Ülkedeki siyasi, sosyal ve kültürel tartışma ufkunun açılımı açısından entelektüel bir tartışma alanı yaratan ve kendini kabul ettiren Abant platformu ve düzenleyicileri olan Gazeteci ve yazarlar vakfına bu alandaki çalışmalarından dolayı teşekkür etmekle başlamak istiyoruz.

Platform ülkemizin geleceği açısından önemli gördüğü konuları gündemine taşıyarak Ülke genelinde tartışılmasını ve konuya yönelik çözüm yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sunmaktadır. Bu amaçla düzenlenen 17. toplantıda gündeme “Kürt sorunu “ taşınmıştır.

Kürt sorunu ya da doğru tanımlanması ile Kürtlerin temel insanı haklarının yasal dayanaklardan yoksun olmasından kaynaklanan sorun Türkiye’nin çözümlenmesi beklenen temel sorunlarının başında gelmektedir.

Platform’un konuyu seçme önceliği çok önemli olmasına rağmen Ergenekon operasyonu ve AKP’nin kapatılması sürecine deng geldiği için yeterli oranda tartışılamadığı kanısındayız. Buna rağmen bu alanda çözüme susamış olanların platformu ve sonuç bildirgesini çok dikkatli bir şekilde takip ettiklerini de belirtebiliriz.

“Kürt sorunu; Barışı ve geleceği birlikte aramak” başlığı ile başlayan ve dört oturumda tartışılan sorunun sonuç değerlendirmesinde değinilen tespit ve değerlendirmeleri şu şekilde özetlemek mümkün;

1-     Medyanın sorun ile ilgili kullandığı dil çok önemlidir. Konu ele alınırken bu hassasiyet ve üsluba dikkat etmek gerekmektedir.

2-     Açık bir şekilde şiddet çağrısı içermedikçe herkesin görüşünü açık bir şekilde ifade etmesi gerekmektedir.

3-     Her türlü şiddet ve şiddet içeren yöntemden vazgeçilmesi gerekmektedir.

4-     Kürtler ve diğer unsurlara uygulanan asimilasyon politikaları red ediliyor

5-     Kimsenin elinde kitlelerin vekâleti yoktur. Bu nedenle bir toplum adına konuşmayı, bir temel niteliği öne sürmeyi çözümü zorlaştıran bir üslup olarak görüyoruz.

6-     Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları Doğu Ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ekonomik kalkınmaları gereklidir.

7-     Yöre insanının şeref ve haysiyeti yüceltilmelidir!

8-     Uluslar arası sözleşmelerde yer verilen temel insan haklarına dayalı Sosyal, kültürel ve siyasal haklar verilmelidir.

9-     Kapsamlı bir çözüm projesi içerisinde af kanununun koşullarının oluşturulması gerekmektedir.

10- Anadilde eğitim ve öğretim vazgeçilmez insan hakkıdır.

11-  Irakta yaşayan Kürtler kardeşimizdir.

12-  AB süreci desteklenmelidir.

Kısaca on iki maddede sıralayabileceğimiz bu tespitlerin incelenmesi neticesinde genel perspektiflerin ortaya konulmaya çalışıldığını gözlemlemekteyiz. Buna rağmen platform görüş ve değerlendirmelerini çözüme yönelik bir tavırdan ziyade diyalog yolunun açılması gayreti olarak sunmaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekmektedir ki böylesi ciddi bir konuda entelektüel bir toplantı düzenleyen platformun çözüme yönelik daha net ve somut tavır sergilemesi gerekmekteydi.Bu konudaki hassasiyetin atlatılmasını sürece bağlamakla yetinmek istiyoruz.Buna rağmen bazı tespitlerin neden bu kadar yuvarlak olarak sunulduğunu da anlamak ta güçlük çekmekteyiz.

Kimsenin elinde kitlelerin vekâleti yoktur derken platformun kimi kast ettiği net olarak anlaşılamamaktadır.Mesela son seçimlerde 22 milletvekili çıkaran DTP kitle vekâletini elinde bulunduruyor mu yoksa bunu görmemezlikten mi gelinecek? Eğer kitlelerin vekaleti kimsenin elinde yok ise o zaman kitleler adına sorunun çözümüne yönelik görüş alışverişi ne şekilde gerçekleştirilecektir. Yok eğer burada kast edilen yasal alanda mücadele etmeyen siyasi partiler ise bunun somut olarak ifade edilmesi gerekmez miydi?

Tartışılması gereken bir diğer husus ise Türkiye toplumsal barışının sağlanması ve Kürt sorununun çözümünde temel bir faktör olan genel siyasi bir af’ın gerekliliği yerine neden koşulların oluşturulması çağrısının yapıldığıdır. Böylesi bir platform bile Genel siyasi bir af’ın sorunun çözümünde kilit bir rol oynayacağını açık bir şekilde ifade edemiyorsa bunu kim ifade edecektir acaba? Her şeye rağmen Abant platformu önemli tespitlerde bulunmuştur. Keşke çözüme yönelik önerilerinde daha da cesur adımlar atabilseydiler.