Korona pandemisi nedeniyle günler sonra yeniden karşınızda olmanın sevincini yaşıyor, Allah’a hamd ediyor ve hepinizin bayramını tebrik ediyorum.

Yine acılı ve buruk bir bayram yaşadık milletçe…

Bildiğiniz gibi toplumumuzun büyük ekseriyeti pandemi nedeniyle günlerce hapis hayatı yaşadı, evlerimizde sürekli ekranların başında olduk.

Bu süreçte en kahredici gelişme olarak Filistinin mazlum halkına yaşatılan acılara her gün tanıklık ettik…

İsrail’in barbar Siyonist rejiminin, El Aksa camisinde terör estirmesinden sonra başlayan gerilim, Gazze’nin mahrum ve mazlum halkını ateşe attı…

Tüm dünyanın gözleri önünde korkunç ağır silahlarını Gazze’de deneyen, apartmanları yerle bir eden patlayıcılar kullanan İsrail gerçeğini izlerken kahroluyoruz…

Dünyanın en büyük Şeytani ve Tağuti gücü olan Amerikan emperyalizminden aldığı güç ve kuvvetle fütursuzca mazlum bir halkın üzerine uçaklarla saldıran İsrail Siyonist rejimi, gerçekten de sinir katsayılarımıza tavan yaptırıyor…

Bayramdan sonraki ilk yazımda yaşanan kahredici gelişmeleri sorgulamak istiyorum.

**

**

Şu yazıyı kaleme aldığımda İsrail zalimlikte sınır tanımamaya devam ediyordu…

Birleşmiş Milletler duruma seyirci, çünkü Amerika bu kuruluşa adım attırmadığı gibi İsrail’e açık desteğini de ilan ediyordu…

Tarih her zaman tekerrür ederken, İsrail için hamasi nutuklar sonuçsuz kalmaya devam ediyor…

Bin kere sokaklara inip ‘Kahrolsun İsrail’ dedik, bu ülke ABD’nin Ortadoğu’daki jandarması olmaya ederken, ülke olarak ise devletin ali çıkarları uğruna sayısız üslerimizle Amerika ile dost ve müttefikliğimizi hep ilan ettik…

Bazı gerçekleri sorgulamadıkça bu kısır döngü devam edecek, her dini bayram öncesinde İsrail rejimi tüm İslam aleminin sinir katsayıları ile oynamaya devam ederek zulümlerini sürdürecektir...

Bazı gerçekleri görmenin zamanı geçmiştir…

Bakınız, Batman dahil bölgemizdeki illerde halk her zaman alanlara inip tepkisini gösteriyor, ama sonuç değişmiyor.

Mısır’da bir darbe gerçekleşti, “Firavun Sisi” diye alanlara indik değil mi? Sonra bir de baktık ki dün Firavun dediğimiz Susi ile dostluk için hamle bizden geldi, Mısır’a elçi gönderdik…

Madem ahval budur biz niye alanlara indik, niçin giyabi namazlar kıldık diye düşünmemiz, sorgulamamız gerekmez mi? Bizi yönetenlerin yanlışına cümle kurmuyorsak, Allah için Adil Şahitlik yapmıyorsak, vay halimize derim.

**

**

VİCDAN YOKSUNU ARAP DEVLET YÖNETİCİLERİ…

Her şey devletin ali menfaatleri içindir unutulmamalıdır. Somut belge sunayım; süreci yönetenlerin sözcüsü Ömer Çelik, “Kuşkusuz, İsrail devleti ve İsrail halkı, Türkiye'nin dostudur. Şimdiye kadar ki eleştirilerimiz, İsrail hükümetinin aşırı davranışlarına, meşru görmediğimiz davranışlarına dönüktür” diye açıklama yaparken, İsrail ile dostluk gelişmesine tepki gösteren Müslümanlara hitaben Bülent Arınç, “Bir devletimiz var. Kendi özel düşüncelerimizi içimizde muhafaza ederiz. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir devlettir. Devletten devlete ilişkilerde de, dış politikadaki temel esas ülkemizin milli menfaatleridir. Dış politikada çıkarlar söz konusu olduğunda bu devlet her şeyi yapmalıdır ve yapar. İsrail ile doğalgaz anlaşması şu ya da bu anlaşma, fısırık şeyler. Daha başka şeyler de yapılmalıdır, yeter ki ülkemizin dış politikasına yarar sağlayacak bir iş olsun” diyerek konuşma yapmıştı, googlede bulabilirsiniz.

