Değerli Okurlar, bir yılı aşkındır toplumu tehdit eden, nice büyük acılar yaşatan, bizleri sevdiklerimizden koparan bir salgın/pandemi gerçeğini biliyorsunuz.

Gözle görülmeyen küçücük virüs olan Koronavirüs, dünya’yı da tehdit ederken, bizleri büyük acılara gark etti.

En yakın misal benim, babamı kaybettim…

Koronavirüs salgını Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkıp dünya genelinde konuşulmaya başlayınca, bunun insanlık ailesi için büyük bir sınav olduğuna inanmıştım.

Koronavirüs’ün rahmet boyutları üzerine yazılarım da oldu.

82 yaşındaki babam ile koronavirüs sohbetleri yaptığımızda kendisine, “Baba, dünyada 7,5 milyar insan var. 7,5 milyarda bir ihtimal ile can korkusu yaşamamalıyız. Bir insan Milli piyango bileti alsa 7,5 milyarda bir ihtimal için asla umutlu olmaz, bana çıkmaz der. Bu salgın da öyle bir şeydir” diye konuşmuştum.

Allah’ın takdiri 7,5 milyar insan arasında korona nedeniyle babamı kaybettim. Sapasağlam olarak hastaneye kaldırdık, solunum değerleri iki günde düzeldi, taburcu oldu. Babamın hiçbir rahatsızlığı yoktu, iştahı yerindeydi. Evde iki gece kaldıktan sonra ateşi yükselince hastaneye kaldırdık, günlerce tedavi gördükten sonra kalp kasları zayıflığı denildi ve kurtaramadık…

**

**

KAPALI MEKANLAR SERBEST, AÇIK ALANLAR YASAK…

Evet, Koronavirüs ile mücadele kapsamında Ramazan ayının ortalarından itibaren hükümetin aldığı bir karar ilan edildi.

16 günlük tam kapanma denildi.

Daha Ocak ayı için 40 milyon aşı gelecek diye konuşturulan Sağlık Bakanı’nınI yalancı çıkardılar ne yazık ki...

Mayıs ayı neredeyse geride kalacak, hala aşı tedariki sağlanamadı.

Halkımız, korona pandemisi kapsamında alınan 16 günlük sokağa çıkma yasağına uymaya başladı.

Günlük işlerde, günlük yevmiyelerle çalışarak ailelerini geçindirenler de bu yasaklara uymaya başladı.

Kimse onlar için bir paket açmadı, nasıl yaşayacaklar, nasıl geçinecekler demedi…

Neyse ki Ramazan ayında sosyal devlet yerine hayırseverler, iyilikseverler boş durmadı. En kuytu köşelerdeki mahrum ailelere de gıda ulaştırıldı.

Ancak yine çok büyük yanlışlar yapılmış, kapalı mekanlar olan AVM’ler, marketler alışveriş için serbest bırakılırken, örneğin pazarlara yasak getirildi…

Aklın bittiği yere gelindi; kapalı mekanlar serbest, açık alanlar yasak denildi…

**

**

Marketler zincirine sadece Pazar günleri yasak getirildi, diğer marketlere ise her gün satış izni verildi.

Peki pazarcıların günahı neydi?

Diğer esnafların günahı neydi ki üvey evlat muamelesi gördüler?

Batmanlı yüzlerce aile geçimini kurulan pazarlardan sağlıyor.

Haftanın her günü bir semtte yeniden çadırlarını kuran, eşyalarını dizen işportacılara yasak getirildi.

Pazarcıların tezgahlarında satılan bir demet maydanoz, bir marul, bir roka, bir kilo domates için insanlarımız marketlere yönlendirildi.

Neden?

Marketlere de süre sınırlaması getirildi, belli saatlerde satış izni verildi. Bu durum ise izdihama neden oldu. Bir demet maydanoz ihtiyacı olan da marketlere koştu, bir kilo limon ihtiyaçları olanlar da…

Bu nasıl bir düşünce böyle? Bırakın marketler saat 24’e kadar açık olsun, izdiham yaşanmasın, bulaş riski azalsın. Ama hayır, şu saate kadar alışveriş şartı getirildi.

Neden bilim kurulu üyeleri kapalı mekanlardaki satışı serbest bırakırken, açık alanlara yasaklar getiriyor?

Giyim mağazalarının günahı nedir?

Senede iki kez dini bayramlar öncesinde satışlarını yaparak ailelerini geçindiren bu esnaflara getirilen yasağın bir anlamı var mı? Neden AVM’ler serbest, küçük işyerleri yasak olsun?

16 günlük yasak bize bu soruları sorduruyor.

Esnaflarımız kan ağlıyor, kimse onları görmüyor…

**

**

Güzelim İlkbaharda doğa bütün güzelliğiyle insanlara kucak açmışken, Bilim Kurulu evlere hapis kararı aldı ve 16 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi…

İyi de sormazlar mı; temiz hava, bol oksijen, güneş enerjisinden alınacak d vitamini Koronavirüs ile mücadelede bağışıklık sistemini güçlü tutan faktörler iken, bunlara niye yasak getirildi?

Devamı yarın