**Adana-Seyhan Belediyesi’nde emekli olduktan sonra son yıllarda Hasankeyf’teki mağarasına yerleşen 66 yaşındaki Mehmet Tilki, yaşamından mutlu. Eski yerleşim birimini izleyince eski günleri de film şeridi gibi gözünün önünden geçiyor.

**Elektrikten suya, televizyondan buzdolabına, sobadan çiçekliğe kadar her şeyi mağarasında bulunduran Mehmet Tilki anlatıyor; “Bu ortamdan daha güzel bir yaşam benim için yok. Burada mutluyum…”

O, MARAĞARASINDA MUTLU
Ilısu baraj gölü dışında kalacak Yamaç külliyesine komşu olan üç katlı mağarasına dönüş yapan 66 yaşındaki Mehmet Tilki, üç-dört kuşak ailesinin kaldığı tarihi ilçeye dönmenin heyecanını yaşıyor.

60 Yıl öncesine kadar yaşamın olduğu o mağaraya son yıllarda yerleşen Mehmet Tilki, havadar bölgedeki yerden baktığı eski yerleşim birimi ile yeni Hasankeyf’e baktıkça hüzünleniyor.

Mağarasının önünde iki yerleşim birimine baktıkça gözlerinden süzülen gözyaşlarını silen Tilki, duygulanıyor; “Adana-Seyhan Belediyesi’nden emekli olur olmaz çocukluğumun geçtiği mağaraya yerleşmeye karar verdim. Ailem Adana’dan belirli aralıklarla buraya geliyor. Fakat ben burada kalıcıyım.”

Mağarası su altında kalmayacak diye mutlu olan Tilki, bakın neler diyor: “Uzun bir süre her ne kadar Adana’da kaldıysam da bir gözüm de buradaydı. Belediye’den emekli olduktan sonra mağarama dönüş yaptım, yerleştim. Her gün uyandığımda karşımda hem eski hem de yeni yerleşim birimini görüyorum. Geçmişe dönüp güne öyle başlıyorum…”

3 Katlı mağarada büyüklerinin izinden giden tarih meraklısı Tilki, mağaraya olan tutkusunu da şöyle özetliyor: “Buradaki otantik ortam varken, beton evlerde yaşayamam. Sağlıklı olmamın bir nedeni de son 20 yılda yerleştiğim bu mağaradır. Burada mutlu bir yaşamım var. Bir de mağaramın su altında kalmayacak olması beni burada tutuyor. Bu mağarada doğdum, burada gözlerimi kapatmak istiyorum.”

MAĞARASINDA NELER YOK Kİ?
Üç katlı mağaranın orta katında mütevazi bir yaşamı var Mehmet Tilki’nin…

Elektrik, su, televizyon, odun sobası, saz, güvercin ve keklik…

Bu otantik ortamda Mehmet Tilki öyle bir mutlu ki…

Mağaranın üçüncü katında ise güvercin ve kekliklerine gözü gibi bakan Tilki anlatıyor; “Bu güvencin ve keklikler benim her şeyim. Günün yorgunluğunu güvercin odasında atıyorum. Onlarsız bir hayat düşünemiyorum…”

Hasankeyf’in yaşayan tarihlerinden biri de Mehmet Tilki…

O’na yeni yerleşim biriminde konut vaadinde bulunulduğunda aldırış bile etmemiş…

Hasankeyf’te mağarada yaşayan tek sima olduğunu söylüyor ve ekliyor Tilki; “Baraj suyu, mağarama yakın bir yere gelecek. Belki buraya gelecek yerli-yabancı turistlere çay ikramım olacak.”

“MAĞARA, BENİM DÜNYAM…”
Hasankeyf’in son durumu en çok da mağarada yaşamı tercih eden Mehmet Tilki’yi etkilemiş…

Kaledeki yaşamı, şimdi ki eski yerleşim birimini terk eden ilçe sakinlerinin ayrılışını anlatan Tilki, gözlerinden düşen iki damlayı silmeden edemiyordu.

Biz dinledik, o konuşmaya başladı;

“Hemen yanı başımızdaki Kale Mahallesinde oturan komşularımın ayrılışlarını görünce yalnız kaldım diye bir hisse de kapılıyorum. Bu manzaraya bakıp da hüzünlenmemek elde mi? Eski yerleşim birimi de terk edildi artık. Tek tük evlerde kalanlar var. Fakat onlar da su seviyesi yükseldiğinde buradan ayrılacak. Fakat ben Hasankeyflilerden şanslıyım. En azından dünyam olan bu mağara su altında kalmayacak...”

“YANI BAŞIMIZDAKİ ESERLER YOK”
Eski yerleşim birimindeki Hasankeyf’i de anlatmadan edemiyordu Mehmet Tilki:

“Sabahları El-Rızk camisinin minaresinden yükselen ezan sesi ile uyanırdım. Abdestimi alır, namazımı kılardım. Hasankeyf’in sembolü olan o leylek de çoktan göçtü. Süleyman Koç külliyesi, eski çarşı yok artık. O eserlerin bir bölümü taşındı. Dicle nehrine komşu olan eserlerin bir kısmı yeni yerleşim birimine götürüldü. Şimdilerde de kazılarda yeni eserler çıkıyor. Kim bilir yer altında daha kaç eser var? Şimdi gördüğümüz bu eski yerleşim biriminin üstünü birkaç ay sonra su kaplayacak. Burayı da göremeyecek olmanın burukluğunu yaşayacağım…”

Kısacası; Hasankeyf’te mağarada yaşayan belki de tarihin son tanıklarından Mehmet Tilki’nin Hasankeyf’e olan tutkusunu da siz değerli okurlarımızla paylaştık.

Kalın sağlıcakla…