Önce delegenin ne olduğuna bakmakla başlayalım işe. Delege; “Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi, murahhas. Devlet, parti, sendika vb. kuruluşları toplantılarda temsil eden kimse. Bilimsel toplantılara bildiri sunmak üzere katılan kimse, katılımcı” olarak tanımlanmaktadır.
İşte bu özelliği onu temsilliyeti nedeniyle önemli kılmaktadır. Oy kullandığı veya karar verdiği konularda temsil ettiği kitlenin veya örgütün bütün sorumluluğunu taşımaktadır. Bu konuda meydana gelen eksiklik ve aksaklığın sorumluluğu da doğaldır ki delegenin boynundadır.
Durum böyle olunca delege seçimlerinin de önemi büyük olur. Her yapının delege seçme yöntemleri farklıdır. Zaten asıl farklılığı yaratan da bu yöntemdir ve yöntemde saklı usuldür. Delege seçenlerin de delegelerin de kendilerine verilen sorumlulukların bilincinde olmaları gerekir.
Malum önümüzde bir yerel seçim var ve bu seçimlerde başkan adaylarının belirlenmesi için partiler bir ön eleme yapacaklardır. Bu ön elemenin aktörleri ise doğal olarak delegeler görünüyor. Çünkü ilk elemeyi delegeler yaparak listeyi belirleyecek ardından da ilgili yöneticiler bu sıralama çerçevesinde ve biraz da işleri rahatlamış olarak tercih kullanacaklardır.
İlimizde Belediye Başkanlığı seçimlerinde yarışacak iki parti var AKP ve BDP. Bu partilerden birisi yerelde diğeri ise genelde iktidar. Yani iktidardaki partilerin bir mücadelesini göreceğiz. Son dönemde oluşturdukları artı ve eksileri sandıkta görme durumu ile karşı karşıya kalacaklardır.
Bu yarışta hedef partilerini kamuoyunun önüne en iyi adayla temsil etmektir. Bu nedenle de canla başla çalışmalarını sürdürüyorlar. Aday adaylarına tanınan süre eğer söyledikleri ve açıkladıkları sürede sabit kalırlarsa bitti. Her iki partinin de aday adayları netleşti. Bundan sonra yapılacak iş teamül yoklaması veya diğer bir adla ön seçim. Aday adayları kendilerini delegelere tanıtacak kamuoyunu ikna etmeye çalışacak ve listenin ön sıralarında yer almaya çalışacaklardır. İşte bu noktada adayların sıralamasını belirlemek için oy kullanacak olan delegelerin önemi ve yüklerinin ağırlığı ortaya çıkıyor.
Çünkü delegeler kullanacakları oylarla kentimizin beş yıllık geleceğinin şekillenmesinde büyük bir rol oynayacaklardır. Kullanacakları oy ve verecekleri kararla sadece kentin kaderini belirlemekle kalmayacak belki de halkın siyasal gidişatına da yol ve yön vereceklerdir. Durum böyle olunca delege olarak oy kullanacak olanların oylarını oldukça hassas bir şekilde kullanmaları gerekiyor. Çünkü her ne kadar kullanacakları oy ilk üç sırayı belirleyecek olsa da bu üç adayın yeterli kriterlere sahip olmaması durumunda sorumlu olacakları durum ve yüklendikleri vebal kolay olmayacaktır.
Bu seçimi diğer seçimlerden ayıran temel özellikler bulunmaktadır. Özellikle BDP cephesindeki anlayış bu kez aday belirlemesinin delege ve halkın talebi doğrultusunda belirleneceği anlayışıdır. Durum böyle olunca Batmanın önümüzdeki dönem için kaderini belirleyecek olan yaklaşık 1800 civarındaki delegenin yapacağı tercih de önem kazanmaktadır. BDP adaylarını belirleyecek olan delegelerin dağılımları biliniyor. Her kesimin temsil edildiği bu sistemde herkes oy kullanarak tercih belirleyecek. Bu tercih oluşmasında oy kullanan delegeler ve temsil ettikleri kesimlerin tercihleri doğrultusunda belirlenecek olan adayın seçilmesi durumunda yakınma haklarının bulunmadığını şimdiden hatırlatmak gerekiyor. Kendi tercihleri ile ortaya çıkan sonuç konusunda ileriki zamanlarda ortaya çıkacak durumlar karşısında bu kesimlerin vicdani bir sorumluluk ile karşı karşıya bulunacakları açıktır. Üstelik bu kesimlerin ve temsilcilerinin de hiçbir yakınmaları söz konusu olamaz.
Bu nedenle delege adayı seçerken sadece bir kişiyi tercih etmediğini bir halkın kaderini belirlediğini asla unutmamalı ve tercihi duygularından ziyade mantığı çerçevesinde kullanmalıdır diye düşünenlerdeniz. Aynı durumun AKP delegeleri için de geçerli olduğunu belirtmek gerekiyor.
Halk kendi yöneticisini kendi delegeleri ile belirlemeye çalışırken parti yönetimlerinin de bu tercihleri dikkate almaları gerekmektedir. Halkın kendi yöneticilerini kendilerinden belirlemeleri çok görülmemelidir. Elbette bir partiye gönül veren herkes çok kıymetli ve değerlidir ancak yerel yönetim veya Belediye Başkanlığı kendi içinde bir öznelliğe sahiptir ve işlerin yürütülmesi için bu öznellik çok önemlidir.
Belediye yönetmenin kanun çıkarmaya benzemediğini herkesin bilmesi gerekiyor. Genel ülke politikası yürütmek ayrı yerelde yöneticilik yapmak ayrı işlerdir. Bu farkın mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor.
İyi ve bilgili bir başkanın güçlü bir meclisle iş başına getirilmesi bu kente çok şey katacaktır. Bu işin baş aktörü olan delegelerin de bu bilinçte olması gerektiğini düşünüyoruz. Dileriz bizi de halkı da yanıltacak kararlara imza atmazlar.