İlk bölümde futbol hocalarının ülkemizde ne kadar zafiyet  içerisinde olduklarını söyleyip birinci bölümü kapattık. Her maç öncesi ve sonrası ülkemizin en üst ligindeki takımları çalıştıran hocaların röportajlarını dinlemişinizdir.

Özellikle mağlup olan takım hocasının ruh haline dikkat ettiyseniz; özgüvenini kaybetmiş yüz ifadeleri, suç işleyip de ifade vermek zorundaymış gibi kızarmış bir yüz, konuşurken cümle kurmakta zorlanan çökmüş ve çaresiz görüntüye sahip Türk hocalarını seyrederiz. Bu görüntü ligimizdeki en kaliteli ve tecrübeli olarak bildiğimiz hocalarımıza ait. Bir de alt liglerdeki hocaların halini düşünmek bile istemiyorum. Alt yapılarda çalışan A diplomalı, B diplomalı bin lira maaşla çalışan antrenör arkadaşlarımız var. Hatta maaşımı zamanında alamıyorum diyenler de var. Aslında ülkemizde iki büyük kulübün, Türk hocalarının ne kadar zafiyet içerisinde olduklarını ispatlayacak yukarıda saydıklarımızı destekleyecek birkaç örnek vermek gerekirse geçen sezon 6 ay gibi kısa sürede takımına üç kupa kazandıran Hamza Hamzoğlu’nun, yeni sezonda iki maçta kaybedilen puanlardan sonra gitmesi tartışılmaya başlandı. İkinci maçtan hemen sonraki demecinde titrek bir ses tonuyla ne kadar zayıf olduğunu aynen şöyle itiraf ediyordu: “Eğer takıma faydalı olmayağımı bilsem çekip giderim…"

 

Altı ay gibi kısa bir sürede üç kupa kazandıran Hamza Hamzaoğlu iki maçta kredisinin tükendiğinin farkında, sistem ve düzenin böyle işlendiğini biliyor. Bir diğer büyük kulübümüzde hocalık yapan Aykut Kocaman’a baktığımızda; Dünyanın bütün sorunlarıyla boğuşmuş bir görüntüsü var. Saç sakal birbirine karışmış, yirmi yıl birden çökmüş gibi. Bize Türkiye'de eğitimci olmanın bedeli biri eylem diğeri görüntü iki örnek. Aslına bakacak olursak bir taraftan hocaların bu durumda olmalarında kendi payları var desek haksızlık etmiş olmayız. Yerli hocaların kulüplerle yapılan sözleşmelerinde yüzde doksanı kovulduğu taktirde tazminat istemiyor. Nedeni bunu talep ettiklerinde kabul edilmeyeceğini bilmeleridir. Tazminatı gündeme getiren hoca sözleşmeyi imzalayamaz, boşta kalır. Biliyor ki alternatif hocalar sırada bekliyor. Bu şekilde hocalar kendilerini kulüpler karşısında zayıf bir konuma getirirler. Piyasada şartsız bir şekilde kulüp çalıştırmak isteyen hocalar var, bu durum bütün hocaların kulüplere karşı elini zayıflatıyor. Gözlem ve geçmiş spor yaşantıma dayanarak Türkiye liglerindeki hocaları genel olarak  analiz ettikten sonra biraz da Batman'daki antrenör arkadaşlardan söz etmek isterim. Antrenörler olarak hemen hemen hepimizin bir biriyle dostluğu var. Batman TÜFAD hocalarımız birbirlerini daha sık görebilecekleri, bilgi alış verişi yapabilecekleri, sorunlarını dile getirecekleri bir mekana sahip oldular. Maalesef bazı arkadaşlar bu mekandan çok taraftar derneklerini ziyaret ederek kulüplerde kısa sürede hocalık yapmanın yolunu keşfetmişler. Kendilerini geliştirmeden taraftar gruplarıyla bir araya gelip antrenör olmanın hesapları yapılır olmuş, tabiki iyi bir duruş değil bu tarz davranışlar içerisinde olmak… Hayatta en önemli şey iyi bir duruşa sahip olmaktır. Bu duruş, hocalıkta en önce olması gereken özelliktir. Yaptığımız hal hareket, konuşma, üslup, davranış bütün bunlar ne kadar hoca olmaya adayız bunu söyler. Siz sabaha kadar kendinizi anlatın ama yaptığınız yanlış bir hareket bütün söylediklerinizi çürütür. En önce doğru davranmak gerekir, istemeden yanlış anlamalara neden olacak bir malzeme verdiğiniz anda onu çok güzel aleyhinize kullanırlar. Yerli-yabancı antrenör kıyaslamasına girecek olursa da antrenör seçiminde de benim önceliğim yerli hocadan yana. Tüm samimi hislerim bu yönde.  Kim olduğu ne olduğu önemli değil, onu başarılı kılıp yurtdışına arkasından gelecek olanlara örnek teşkil edecek şekilde yollamamız lazım. Bu şekilde daha sonra tekrar yerli hocaya dönüp potansiyeli büyütmek gerekiyor. Şayet tersi yapılıp, göreve gelen hoca aşağıya çekilmeye çalışılırsa bunu yapan kişi de göreve geldiğinde o arkadaşı aynısını yapar, bu böyle devam ederse  ne olur, hem ülke futbolunun hem de Batman’ın içinde boğuluruz. Hocalık ile ilgili sohbetim bu kadar. Eksiğim olabilir lütfen değerli eleştirinizi bekliyorum. Sağlıcakla kalın.