*Yılın son günlerindeyiz. Çarşı pazar biraz da olsa hareketli. Besici, esnaf ve iş insanın gelecekten beklentisi... Çarşı pazarda gezdiğimizde yolumuzun üzerinde renkli simalarla karşılaştık…

*Bizi bize ait hissettiren ne varsa Batman’ın eski çarşısında var. Eski mekanların önünden geçerken, her zamanki gibi geçmişimizle biz olduğumuzu hissettik ve bunun yanı sıra nostalji de yaşadık…

SOKAĞIN NABZINI TUTMAK
Batman’da günümüzün en kalabalık güzergahı Turgut Özal Bulvarı’nın Dörtyol kavşağında, soğuk bir günün ardından baharın meltemsi havası esiyordu.

Karşımıza çıkan Batman’ın tanınan besicilerden Sabri Demir’e yaklaştığımızda arkadaşım İrfan Tapan, el ustalığıyla hemen onun fotoğrafını çekti,

Bana ise not tutmak düştü.

Sabri Demir anlattı, ben yazdım;

“60 Yıldır bu mesleği sürdürüyorum ama o kadar zorluk yaşıyoruz ki artık ne besicilik ne de tarım yapamayacak hale geldik. Kırmızı mercimek samanının tonu 14 bin liraya çıkmışsa nasıl yapacağız bu işi? Yem ve arpanın yanına da yaklaşamıyoruz” diye yakındı.

Yılların Dörtyol Kasabı Abdullah Padir’in ekibi, günlük taze eti, vitrin buzdolabına yerleştirirken bir müşteri;

“Kuyruk yağının kilosu 350 lirayla etle yarışacak hale gelmişse, kırmızı eti nasıl alacağız diye kara kara düşünüyoruz” dedi.

Cumhuriyet meydanına doğru yolumuza devam ediyoruz.

Meydan Mahallesi’nde eski Kaymakamlık ve Valilik konağı, günümüzde Meydan ortaokuluna dönüşmüş.

2000 İş merkezine varmadan yılların folklor üstadı Selahattin Güneri ile karşılaştık.

O, uzun bir süredir Nahçıvan’da ama arada bir geldiği Batman’da dostlarıyla hasret gideren Güneri;

“Memleket gibisi yok” diyordu.

ESKİ MEKANLAR…
Batman’ın ilk meydanına doğru yol aldığımızda DDY peronunun hemen karşısında iki marka lokantanın lezzetli yemek kokusu etrafa yayılıyordu.

Kışın en çok tüketilen ünlü yemeklerden Büryan ve döner yok satıyor.

40 Yıllık Botan lokantası işletmecilerinden Baki Akdemir, porsiyonu 250 liradan sattıkları büryanın kış mevsiminde diğer yemek çeşitlerini geride bıraktığını söylemeden edemiyordu;

“Kışın yemeği büryan ve döner erken saatlerde bitiyor.”

Bir çay için mola verdiğimiz 55 yıllık çaycı Cuma Sığak, Siverek’ten yıllar önce geldiği Batman’dan bir daha da ayrılmamış. Batman’ın eski çarşısını terk etmeyen belki de tek esnaf; çaycı Cuma…

1’nci Cadde ile 2’nci caddeyi bir birine bağlayan Ayhan’lar pasajından geçerken 50 yılı aşkındır kadayıf imalathanesinde müşteri bekleyen Muhittin Öztürk, tezgahının vitrinine dizdiği cevizli baklava her kesimden insan alabilsin diye 250 liradan sattığını anlattı bize.

O civarda adres değiştirmeyen bir tek kadayıfçı Muhittin usta kalmış.

2’nci Cadde’nin belki en hareketli alış veriş sokağı olan Elma Sokağı’nın girişine vardığımızda burnumuza, sakatat, peynir ve baharat çeşitlerinin kokusu geldi.

Peynir ve bal tezgahları ürün dolu ama Kalabalık fiyatları uzaktan izlemekle yetiniyor.

Kalabalığın yoğun olduğu güzergahtan Midyat Garaj’ında mola verdiğimizde dama sevenler kahvesi, tıklım tıklım doluydu.

Batmanlılar, günün büyük bölümünde dama kahvesinde hem dama oynar hem de sohbet ederler.

Onların sohbetine kulak verdiğimizde saatler 16.00’yı gösteriyordu.

Gazetede haberlerinin toplandığı saatte idare bölümümüze yetiştiğimizde karanlık basmak üzereydi.

Trafikte yaşanan kaosu gördüğümüzde, şehrin bu ciddi konusunu da yazımıza eklemek istedik.

Trafik sorununu daha geniş yazmayı bir başka yazıya bırakalım.

Bugün de sizlere Batman’dan hem insan hem de çarşı pazar manzarasından bir kesit sunduk.

Sağlıkla kalın.