Zoruma giden nedir biliyor musunuz? Arap devletlerinin tutumu, duruşu ve Müslümanların onları hiçbir şekilde sorgulamamalarıdır. .

Filistin Kızılayı Gazze Başkanı Dr. Beşar Murad,Gazze'de hastanelerin ihtiyacını karşılayacak benzin dahil gereksinimler bitiyor diye dünyaya çağrı yaptı. https://www.haberler.com/filistin-kizilayi-gazze-baskani-dr-murad-israil-14133133-haberi/

Hal böyle iken milyar dolarla keyiflerine bakan zengin Arap devletçikleri gayrete gelmiyor…

Gazze'de iki milyon insan açlık sınırında yaşam sürüyor. Sadece bir Arap Milyarderi, sadece bir Prensleri bunların refah içerisinde yaşatabilecek imkana sahiptir. Kahrolsun İsrail derken bir de bunlara dönüp kahrolsun gayretsiz ve imansız petro dolar milyarderi Arap devlet yöneticileri dememiz gerekmez mi?

Müslümanlar olarak niçin bu hakikatleri sorgulamıyoruz?

‘Eyy be xiret/gayretsiz Arap Devletlerinin yöneticileri; şu manzaradan utanmıyor musunuz?

Okyanuslarda, denizlerde boğulma pahasına Avrupa'ya sığınmak isteyen Suriyeliler neden yönlerini aynı kıbleye dönen, aynı peygambere inanan, aynı kitabı okuyan, aynı dili konuşan Arap devletlerine çevirmiyorlar? Bunun tartışmasını bile neden yapmıyorlar?

Eyy Kuveyt, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri vs Arap devletlerinin yöneticileri olan petro/dolar milyarderleri krallar, sultanlar, emirler, dolar şeyhleri! Gazze’de kardeşleriniz, dindaşlarınız (!) açlıktan, ilaçsızlıktan ölüyor. Şu manzaralardan utanmıyor musunuz?

Sizin hiç vicdanınız yok mu? Bunlar çoğunlukla sizin kardeşleriniz, dindaşlarınız, ırkdaşlarınız.

Eğlence için lüks suni adalar inşa edip, keyif çatıyorsunuz…

Sadece bir petrodolar şeyhiniz bütün Gazze halkını refah içerisinde yaşatabilir…

Sizi gidi be xiretler/gayretsizler ve imansızlar sizi...

Bir gün o lüks ve sefa hayatınız bitecektir…

Ey xiretsiz Arap liderleri! Kardeşlerinizin yaşadıkları trajedi için tek cümle kurmuyorsunuz.

Lanet gelsin size...

Saraylarınız, villalarınız, gemileriniz, yatlarınız, eğlence adalarınız batsın ve batacaktır...

Evet, Amerika’ya, İsrail’e, Avrupa’ya kızacağımıza, sözde Müslüman Arap devletçik yöneticilerine ve trajedilerini izleyen bahse konu ülkelerin tepkisiz, vicdansız, kıllarını kıpırdatmayan, bir gün olsun kardeşleri için bir gösteri, eylem yapmayan, hiçbir insani yardım toplamayan gayretsiz vatandaşlarına tepki gösterelim…

Filistin halkının kimi yöneticileri zalim Saddam’ın uşaklığını yapsalar bile, biz vicdan ve merhametimizi kaybetmeyecek ve o kötü akrabaları gibi olmayacağız. Rabbim hiçbir topluluğu zor duruma düşürmesin. Rabbim Gazze halkının yardımcısı olsun.