*Elinizde tuttuğunuz bu yayın organının kurucusu ve Batman’ın duayen gazetecilerinden ağabeyim Enver Arslan’ı tam 30 yıl önce bugün elim bir trafik kazasında kaybetmiştik. Yıllar ne de çabuk geçiyor. Sanki dünmüş gibi aramızdan ayrılan merhum ağabeyimin geride bıraktığı bu gazete o’nun ilkeleri doğrultusunda yayınını sürdürüyor…

*1992’nin 29 Kasım’ın da yerde hafif kar vardı. Soğuk bir kış mevsiminde o acı haberi aldığımız da buz kesilmiştik. 44 Yaşında en verimli döneminde aramızdan ayrılan ağabeyim ile tam 3 gazetede çalışmak bana nasip oldu. Mekanı cennet olsun. Bize bu güzel mesleği sevdirdi. Onurlu bir miras bıraktı bize merhum ağabeyim…

30 YIL ÖNCESİNİN 29 KASIM’I

Tam 30 yıl önce bugün bu gazetenin kurucusu merhum ağabeyim Enver Arslan’ı kaybetmiştik. Günlerden pazardı.

Hafif kar’ın yerde olduğu Batman, son yılların belki de en soğuk kış mevsimini yaşıyordu.

O dönemlerde Batman’ın 2’nci lig temsilcisi Batman Belediyespor’du.

Şimdiler de Millet bahçesine dönüştürülen eski ‘16 Mayıs Şehir Stadı’nda Batman Belediyespor’un konuğu Adanaspor’du.

Maçın ilk yarısı bitmeden acı bir haber aldım.

Cep telefonları yoktu.

Şehir Stadındaki protokol ve basın odasındaki telefondan aldığım acı haberle sarsıldım.

Tüylerim diken diken oldu.

O, Cumartesi akşamı telefonla görüştüğüm ağabeyim Enver Arslan, pazar günü aramızda olacağını söylemişti.

Türkiye Kooperatifçilik Kurumu’ndan aldığı ‘yılın gazetecilik’ ödülünün haberi için pazartesi sayısı için birinci sayfadan yer ayırmamı istemişti.

O haberi daha yazmadan Batman-Diyarbakır eski yolunun Dövecik (Malegır) yakınında feci bir trafik kazası geçirdiği haberi alınca; soluğu şimdilerde yıkımı tamamlanan eski Devlet Hastanesi’nde aldım. Hastaneye vardığımda; ağlama ve feryat seslerini işitince ‘galiba ağabeyimi kaybettim’ dedim.

Bir anda eski hastanenin giriş kapısında Batman’ın eski Valilerinden Zeki Şanal’la karşı karşıya geldik. O acı haberi duyunca teselli etmek için bana sarıldı.

“Mekanı cennet olsun, ağabeyimizi kaybettik” deyince hastanenin girişindeki bıraktım kendimi. Yanıma oturan Vali sayın Şanal, bir süre beni teselli etti; “Gel morga gidelim, ağabeyimizi son kez görelim” deyince içim yandı. Ne diyeceğimi bilemeden morgun kapısına yöneldik.

İmam Yusuf hoca, merhum ağabeyimin yıkama işlemine başlamadan son kez gördüğüm ağabeyimin o nur yüzlü halini halen unutamıyorum.

Ardından soğuk o kış gününde Seyitler Mahallesi’nde ki Bozooğulları mezarlığının yolunu tuttuk. Merhum ağabeyimin mezarını düzelten ve son görevini yapanlardan bir sima da Batman Esnaf Kefalet ve Kredi Kooperatifi Başkanı Şevki Taş’tı. Başkan Taş, kadim dostu ağabeyimin mezarında en fazla yorulan kişiydi. O çamur ve karlı havada soğuk demeden defin işlemlerini eksiksiz getirdiği için kendisine minnettarım.

Tam 30 yıl önce o mezarlığın üçte biri bile henüz dolmamıştı.

Mezarlığın bir ucunda toprağa verdiğimiz ağabeyimizin şimdi mezarını bulmakta zorluk çekiyoruz. Mezarlıkta yer kalmadı.

Kimler, yalan dünyadan göç etmedi ki…

 MESLEĞİNDE HEP ÇİLE ÇEKTİ

1970’li Yılların ortalarında birlikte çıkardığımız ‘Batman Doğuş’ ve ‘Yeni Zaman’ gazetelerini ilkel şartlarla çıkarıyorduk.

Hurufat kasalarında harfleri tek tek kumpasla yan yana dizip gazete çıkarmak her babayiğidin harcı değildi.

Gazetenin sütunlarını doldurduktan sonra o sayfayı el pedalıyla çıkarmak ayrı bir zorluktu.

4 Sayfa gazete çıkarmak ayrı bir eziyetti. Bazen hurufat kasasındaki harfler, yetmeyince ilginç bir yönteme başvururduk. Örneğin ‘a’ harfi kalmayınca ‘e’ harfini ters çevirip ‘a’ harfi şeklinde kalıba yerleştirirdik.

Fotoğraflı haber vermek çok güçtü.

Fotoğrafları önceden ‘klişe’ yapmak için Adana’ya gönderirdik.

Adana’dan klişeler otobüsle bize ulaşırdı.

Bazen önemli haberleri klişe (fotoğraflı) yayınlansın diye bekletirdik.

Dört sayfalık gazete çıkarmak için gazeteyi tam dört defa katlardık.

Elektrik kesintileri yaşanınca kurşun potası soğurdu.

Elektrik geldikten sonra o pota bir saatte ısınırdı ve el dizgisinin bir üstü olan ‘entertip dizgi’ makinesiyle haberleri yazmaya çalışırdık.

Gazetenin tahsis işini de eski gazetelerden ve merhum ağabeyimin yakın arkadaşlarından Mesut Atalay yapardı.

Gazete gece yarısı baskıya girerdi.

 Anlayacağınız bu meslek geçmişte çile doluydu.

Merhum ağabeyim ile birlikte ‘Batman Doğuş’, ‘Yeni Zaman’ ve ‘Batman Çağdaş’la bu üç sistemde de çalıştım.

Biz bu işin mektebinden gelmedik, alayından geldik.

Büyüklerimizin elinin altında yetiştik ve bugünlere geldik.

Merhum ağabeyim, Batman’da bu mesleğin öncülerindendi.

El dizgisinden entertipe, ofset baskıdan renkli gazeteyi geçişte bu şehirde devrim yapan usta ağabeyimdi.  Mesleğin zorluklarına hep göğüs geren ve yeniliğin öncüsü merhum ağabeyimdi.

Batman Çağdaş’ın isim babası da kuşkusuz ağabeyim Arslan’dı.

Mesleğinin en verimli döneminde o elim trafik kazasında hiç beklemediğimiz anda aramızdan ayrıldı.

O’nun çıkardığı örnek gazetelerden Batman Çağdaş, yaklaşık 40 yıldır ilkelerinden ödün vermeden yoluna devam ediyor.

Bize kazandırdığı bu mirasını da korumak boynumuzun borcu.

Ömrümüz yettiği sürece ‘Batman Çağdaş’ yoluna devam edecektir.

Merhum ağabeyimin çocuklarının da o’nun izinde olması beni bu hüzünlü günde teselli ediyor. Merhum ağabeyimin vefatının yıldönümünü unutmayan tüm dost ve okurlara teşekkürler.

Batman’ın duayen gazetecisi merhum ağabeyim Enver Arslan’ı rahmet ve saygıyla anıyoruz.