İnsanlık ailesi ‘Koronavirüs Pandemisi’ adı verilen ağır bir imtihandan geçiyor. Dünyanın her tarafında insanlar bu salgın nedeniyle hayatlarını kaybediyorlar…

Salgınla mücadele için alınan nice tedbirlerin yoksullar ve çaresizleri ne kadar zor duruma düşürdüğünün farkında mıyız acaba?

İçimizden bazıları korona pandemisi ile mücadele için 21 gün içe kapanmayı savunuyor.

Yani, 21 gün veya 15 gün sokağa çıkma yasağının uygulanmasını istiyorlar…

Ölümlerin yaşanmaması için belki en önemli tedbirdir. Ancak ya madalyonun diğer yüzünden haberimiz var mı?

Şu anda sadece hafta sonları ile geceleri uygulanan sokağa çıkma yasağı dışında, çok sayıda değişik işyerlerinin kapılarına vurulan kilitler yüzünden işsiz kalan yığınlar hakkında bilgi sahibi miyiz?

Sosyal devletin kucaklaması gereken, ancak kucaklamadığı yoksul kitlelerin açlık sınırında bir yaşam sürdüğünü biliyor muyuz?

Yoksullar, yardıma muhtaçlar, işsizler nasıl geçiniyorlar, hiç düşündük mü?

**

**

Yıllardır Batman’da kağıt, karton, pet toplayarak yaşamlarını sürdüren ve bir gün olsun dilenmeyen bazı Suriyeli ailelerden geçen hafta aldığım telefonlar yüreğimi dağdar etti…

“Nice işyerleri kapalı, kağıt, pet şişe toplayamıyoruz. Açlık sınırındayız. Isınamıyoruz, odunumuz yok” diye açılan telefonlar yüreğimi dağladı…

İmkanlar ölçüsünde duyarlı ve vicdanlı insanların yardımlarına vesile oldum, bazı ailelerin ihtiyaç duydukları sobaları temin ettim.

Ancak yardıma muhtaçlar bir, on, yüz değil ki…

Hastalarını Diyarbakır, Gaziantep ve Malatya’ya götüren bazı ailelere yardım elini uzatırken, her gün yeni çaresizlerle karşılaştım…

Yıllardır tanıdığım yardıma muhtaç Suriyeli bir aileye Cumhuriyet mahallesindeki fırından bir aylık sıcak ekmek fişini ulaştırırken, bu kez 6 çocuk babası ağabeyinin felç geçirdiğini öğrendim.

Elimden geleni yapmaya çalışırken, ilgili kamu kurum yöneticilerini anında bilgilendirdim. Zor duruma düşmüş çaresizlere yardım etmek farz-ül kifayedir. Kimse yardım etmezse tüm toplum üzerinde farz-ül ayn olur.

**

**

SOĞUKLAR BASTIRDI…

Cumartesi günü insani ve dini düşüncelerim doğrultusunda alanda olurken, iyice soğumaya başlayan hava beni fazlasıyla endişelendirdi. Gece soğuklar daha etkili olmaya başladı.

Kaloriferli ve doğalgazla ısınan evlerde ikamet edenlerin bütün duaları elektriklerin kesilmemesi. Zira elektrikler kesilince kalorifer sistemleri devreden çıkıyor, doğalgaz kombileri çalışmıyor.

Evinde sobası, odunu, kömürü, çalı-çirpisi olanlar da dışarıdaki soğukları çok hissetmeyebilirler…

Ya bütün bu saydıklarımdan yoksun olanlar?

Onlar nasıl yaşıyorlar?

Var mı böyleleri diyeceksiniz?..

Var, hem de çok fazla…

Kentimize sığınan yüzlerce savaş mağduru Suriyeli aileler ile Batmanlı yoksulların hali perişan…

Havalar iyice soğumaya başladığında yoksul ve çaresizleri hatırlarım…

Gözüme uyku girmez…

Yatağımda bir o yana, bir bu yana dönerim her gece…

“Bana ne” diyenlerden olamıyorum…

Havalar soğumaya başladığında, zor duruma düşenlere karşı insani ve dini vazifelerimizi yerine getirmişsek, huzurla ve gönül rahatlığıyla başımızı yastığımıza koyabiliriz.

En büyük görev kamuya düşüyor…

Acilen yoksul ve yardıma muhtaçlar için paketler açılmalıdır. Sadece Batman’da değil, ülke genelindeki zor duruma düşmüş insanlarımız için harekete geçilmelidir.

Temel gıda desteği dışında nakit destek ile yoksullar, yardıma muhtaçlar gözetilmelidir.

Kentimizde yaşama mücadelesi veren Suriyeli sığınmacılar ve yoksullarımız arasında nice yetimler, nice hastalar, nice engelliler, nice yarı aç geceleyenler var.

Duyarlı insanlar kamunun yardımlarını beklememelidirler.

Herkes komşularını gözeterek hayatı kolaylaştırma konusunda üzerlerine düşeni yapmalıdır.

Vallahi temel gıda sıkıntısı yaşayan, çocuklarını rahat ısıtamayan yüzlerce aile var. Sayısız ailenin beyanlarından biliyorum ki komşuların yardımlarıyla hayatlarını sürdüren yüzlerce aile var. Gün yardımlaşma ve dayanışma günleridir. Rabbim, vicdanlı, merhametli, duyarlı insanlarımızın sayısını arttırsın.