artarak devam etmiştir. Buna bağlı olarak sorunun çözümü
amacıyla uygulanan politikalar var olan çevresel sorunların karmaşık yapısı nedeniyle genellikle başarısız olmuştur. Günümüzde çevresel bozulma ile yoksulluk ilişkisi
incelendiğinde dünya genelinde aynı tablo ile karşı karşıya kalınmaktadır. Yoksulluk-çevre
bozulması arasındaki ilişki bizlere önemli doneler vermektedir. Günümüzde bu iki sorun
kalkınmanın önünde önemli birer engel olarak görülmektedir.
Bu çalışmada Batman ilinde; çevresel bozulma ve yoksulluk arasındaki etkileşim,
çevresel bozulmanın nedenleri, nüfus, eğitim kalitesi ve kişi başına düşen gelir faktörlerinin
çevresel duyarlılıkla ilişkileri incelenmiştir. 2006-2017 yılları arasındaki eğitim, nüfus ve kişi
başına gelir verileri ışığında sözü geçen yıllar için karşılaştırma yapılarak yıllar içindeki
değişim ve gelişim irdelenmiştir.
1.GİRİŞ
Günümüz ve geleceğimiz açısından gerekli olan kaynakların etkin bir şekilde işleyişi,
çevresel elemanlardan faydalanan bireylerin faaliyetlerine bağlıdır. Çünkü insanoğlu tüm
canlılar arasında, çevreyi olumsuz anlamda etkileyip değişime uğratması ve şekillendirmesi
noktasında en büyük paya sahip olan canlıların başında gelmektedir. İnsanlar sürekli ilişki
halinde olduğu ve fiziki çevre elemanlarını kullanma noktasında fazlasıyla yarar
sağlamaktadır. Bu yüzden de fiziki çevre elemanları insanoğlunun sürekli olarak tahribatı ile
karşılaşmaktadır. Böyle bir durumun varlığında ortaya çıkan sorunların düzeltilmesi zor ya da
mümkün olmayan problemlere neden olmaktadır. İnsan popülasyonunun düşük olduğu ve
teknolojik anlamda gelişimin az olduğu dönemlerde insanlığın çevre üzerindeki etkileri
günümüze göre daha düşüktü. Ancak küreselleşmenin hızlanması, iletişim ve teknolojik
gelişmelerle beraber insanların yaşam kaynaklarını etkileme baskısı ve ekolojik düzen
üzerindeki etkinliği eskiye nazaran daha yüksek düzeylere ulaşmıştır. Bu bağlamda örnek
inceleme konusu ilimiz petrolün bulunması ile birlikte büyüme noktasında bir sıçrayış
gösteren Batman, esasında 1950’li yılların başlarına kadar küçük bir yerleşim birimiydi. Terör
olgusu ve çatışmaların varlığı Batman’da iç göçü hızlandırarak 1990’lı yıllarda büyük bir göç
dalgasına maruz kalmıştır. Göçün yarattığı sosyal, iktisadi, kültürel vb. sorunlar Batman’a
belirgin bir şekilde yansımış, çarpık kentleşme ile beraber sanayi kenti olmamasının getirdiği
dezavantajlar işsizlik oranının artmasına sebep olmuştur. Bu durumun yanı sıra düzensiz ve
asimetrik kentleşme sosyal problemlere neden olarak çevresel deformasyon sorunsalını ortaya
çıkarmıştır. Çalışmada Batman ilinin hava, su, çevre, toprak ve diğer sorunlarına dair
çalışmalar nitel bir olgu düzleminde ele alınacaktır.
2.CEVRESEL ELEMANLAR VE KİRLİLİK
Yaşadığımız alanların etkileşiminde hayati öneme sahip olan elementleri su, toprak ve
hava oluşturmaktadır. Yaşamımızın önemli bir bölümünü oluşturan bu elementlerin
dünyamızdaki bütün yaşam alanlarının devam etmesi noktasında çok önemli görev
üslenmektedirler.
Bu başlığımızda Batman ilinin çevresel elemanları ve yarattıkları kirlilik
incelenecektir.
