Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs endişeleri de beraberinde getirdi. Özellikle sosyal medyada yayılan asılsız haberler kaygıları daha da arttırmakta. Belirsizliğin hakim olduğu virüs karşısında hali hazırda bir kaygı durumu  mevcutken filtreleme şansı bile bulamadan karşı karşıya kalınan bilgi kirliliği kaygıları kat be kat büyütmekte. Belirsizlik her dönemde  insanlar için büyük bir kaygı ve korku kaynağı olmuştur ancak bu durum gibi belirsizliği kendimiz sonlandıramadığımız uzun soluklu olaylar  karşısında kontrollü  davranmak ruh sağlığımızı korumanın en temel yolu. Tedbirli olmak ve hayatı kontrolsüzce kısıtlamak arasında kaldığımız bu süreçte sınırı aşmak psikolojik rahatsızlıklara yol açıp kalıcı izler bırakabilir. Virüs karşısında kaygı seviyemizi kontrol altında tutarak belirsizliğin çözülmesini beklemek bireylerin sergileyebileceği en sağlıklı tutum.

Peki  Bu Dönemde Kaygı Seviyemizi Nasıl Kontrol Altında Tutacağız?

Haber Kaynaklarına Dikkat Edin

Gerçekçi olmayan haberler gerçekçi olmayan korkuyu da tetikler. Güvenilir haber kaynaklarını takip etmek bu bağlamda  çok önemli.

En Hızlı Yayılan Virüs Panik

Panik duygusu virüsten daha hızlı yayılır. Panik yapmamaya ve sizi paniğe sev eden her türlü ortamdan uzak durmaya dikkat edin.

Mutlaka Tedbir Alınmalı

Bu dönemde mutlaka tedbir alınmalı ama dozunda. Elleriniz zaten yıkıyor ve dezenfekte ediyorsanız, mesafenizi korumaya özen gösteriyorsanız yeterli tedbir alıyorsunuz demektir.Üzerinizde geçerliliği  ispatlanmamış ek önlemler uygulama baskısı yaratmak sadece gereksiz kaygı yaşamanıza neden olur.

Felaket Senaryoları Kaygı Seviyenizi Arttırır

Salgın ile ilgili en kötü senaryoyu düşünmek, hayal etmek  kişinin kaygı seviyesini arttırmakla kalır. Bu durumun geçici olduğunun ve bir müddet daha böyle devam ettikten sonra sonlanacağını kendinize hatırlatın.Bu telkin baş etmenizi kolaylaştıracaktır.

Koronafobi Belirtileri

Tüm dünyayı etkileyip  önemli bir tehdit haline gelen korona virüsün size ya da sevdiklerinize bulaşma ihtimalini düşünerek kaygı duymak çok normal ve  hatta sağlıklı bir durumdur. Bu kaygı durumu bizi tedbir almaya yöneltir bu da gayet sağlıklı bir davranıştır. Ancak bu endişeler yüksek bir düzeye ulaşıp kişinin işlevselliğini bozduğu noktada sağlıksız bir durumdan söz edilir. Yani korona virüs ile ilgili duyulan kaygıyı  fobi noktasında değerlendirmek için sağlıklı kaygıdan ayırmak gerekir. Fobilerde; gerçekte duymamız gerekenden daha fazla endişe duyup fobi nesnesinden kaçınma davranışı geliştirilir. Bu süreçte herkesin korona virüs karşısında endişe duyduğu aşikardır. Ancak bu endişenin seviyesi çok önemlidir. Kaygı düzeyi kişinin rutinini, işlevselliğini ve ilişkilerini bozmaya başladığında sağlıksız bir durumdan söz edilir. Bu noktada 2 durum arasındaki sınırlar iyice belirlenmeli ve eğer 2. uçta olarak bahsettiğimiz seviyede kaygı  sağlıksız bir sınırda iseniz mutlaka bir uzman yardımı almanızı tavsiye ederim.

Ya Tekrar Covid-19’ a Yakalanırsam ?

Kişiyi aşırı korkutan, çaresizlik hissi yaratan olağandışı ve beklenmedik olaylar sonrasında ya tekrar yalarsam düşüncesi geliştirilmesi gayet doğaldır. Ruhsal travmalar sonrası en sık görülen hastalıklardan biri olan travma sonrası stres bozukluğunda;  olayla ilgili anıların rahatsız edici  bir şekilde sık sık hatırlanması, sürekli olayın tekrarlanma korkusu, diken üstünde hissetme , kolay irkilme gibi belirtiler mevcuttur.Bu belirtiler çoğu kişide travmayı izleyen günlerde görülür ve birkaç hafta içerisinde kendiliğinden düzelir.Ancak olayın şiddeti, süresi, kişide bıraktığı hasara göre bu durum değişkenlik gösterebilir.Bu noktada uzun süreli olarak belirtiler devam ediyorsa mutlaka biz uzamana başvurulmalıdır.

Hepimizin korku ve kaygı duyduğu bu günlerin geçici olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Her ne kadar bu süreçte zorlansak da unutmayın ki bu geçici bir süreç ve en az hasarla atlatmak temel gayemiz.Kaygı ve korkularımızı yendiğimiz sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle.