*İyi ki Batman Çağdaş’ın okurları var. Hemen her gün elektronik postamıza sayısız mailler geliyor. Önemli mesajları zaman zaman kamuoyuyla paylaşıyoruz ama öyle ilginç sorular da geliyor ki sormayın gitsin. Yazılacak gibi değil...

*Okur her zaman haklıdır. Şehirde olup biten hemen her şeyi sizinle paylaşıyoruz ve orta yerde duran sorunlara dikkat çekiyoruz ancak yerel medyayla hiç ilgisi olmayan bazı sorunlar da bize ulaşınca dakikalarca düşünüp duruyoruz...

YERE DÜŞEN YAPRAK!

Mevsim sonbahar.

Sararan yapraklar birer birer düşüyor.

Kaldırımları temizleyen temizlik görevlilerinin ellerinden süpürge düşmüyor şu günlerde.

Öyle ilginç sorularla karşılaşıyoruz ki, bazen de dona kalıyoruz.

Geçenlerde telefonun ucunda bir okurumuz vardı.

O söylüyordu, biz not alıyorduk:

“Sonbahar mevsiminde ağaçlardan düşen yaprakların toplanılmamasını rica ediyorum. Belediye park ve bahçe işleri ekibine bir söyleseniz iyi olur. Yapraklar düştüğü ağaçların dibinde gübre olur. Lütfen bu isteğimi Belediye’ye iletin…”

Alın size sorunlardan sorun.

Bu mevsimde ilginç vakalarla karşılaşmak mümkün.

Yine yer Turgut Özal Bulvarı’ydı.

İki aracın hasarlı trafik kazasını görüntüleyen muhabirimizin haber yapmamasını istiyordu bir okurumuz:

“Sizden rica ediyorum, bu kaza fotoğrafları gazetede yayınlanmasın. Biz sürücüler aramızda anlaştık. Bu kareler yayınlanırsa bizler ailelerimize nasıl hesap vereceğiz?”

O uyarıyı dikkate aldık.

Trafik kazası haberini yayımlamadık.

Ama memlekette kazasız gün geçmiyor ki…

Trafik kurallarına riayet eden çok az insan var.

Turgut Özal Bulvarı’nda yaya geçidinde sürat denemesi yapan birçok vurdumduymaz sürücüler var ne yazık ki…

Yine bir okurumuz yakınıp duruyordu:

“Geçen yıl Avrupa’nın bir şehrindeydim. Ayağımı caddeye atar atmaz beni gören araç sürücüsü durdu. Israrlı önceliği bana vermek istedi. Batman’da ise tam tersi bir vakayla karşılaştım. Endüstri Meslek Lisesi’nin önünden karşıya geçmek istediğim esnada ayağımı daha yola atmadan öyle bir hızla gelen sürücü vardı ki, kendimi son anda kaldırıma atabildim.”

Maalesef, trafik kültürümüz bu.

Kural bilmez bir şehiriz.

Ne ışığı ne de hız sınırını takan var.

SORUNLAR BİZİ BULUYOR

Adını ve mahallesini yazmaya gerek yok.

Seçimler yaklaşıyor ya; kendisini şimdiden mahalle sakinlerine anlatan muhtarlar var.

Hafta sonuydu, telefonumun ucundaki muhtar yakınıyordu:

“DEDAŞ yer altı hattı için mahallemizin birçok cadde ve sokağını kazdı. Şimdi de yağışlı havaların arifesindeyiz. Yerel basın bu soruna dikkat çeksin. Yarın çamur içinde kalacağız.”

Alın buradan yakın...

Sorunu yerel medya ile paylaşan o muhtar maalesef ne DEDAŞ yetkilileriyle görüşür ne de bir açıklama yapma gereğinde bulunur…

Ona göre yerel medya yazarsa sorun da çözülmüş oluyor.

Bu kadarına da pes doğrusu.

Yerel medya mı sorunları çözüme kavuşturacak?

Düşünün koca bir mahallenin muhtarı DEDAŞ’ın ya da başka bir kurumun kapısını aşındırmıyor. En kolay yolu tercih edip yerel medyaya demeç veriyor, sonra da meseleyi kapatıyor…

ANIZ VAKASI

Hemen her yılın Eylül ve Ekim ayında Batman’ın gündeminden anız yangın vakaları eksik olmuyor.

Yerel medya anız yangınlarının son bulması için belki de en fazla çaba veren şehrin dinamiklerinin başında yer alıyor.

Yine de yaranamıyoruz.

Gece yarısı cep telefonlarımız çalıyor.

Okur peş peşe soruyor:

“Kapı ve pencerelerimizi açamaz olduk. Bu anız yangınlarına neden seyirci kalıyorsunuz? Neden bir şey yazmıyorsunuz, yapamıyorsunuz?”

Allah aşkına; o saatte basın mensubu ne yapabilir ki?

Gece yarısı yangının çıktığı tarlaya koşacak olan itfaiye ekibi mi yoksa basın mensubu mu?

Rapor tutacak olan Çevre ve Şehircilik timi mi yoksa yerel medya temsilcileri mi?

Ne yaparsanız yapın, çiftçi bildiğini okuyor.

Israrla tüm uyarılara rağmen çiftçi tarladan kaldırdığı mısırın kökünü yakıyor.

Yıllardır bu soruna çözüm bulunamıyor.

Alın size sorunlardan sorun.

Ne yaparsanız yapın, kimsenin derdine merhem olamıyorsunuz.

Öyle okurlar var ki şikayetin ilk durağını yerel medya olarak biliyor.

Oysa görevi kamuoyunu aydınlatmakla bilinen medya mensuplarına öyle ağır bir yük bindiriliyor ki zaman zaman bu meslekten uzaklaşmak istiyorsunuz.

Bilmem yerel medyanın karşılaştığı bu sorunları yazmaya gerek var mıydı?

Yorum yine de siz anlayışlı okurların...