2.1 BATMAN’DA ÇEVRE SORUNLARI; SU KİRLİLİĞİ
Batman’da çevresel sorunlardan biri su kirliliğidir. Bu durumun sebebi suyun çevre
kirliliğinden doğrudan veya başka nedenlerden dolayı kolaylıkla etkilenen savunmasız bir
çevresel eleman olmasıdır. Bütün canlılar için hayati bir fonksiyonu olan su kaynakları
sınırlıdır. Ve dış tehditlere karşı savunmasız bir durumdadır. Öyle ki bireylerin çeşitli
faaliyetleri neticesinde var olan su kaynakları yüksek seviyelerde kirlenmiştir. Bu şekilde
kirlilik devam edecek olursa tatlı su miktarında sıkıntının ortaya çıkacağı ve saflığı bozulan
suda yaşayan canlıların olumsuz durumlarla karşılaşacakları düşünülmektedir. Bireylerin
tüketeceği su mineral ve oksijen anlamında yeterli derecede zengin olmalıdır. (Akın, 2009:
189). Kirli olan bir litre suyun sekiz litre temiz suyu kirlettiğini (Aksungur ve Firidin,
2008:11) ve kullanılmayacak hale getirdiğini düşünürsek su kaynaklarında oluşacak
bozulmanın çokta uzak bir zaman olmadığı gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Bu durum
Batman’da da bariz bir şekilde görülmektedir. Hasankeyf yerleşim biriminin önünden geçen
Dicle nehri üzerinde yaratılan tahribat ve oluşturulan kirlilik özellikle yaz aylarında belirgin
bir hal almaktadır. Şüphesiz bu durumun meydana gelmesinde en önemli sebep
bilinçsiz/yanlış/hatalı sulama metotlarından ileri gelmektedir. Özellikle Dicle nehrinden farklı
yöntemlerle çekilen suların ekili alanlarda kullanılması, tarım arazilerinin hem dikine hem de
çok miktarda sulanması yüzeyde var olan verimli toprakların aşınmasına neden olmaktadır.
Aynı zamanda ilaçlama ve gübreleme sonucu ortaya çıkan kimyasal atıklar nehre akmaktadır.
Söz konusu atıklar insan hayatını tehdit eden ve kirliliğe sebep olan unsurlar olarak karşımıza
çıkmaktadır. Dicle nehrine kıyısı bulunan Diyarbakır, Batman, Silvan ve Bismil’de oluşan
kanalizasyon atıklarının herhangi bir arıtma işleminden geçirilmeyerek doğrudan Dicle
nehrine akması ayrı bir kirlilik sorununa neden olmaktadır.
Batman şehrinin bazı semtlerinde halen yüzlerce aile hayvancılık yapmaktadır. Şehrin
merkezi yerlerinde sürdürülen hayvancılıktan kaynaklanan ciddi çevresel bozukluklar halk
sağlığını tehdit ederek, çirkin manzaralara ve pis kokulara sebebiyet vermektedir.
Batman Sol Sahil Sulama kanalına akıtılan besici atıkları çevreyi olumsuz
etkilemektedir. Şehir merkezinden geçen ‘İluh Deresi’ kentin çehresini olumsuz
etkilemektedir. Sel felaketi ve benzeri doğa olaylarıyla beraber Tüpraş’ın üretim atıkları
derenin yüzeyinde, dere kenarında oyun oynayan küçük çocukların ulaşabileceği yerlerde
akmaktadır. Bu durum bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarmaktadır.”
2.2. BATMAN’DA ÇEVRE SORUNLARI; HAVA KİRLİLİĞİ
Ülkelerin karşılıklı olarak sorumlu olduğu kirlilik türü hava kirliliğidir. (Sofuoğlu,
2003: 1). Bunun sebebi diğer kirlilik türleriyle kıyaslandığında ülkelerin kısa sürede
birbirlerini olumsuz yönde etkileme ihtimalinin varlığıdır. Örneğin Volkanların patlaması,
çıkan orman yangınları gibi nedenler ile ortaya çıkan kirlilik, rüzgarın etkisiyle çevre
ülkeleri de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durumun etkisinin yüksek olması gelişmiş
sanayinin varlığı ile nüfus sayısına göre değişmektedir. Nüfusun ve sanayileşmenin yüksek
olduğu yerlerde kirlilik oranının yüksek olması beklenmektedir. Tersi durumda nüfus ve
sanayileşmenin az olduğu yerlerde ise kirliliğin az olması beklenmektedir.”
(Devamı yarın)