Batman’a en yakın olan ilçe Beşiri’nin genç Belediye Başkanı Alparslan Karabulut’un konuğu oluyoruz. İlçesi için koşuşturup yerinde durmayan Karabulut’un temposuna ayak uydurmak zor. Anlamlı projeleri kağıt üzerinde bırakmayıp hayata geçiren dinamik Başkanı dinlemek, onunla sohbet etmek de keyifli…
Başkan Karabulut, Yıllar önce zorunlu nedenlerle köylerini terk edip Almanya’nın yolunu tutan Ezidilerin topraklarına dönüşünü sağlamak için önümüzdeki ay yurtdışına bir program planlıyor.
Gelecek yılın Nisan ayında ilk kez düzenlenecek ‘Dünya Beşirililer Günü’nde gurbetçileri Kıra Dağı’nda buluşturmaya kararlı olan Başkan, her adımda halkla birlikte olarak farkındalık yaratıyor...
ZORU BAŞARIYOR
Gençlik yılları Batı İl’leri ile yurtdışında geçen Beşiri Belediye Başkanı Alparslan Karabulut, özellikle yurtdışındaki gurbetçi Ezidileri, ilçeye ‘tersine göçe’ davet ediyor ve bu göçün gerçekleşmesi için gereken tüm adımları cesaretle atıyor.
Uğurca Köyü’ne hayat veren villa tipi konutların yükselmesinden memnuniyetini dile getiren Karabulut;
“Gurbetçi Ezidi kardeşlerimizin dönüşü, hem Batman’a hem de Beşiri’ye kazandıracak Ezidi kardeşlerimden ricam, gelin bizlerle birlikte olun. Topraklarınıza geldiğinizde, günlerinizi sadece bir iki lokanta ve otel lobilerinde geçirmeyin. Unutmayın ki sizleri aramızda görmek bizler için büyük bir mutluluktur. Eminim tüm Batman ve Beşiri halkı da benimle aynı görüştedir. Geçmişte havada kalmış elinizi, sıkı sıkıya tutacak ellerin çoğunlukta olduğunu hiç unutmayın. Onlar sizlerle renkli ve çoğuldurlar. Yokluğunuzda yalnız ve solmuş olduklarını hissetmişlerdi. O yüzden güçlü elleriyle, sıkmak için ellerinizi özlemle bekliyorlar sizleri.”
Bir yıl gibi bir sürede 9 villa, 11 eski yapıyı onaran İbrahim Korkmaz ve ekibini kutlayan Karabulut, “Size söz veriyorum. İsterseniz Ezidi evi, isterseniz taziye evi ya da kültür evi ne istiyorsanız modern bir bina için gerek arsa gerekse de inşaat yapımında size yardımcı olmaya hazırım!” diyordu.
Sohbette söz dönüp dolaştı, önümüzdeki yılın Nisan’ın da yapılacak; Dünya Beşirililer Günü Festivali’ne geldi.
Ezidiler’in ‘Çarşamba Sor’ Bayram’ına denk düşürecek festival için de şimdiden yurtdışına program planları yapan Başkan Karabulut, gurbetçilere önemli mesaj veriyor;
“Kasım ayında Almanya’da yüklü bir programımız olacak. Gurbetçilerimizin tümümü bu önemli etkinliğe davet edeceğim. Bu festivalin amacı tüm ön yargıları kırmak, Beşiri’yi eski renkli ve çoğul günlerine tekrar kavuşturmaktır. Geçmişteki istenmeyen ve olmaması gereken kalıplar kırılıyor ve Ezidi kardeşlerimizin de bu değişimin farkında olmalarını ve bize güvenmeleri gerektiğini söylüyoruz…”
Biz de basın olarak, değerli Başkanımızı cesur adımları için tebrik ediyoruz.
UĞURCA’DA MUTLU BİR ÇİFT
Geçen yılın Temmuz ayının son günleriydi.
Uğurca Köyünün girişinde 2 katlı villanın inşaat çalışmaları sırasında hatıra karelerini çektiğim Esmer-İlhan Ezgi çifti, bu kez o mükemmel yapının önünde poz veriyorlardı.
Mutlulukları yüz ifadelerinden okunuyordu.
Neredeyse 50 yıldır Almanya’da yaşıyorlar.
Üç çocuklarından üç torunları var.
Önümüzdeki hafta tatillerini köylerinde geçirecek çocuk ve torunları için hazırlık yapan Ezgi çifti; Avrupa’daki köy sakinlerine de mesaj veriyordu;
“Biz kendi toprağımızda çok mutluyuz. Yıllardır Almanya’dayız. Orada robottan bir farkımız yok. Buraya geldiğimizde dünyanın en mutlu insanı oluyoruz. Güneşi, havası ve de insanların sıcak sohbeti bizi mutlu ediyor.”
49 Yıl aradan sonra modern villayı köy girişine yapan Ezgi ailesi, sonbahar mevsiminde esen samyeli eşliğinde bahçede kurduğu masada konuklarına kahve ve çay ikramını eksik etmiyor.
Evin aile reisi İlhan Ezgi, yurtdışında sıcak bir sohbete hasret kaldıklarının altını çiziyor;
“Buraya geri dönmekle özlem dolu hayalimizi gerçekleştirdik.”
BİR ENKAZ
Uğurca’da her şey iyi gidiyor ama o köyün girişinde; yılların enkazı orta yerde duruyor.
5 Katlı Mercimek-Un fabrikası 38 yıl öncesinde ne umutlarla açılmıştı.
O fabrika, şimdilerde atıl durumda.
Fabrikanın motor bölümü ve diğer makine aksamı çürümeye terk edilmiş.
Yıllar önce iflas eden o tesisin bahçesindeki mercimek fabrikası, yemekhane ve mandıra binası viraneyi andırıyor.
Kuşların yuva yaptığı o güzelim bina sessiz.
Kimsenin yorum yapmak istemediği o binanın geleceğini de kestirmek güç.
Uğurca’da o talihsiz bina dışında güzel şeyler oluyor.
Umarız, bir gün o sessiz bina da diğer binalar gibi ayağa kalkar.
Hatta buradan şehrimizin, Karabulut Başkan gibi cesur insanlarına, bu binanın satın alınarak renovasyonuna talip olmaları çağrısını yapmaktan beis görmüyoruz.
Belki de Özel İdare öncülüğünde hisseli bir ortaklık kurularak bu yapıya hayat verilebilir mi diye naçizane bir öneriyi de sunmuş olalım.
Başkan Karabulut’a bu girişimleri yaparak, ışık ve renk saçan dostlarımızı tekrar bizlerle buluşturma uğraşına sonsuz teşekkürler.
Sağlıcakla kalın…